Menajerlik ajansları krizi: Ayşe Barım'a yurt dışı çıkış yasağı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hakkında soruşturma başlattığı Ayşe Barım'a yurt dışı çıkış yasağı getirdi.
Artı Gerçek - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ünlü oyuncuların menajeri olarak tanınan Ayşe Barım hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirdi.
Savcılık, Rekabet Kurulu'nu bazı menajerlik ajanslarına ilişkin başlatttığı soruşturmada adı en çok konuşulan isim olan Ayşe Barım'a, hakkında sosyal medyadaki iddiaları ihbar sayarak soruşturma başlatmıştı. Soruşturma, Barım hakkındaki çalışma hürriyetinin ihlali, şantaj gibi tüm iddialara ilişkin yürütülüyor.
NE OLMUŞTU?
Ünlü oyuncuların menajeri olarak tanınan ID Ajans sahibi Ayşe Barım hakkında, bazı oyuncuların piyasada öne çıkmasını sağladığı ve dijital platformlar ile kanallardaki yapımlarda rol alacak isimlerle ilgili nüfuzunu kullanarak rekabet kanunlarını ihlal ettiği iddiaları ile birlikte sektörde tekelleşme tartışmaları kamuoyunun gündemine taşındı.
Aralarında Burcu Biricik, Farah Zeynep Abdullah, Elçin Sangu ve Melisa Sözen'in de olduğu daha pek çok isim, tekelleşmenin sektörde uzun süredir varolduğunu doğrulayarak çözüm için adım atılması ve meselenin sektör bileşenlerini de kapsayacak şekilde tartışılması gerektiğini açıkladı.
Barım hakkındaki iddialar ilk olarak eylül ayında Gazeteci Fuat Uğur'un tv100'de yazdığı bir yazı ile gündeme gelmişti. Uğur, Ayşe Barım'ın, açık kimlikli olmayan bir eşcinsel erkek şarkıcının iş insanı sevgilisinden 5 milyon dolar aldığını iddia ederek bu paranın, şarkıcının ünlü bir kadın oyuncu ile "romantik ilişkisi olduğu senaryosunun hayata geçirilmesi" karşılığında ödendiği öne sürüldü. Hedef gösterilen çiftin Serenay Sarıkaya ve sevgilisi Mert Demir olduğu iddia edildi.
ID iletişim iddiaları yalanlayan bir açıklama yayınladı. Serenay Sarıkaya da açıklamayı kendi sosyal medya hesabından paylaştı. Menajerlik ajansı da Sarıkaya da kendilerine iftira edildiğini savundu.
Tartışmanın tekelleşme boyutu oyuncuların büyük bir bölümü tarafından bir sorun olarak tespit edilirken, konunun Sarıkaya'nın özel hayatı üzerinden hedef alınmasına kadar taşınmasını cinsiyetçilik olarak yorumladı.
Oyuncular sorunun çözümü için, magazinel ve kişilerin özel yaşamını hedef alan unsurların sorunun odağından uzak tutulması gerektiğini savunuyor.
Konu hakkında oyuncuların bazılarının yorumları şöyle:
Serenay Sarıkaya:
"O kadar tuhaf ve akılalmaz şeyler ki söylenecek hiçbir şey yok buna. Zaten ID İletişim olarak da ben kişisel olarak da mahkemeye taşıdık süreci. Mahkemede olduğu için de bir şey söylemek istemiyorum. Çok garip, anlaşılması güç. Doğrudan ahlaksız ithamlar var bize yapılan."
Burcu Biricik:
"O koca pastanın dilimlerini sürekli olarak kimlerin paylaştığını konuşmamız gerekirken biz yine magazin çukuruna düştük"
Deniz Işın:
"Kadın dayanışması istediğiniz kadın yüzünden kaç tane kadın oyuncunun hakkına girildiğini düşündünüz mü hiç? Kendisi bizzat işlerime engel olmaya kalktı, tanıdığım çok yetenekli kadın oyuncuların önünü kesti. Eğer bir mafyalaşma varsa kadın ve insan hakları savunucusu olarak en çok sizin ses çıkarmanız gerek. Kime kimi peşkeş çekti bilemem ama şaşırmam. Sırası geldi diye delirmeyin elbet kokusu çıkacaktı."
Melisa Sözen:
"Bu güç oyunları sadece projeleri değil, oyuncuların kariyerlerini yönetirken onları kendine muhtaç etmeyi de içeriyor. 20’li yaşlarımda “artık anne oynamaya hazırlan” diyerek psikolojik olarak güçsüzleştirilmeyi de "şu yapımcı senin enerjini beğenmiyor ben olmasam bu işi alamazdın” gibi cümleler kurarak özgüven parçalayıp kendine muhtaç etmeyi de içeriyor.
"Artık herkesin şapkasını önüne koyup bu sektördeki tekelleşmeyi de zorbalığa da kabullenmesi ve sorunu çözmeye odaklanması lazım. Yoksa konu hiçbir şekilde bizi ilgilendirmeyen magazinel rivayetler ya da korkunç üsluplu yalan yanlış metinler değil. Konu elimizdeki gücü nasıl kullandığımız. Konu hakkaniyet ve adil çalışma koşulları. Konu sırf arkasında yeterli güç olmadığı için izleme şansı bulamadığımız birbirinden yetenekli oyuncular."
Elçin Sangu:
"Türkiye’de oyunculuk sektörü, dünya standartlarına ulaşmak istiyorsa, kurumsallaşmayı ve adaleti merkeze alan bir dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Bu dönüşüm, yalnızca sanatçıların değil, sektörün tüm bileşenlerinin daha sağlıklı bir zeminde çalışmasını sağlayacaktır" (KÜLTÜR SANAT)