Kadın oyunculardan, menajer ajansları krizinde Serenay Sarıkaya'yı hedef alan iddiaya tepki
Sektörde tekelleşme gerekçesiyle menajerlik ajanslarına açılan soruşturmada adı geçen isimlerden, ünlülerin menajeri Ayşe Barım hakkındaki iddialar, Barım'ın ajansına bağlı çalışan Serenay Sarıkaya'yı da kapsıyor. Sarıkaya'ya yönelik cinsiyetçi ifadelere kadın oyuncular da tepki gösterdi.
Artı Gerçek - Ünlü oyuncuların menajeri olarak tanınan, ID Ajans sahibi Ayşe Barım hakkında, bazı oyuncuların piyasada öne çıkmasını sağladığı ve dijital platformlar ile kanallardaki yapımlarda rol alacak isimlerle ilgili nüfuzunu kullanarak rekabet kanunlarını ihlal ettiği iddiaları üzerinden başlayan menajerlik ajansları ve tekelleşme tartışması gündemdeki yerini koruyor.
Ayşe Barım'ın, açık kimlikli olmayan bir eşcinsel erkek şarkıcının iş insanı sevgilisinden 5 milyon dolar aldığı iddia edildi. Bu paranın, şarkıcının ünlü bir kadın oyuncu ile "romantik ilişkisi olduğu senaryosunun hayata geçirilmesi" karşılığında ödendiği öne sürüldü. Hedef gösterilen çiftin Serenay Sarıkaya ve sevgilisi Mert Demir olduğu iddia edildi.
ID iletişim iddiaları yalanlayan bir açıklama yayınladı. Serenay Sarıkaya da açıklamayı kendi sosyal medya hesabından paylaştı.
Sarıkaya'ya yönelik iddiaların cinsiyetçi bir itibar suikasti olduğunu belirten pek çok kadın oyuncu da bu iddialara ve sosyal medyada ifade edilme şekline tepki gösterdi.
'PASTAYI KİMİN PAYLAŞTIĞINI KONUŞACAĞIMIZA MAGAZİN ÇUKURUNA DÜŞTÜK'
Söz konusu iddialarda Sarıkaya'yı hedef alan ifadelere tepki gösteren isimler arasında Burcu Biricik, Ezgi Mola, Hazal Kaya, Afra Saraçoğlu gibi isimler de yer aldı.
Burcu Biricik'in konuya ilişkin sosyal medya paylaşımını Afra Saraçoğlu da yeniden paylaşarak destek verdi:
"Şu an sektördeki tekelleşmeyi, nasıl domine edildiğini, mesleği etiği ahlakı, bu koca sektörde var olmaya, nefes almaya, mesleğini icra etmeye çalışan fakat bir türlü fırsat yaratılamayan, yaratılamadığı gibi köstek de olunan onlarca yetenekli sektör insanını, o koca pastanın dilimlerini sürekli olarak kimlerin paylaştığını konuşmamız gerekirken biz yine magazin çukuruna düştük."
Ezgi Mola da Hazal Kaya'nın yazdıklarını yeniden paylaştı:
Konunun tek boyutu oyuncuları hedef alan cinsiyetçi ifadeler değil. Ayşe Barım'ın menajerlik ajansının bünyesinde olan ünlü oyuncular üzerinden platformların ve kanalların projelerine başrol karşılığında yine menajerliğini kendisinin yaptığı başka oyuncuları da kurulan kadrolara dayattığı ifade edildi.
Platformlar ile ajanslar arasındaki bu tür anlaşmaların rekabet kanununu ihlal ettiği ve sektörde tekelleşmenin yerleşik hale geldiği eleştirileri yapıldı.
Oyunculuk ajansları, yapım şirketleri arasındaki ilişkinin bir başka boyutu da yapım şirketlerinin yurt dışına dizi ya da film satışlarından elde ettikleri gelirlerin ülke içine girmediği ve para kaçırıldığı iddiası oldu.
'MİLYARLARCA LİRALIK CİRO'
Gazeteci Fuat Uğur, tv100'de eylül ayında kaleme aldığı ve sosyal medyada çok konuşulan köşe yazısında konuyu gündeme taşımış, "Okuyacaklarınız televizyon ve dijital platformlarda yayınlanan dizilerin arka planını anlatıyor" diyerek, şunları kaleme almıştı:
"...
TRT dâhil, ATV, SHOW TV, STAR, KANAL D, NOW TV vb. tüm televizyonlarda, Netflix, Tabi, Disney, Blutv, Exxen gibi dijital platformlarda, hep aynı yapım şirketleri, birbirine benzer konular, benzer yüzler, oyunculuk ajanslarındaki “mama” ların kuklası haline getirilmiş kadın ve erkek oyuncular.
Ve tabii ortada dönen milyarlarca liralık ciro.
Bağımsız yapımcıya, proje üretimine, ajansın emrine girmemiş oyuncuya hayat hakkı tanımayan bu piyasa yapıcıları, öyle bir kara düzen kurmuşlar ki aynı zamanda televizyon ve dijital platformların köşe başlarını tutmuş yöneticilerle de “iş” tutarak sacayağını tamamlıyorlar. Aralarındaki ilişki tamamen al takke ver külah üzerine. Bu anlamda bağımsız yapımcıların bir televizyon ya da dijital platforma proje kabul ettirmesi imkânsızın da ötesinde. Adeta bir mafya sistematiği var.
Diyelim elinizde bir proje, dizi ve yapımlarla ilgili bir televizyon ya da dijital platform yöneticisine gittiniz. Program ya da dizi projenizi, sinopsis ve senaryolarınızı titizlikle hazırladığınız dosyanızla birlikte sundunuz. Genellikle dosyanıza bakmaya bile tenezzül etmezler. Çünkü onların gözü, aralarında “duygusal” bağlar olan yapım şirketlerinden gelecek dosyalardadır. Zaten yemeklerde bir araya gelip neler yapacaklarını oralarda konuşurlar, yapım şirketi o konuşmalar doğrultusunda dosyasını gönderir, televizyon yöneticisi de projeyi yayın kuruluşunun icra kuruluna sunar ve ballandıra ballandıra anlatarak onaylanmasını sağlar.
...
Bekleyelim ve sonuca bakalım." (KÜLTÜR SANAT)