Yazının sonunda söylemem gerekeni söyleyerek gireyim detaylara; 'Tam bağımsız Türkiye' demek günümüzde artık parasal ve pozisyonel rant demek, bu iyi biline.
‘YSK’nın neden olduğu bir haksızlık karşısında mağduriyet oluştuğunu herkes görüyor. Milli iradeyi gasp ettiler. Ekrem İmamoğlu kazandı…’
'Türkiye’nin Batı’sı' ilk kez iktidarın ağır bir yenilgiyle karşılaştığında yapabileceklerini gördü.
Tek Adam Rejimi, 'milli irade'yi kabule yanaşmıyor. Bu durum Erdoğan’ın seçim öncesindeki 'Yerlerine kayyım tayin ederiz' demeçleriyle birleşince post-2019 AKP dönemi pek hayırlı gözükmüyor.
Ekonomiyi batırdın, iç ve dış politikada çamura saplandın. Bari Orta Asya’dan gelenler adına Ön Asya’nın kadim halklarını kendi topraklarından kovalama.
31 Mart’ı ‘beka sorunu’na dönüştüren AKP-MHP ittifakı rakibi düşman, seçimi de savaş olarak görünce her türlü hile, sahtekârlık ve gayrimeşru yöntem mübah oluyor.
Yayıncılık üzerindeki cezalandırma gücü artan RTÜK’ten seçim öncesi dikkat çeken yeni müdahaleler geliyor.
Nevşehir'de konuşan Erdoğan, 'kavganın değil, barışın mücadelesini vereceğini' belirtip, muhalefet için 'milli irade hırsızları' dedi, 'Kanal D yayınını izlediniz mi? Nasıldı?' diye sordu.
“Üç Y” ile mücadele edeceklerdi. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar…
ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, cumhurbaşkanlığı seçimleri için ilk turda ortak adayın olmaması gerektiğini savundu.
Belediye başkanlarını sebepsiz görevden almak demek 'Milli irade benim' demenin başka bir ifadesidir. Bu da 'Önümüzdeki dönem seçim olsa da güvenoyu vermek için var' anlamını taşıyor.
Mesele milli iradeyi hiçe saymaksa; şimdiye kadar DBP’ye bağlı 102 belediyeden 94'ünün belediye başkanları görevden alınıp yerlerine kayyım atandı. Bunların çoğu tutuklandı.
Konuşması sırasında kendisine sataşılan CHP lideri, 'Tarih millet egemenliğini feshetme yetkisini bir şahsa veren milletvekillerini unutmayacaktır' dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.