Kadın Hikâyeleri-1: 13 yaşımda hasta bakmaya diye gittiğim eve, meğer gelin olarak gönderilmişim

Kadın Hikâyeleri-1: 13 yaşımda hasta bakmaya diye gittiğim eve, meğer gelin olarak gönderilmişim
13 yaşında zorla 'gelin' olarak gönderildiği evde yıllarca cinsel istismara maruz kalan, şiddet gören Zehra, boşanmak için kadınlardan destek bekliyor.

Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK-Türkiye'nin dört bir yanında kadınlar hemen her gün eşleri, sevgilileri, babaları, en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğruyor ya da öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Boşanma davası açan ya da boşanmak isteyen kadınlar, şiddete en çok maruz kalan grubun içinde yer alıyor. Zehra Yılmaz da o kadınlardan yalnızca biri... Boşanma davası açtığı eşinden ‘kanıt’ olmadığı gerekçesiyle 3 yıldır boşanamıyor.

Zehra, 2 çocuklu Ankaralı bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geliyor. Doğma büyüme Ankaralı olan Zehra sadece ilkokula kadar okutuluyor. Halen resmi olarak evli olduğu erkek kendisinden 6 yaş büyük. Zehra’nın ailesi bir gün yengesinin çok hasta olduğunu ve ona bakması gerektiğini söylüyor. Meğer ailesi Zehra’yı hasta bakmaya diye yolladığı yengesinin evine ‘gelin’ olarak göndermiş. Ama bundan Zehra’nın haberi olmuyor.

‘EVDEN ÇIKTIĞIMDA BENİM İÇİN ARTIK ÇOK GEÇTİ...’

"Yengen çok hasta ona bakman lazım dediler. Hatta 'durumu kötü, hastaneye kaldırıldı' dediler. Eve gittiğimde yengemi iyi gördüğümde çok şaşırdım. Meğer akrabalarım ve ailem kendi aralarında anlaşmış ve beni o eve gelin olarak göndermiş. Aile evinden hasta bakmaya diye çıktığım amcamın oğluna verilmişim. O gün, bütün hayatımın seyrini değiştirdi. Evden çıktığımda artık benim için çok geçti."

EVLENDİRİLDİĞİ ADAMA AYLARCA ABİ DEMİŞ…

Babası sadece Zehra’yı değil, ablasını da 16 yaşında bir çocukken evlendirmiş. Zehra'nın 2004 yılında annesi ve köy muhtarının oluruyla resmi nikahı kıyılmış. İki kız kardeş kendi rızaları olmadan çocuk yaşta, babalarının kararıyla istemediği evliliklere zorlanmış. Zehra aylarca evli olduğunun farkına dahi varmamış. Öyle ki evlendirildiği adama 6 ay boyunca "abi" demiş. Çok değil, bir yıl sonra da Zehra 14 yaşındayken ilk bebeğine hamile kalmış.

‘ÇOCUĞUMUN OYUNCAKLARIYLA OYNUYORDUM’

"İlk bebeğime hamile kaldığımda çok korkmuştum. Sanki bir rüyanın içindeydim. Aylarca eşime yalvardım beni geri eve yollaması için ama bu isteğim hiç gerçekleşmedi. Kendim çocukken bir çocuğa bakmak bana çok korkunç geliyordu. Emzirirken bile korkuyordum. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum. Çocuğun oyuncakları ile oynarken buluyordum kendimi."

‘BİR ÇOCUK ÇOCUĞA BAKABİLİR Mİ?’

"Ne yapayım? Çocuktum, hevesleniyordum. Yani kısacası her şey çok zordu. Hiç çocuk çocuğa bakabilir mi abla?"
‘YILLARCA ŞİDDETE MARUZ KALDIM, ÇOCUK OLDUĞUM İÇİN KORKUDAN SESİMİ ÇIKARAMIYORDUM’

Zehra evlendiği adamın ailesi ile yıllarca Ankara’nın bir köyünde yaşıyor. Ev işleri, hayvanlara bakma gibi evin birçok işiyle de o ilgilenmek durumunda kalıyor. Bunları yaparken de eşinin ailesi tarafından ‘işleri gerektiği gibi yapamıyor’ bahanesiyle defalarca kez şiddete, harekete maruz kalıyor. Yıllarca süren şiddete karşı sessizliğini koruyan Zehra’nın 2 yıl ara ile 3 çocuğu dünyaya geliyor.

"Ne yaparsam yapayım eşimin ailesine yaranamazdım. En ufak bir gerekçe bile benim dayak yememe neden oluyordu. Ama çocuk olduğum için korkudan sesimi çıkaramazdım. Eşimde hiçbir zaman bana sahip çıkmazdı. Ama 3 çocuğum dünyaya geldikten sonra hem onlara bakmak hem de evin bütün işleri ile uğraşmak zor geliyordu. Bir gün artık canıma tak etti ve cesaretimi toplayarak eşime gitmek istediğimi söyledim. İsteğim hemen kabul edilmese de bir şekilde kabul edildi. Ev içinde yaşanan huzursuzluktan dolayı bir şekilde oradan ayrılmayı kabul ettirdim."

‘BU YAŞIMA KADAR KENDİME BİR ELBİSE BİLE ALMADIM’

Kent merkezine taşınmasıyla birlikte Zehra’nın bu defa bütün insanlarla iletişimi kesiliyor. Eşi "kıskançlık" bahanesiyle Zehra’nın kimseyle görüşmesine izin vermiyor. Zehra çocukluğundan bu yana kendisine bir elbise dahi almıyor. Sokaklarda bir kez bile tek başına dolaşamadığını anlatıyor:

"Eşim çok kıskanç bir adamdı. Korkumdan onun lafının dışına çıkamazdım. Herkesin arkadaşı olur ama benim hiç arkadaşım olmamıştı, komşuluk kavramının ne olduğunu bilmiyordum. Kıyafetlerimi bile eşim seçerdi ben ise onları giymek zorunda kalırdım. Şu yaşıma kadar kendi isteğimle hiç bir şey alamadım. Bir şeye ihtiyacım olduğunda ona söylemek zorundaydım. Ne çocukluk ne de kadınlık nedir hiç bilmedim. Hep o ne istediyse onu yaşamak zorunda kaldım."

‘HAYATINDA BAŞKA KADIN OLDUĞUNU ÖĞRENDİM’

Yıllarca uğradığı şiddetten sonra biraz da olsa rahatlayacağını düşünen Zehra bu defa da eşi tarafından aldatıldığını öğreniyor. Zehra’nın bu durumu öğrenmesiyle eşi evi terk ediyor ve aylarca eve gelmiyor.
Karikatür: Angel Boligan

‘AYLARCA ÇOCUKLARIMLA BİR BATTANİYE ÜZERİNDE UYUDUK’

"Bir gün çocuğumun ödevi için telefonunu istedim. Sonra aramalarda defalarca aynı kadını aradığını gördüm" diyen Zehra, şöyle devam ediyor: "Ertesi gün bu durumu söylediğimde ise bir daha eve gelmedi. O kadınla birlikte başka bir şehre yerleşti. Ben 3 çocuğum ile bir anda yalnız kaldım. Çocukluğumdan bu yana hiç yalnız kalmamıştım. Önce 2 ay kadar kendi evimizde kaldım. Daha sonra evlere temizliğe giderek biraz para biriktirdim. Ardından bir ev tuttum. Büyük oğlum biraz büyüdüğü için çalışarak bana yardım ediyordu. O yüzden o oğlum okuyamadı. Benim yaşadığım zorlu hayatı o da erken yaşta öğrenmek zorunda kalmıştı. Tuttuğumuz evde aylarca yere serdiğimiz bir battaniye üzerinde çocuklarımla uyuduk. Zordu ama hayatımızı devam ettirmek zorundaydım. Çocuklarım için hiç pes etmedim."

‘SENDE BİZİMLE YAŞAYACAKSIN!’

Zehra evi terk eden eşinin aylar sonra kendisini arayarak "Sende bizimle yaşayacaksın. İstemesen de bunu eşek gibi yapacaksın" dediğini söylüyor. Bunu kabul etmeyeceğini söylediğinde ise eşinin tehditlerine maruz kalıyor. Daha sonra Zehra boşanma davası açıyor. Bunun üzerine de eşi kabul etmediğini şöyle anlatıyor:

"Yaşattıkları yetmez gibi beni de aynı evde kalmaya zorladı. Üstelik beraber yaşadığı kadın hamile. Kabul etmeyeceğimi söylediğimde ise benden boşanmayacağını söyledi. Büyük oğlumu arayarak ona yalvardı. Güya hala beni seviyormuş. Asla kabul etmedim. Yıllardır benim hayatımı mahvetmiş durumda. Hem orada kendine bir aile kurdu hem de benden vazgeçmiyor. Ben ondan bir şey istemiyorum yeter ki beni artık rahat bıraksın."

‘MAHKEME YOLLARINI AŞINDIRDIM, BOŞANAMIYORUM’

Zehra boşanma davası açalı 3 yıl olmuş ancak hala boşanma davası sonuçlanmamış. Hakim Zehra’dan anlattıkların kanıtlayan ‘deliller’ istiyor. Çocuk olarak çıktığı köye bir daha gitmek istemeyen Zehra, kadın ile eşinin yaşadığını kanıtlayacak bir delil sunamıyor.

"Yıllarca mahkeme yollarını aşındırdım ama bir türlü boşanamıyorum. Uzaklaştırma kararı çıkardım ama aramaya devam ediyordu. Mahkemelerin hiç birine katılmadı. Mahkeme benden fotoğraf ya da ses kaydı istiyor. Nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyorum."

‘DEVLET BANA DEĞİL ONA SAHİP ÇIKIYOR’

 "İlla başıma çok büyük şeyler mi gelmesi gerekiyor boşaması için. Devlet bile bana değil ona sahip çıkıyor. En son mahkemeye de katılmayınca kendisini arayarak bana bu işkenceyi yaşatmaması söyledim. Yine bana boşanmayacağını söyledi. Umudum git gide tükenmeye başladı."

‘TEK UMUDUM KADINLARIN BANA SAHİP ÇIKMASI’

"Artık tek umudum kadınların bana sahip çıkması. Lütfen tek isteğim bu adamdan tamamen kurtulmak istiyorum. Okula gitmediğim için de nasıl davranacağımı bilmiyorum. Kadınların bana yardımcı olmasını istiyorum."

Temizlik işçiliği yapan Zehra pandemi koşullarından dolayı da çok zor günler geçiriyor. Normalde düzenli olarak temizliğe gittiği evler artık salgın gerekçesiyle çağırmıyor. Şu an oğlu bir restoranda paket işine girmiş ve onun kazandığı parayla geçiniyor. O da olmasa bu süreçte aç kalacaklarını belirtiyor.

‘EVLATLARINIZI ÇOCUK YAŞTA EVLENDİRMEYİN, SAKIN YAPMAYIN’

Ailelere evlatlarını çocuk yaşta evlendirmemesini söyleyen Zehra, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Çocuk yaşta evlenmek demek hayatının yerle bir olması demektir. Aileler asla çocuklarına kıymasınlar. O psikolojiyi asla hiçbir çocuk yaşamasın. Yaşadıklarımı dahi hatırlamak istemediğim günleri hiç kimse yaşamasın. Sakın çocuklarınıza bunu yapmayın sakın."

(*) Kadının ismi, ailesinden korktuğu için değiştirilmiştir.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar