'Gomidas' yıllarca sahnelendiği Surp Vortvots Kilisesi'nden ayrılıyor

'Gomidas' yıllarca sahnelendiği Surp Vortvots Kilisesi'nden ayrılıyor
Tiyatro sahnesinin ikonik oyunlarından Gomidas, yıllarca sahnelendiği Surp Vortvots Kilisesi'ni mali nedenler ve kilisenin programı nedeniyle terk ederek klasik sahneye geçiyor. Yolcu tiyatro, Gomidas'ı "Anadolu'nun çok nadir çiçeği" olarak tanımlıyor.

Artı Gerçek - Sanat dünyasında Gomidas (Ermenice: Կոմիտաս) ismiyle bilinen Ermeni ulusal müzik okulunun kurucusu, başrahip, müzikolog ve besteci Soğomon Kevork Soğomonyan'ın (Սողոմոն Գեորգ Սողոմոնեան) hayatını anlatan Gomidas'ı defalarca tiyatro sahnesine taşıyan Yolcu Tiyatro; oyunu sahnelediği ve görür görmez "Yuvamızı bulduk!" dediği Surp Vortvots Kilisesi'ni terk ederek yüksek maliyetler, ekonomik sorunlar, kilisenin başka programları gibi gerekçelerle klasik sahneye geçiş yaptığını açıkladı.

Nisan 1915'te Ermeni Soykırımı sırasında diğer Ermeni entelektüeller ile birlikte, Osmanlı hükûmeti tarafından İstanbul'da tutuklanmış, cezaevi kampına sürülmüş ve buradan serbest kalmasının ardından travma sonrası stres bozukluğu ile mücadele etmiş olan sanatçı ve din alimi Gomidas'ın hayatını anlatan oyun, 1929’dan bu yana faaliyette olan Surp Lusaroviç Korosu ile birlikte sahneleniyordu.

BURANIN 400 YILLIK BİR HAFIZASI VAR

Gomidas'ın yolculuğunu, tiyatronun geleceğini "bütçe ve mevzuat dertlerini" ve çözüm yollarını Sahneden'e anlatan süpervizör ve yapımcı Ersin Umut Güler, "Buranın dört yüz yıllık bir hafızası var; buradaki her taşın, sütunun… Yaşanmış bir sürü hikaye var burada. Bu yüzden oyun için çok iyi olacağını düşündük" Güler ayrıca, çok önemli bir müzisyen olan Gomidas’un unutturulduğunu, unutturulmak istendiğini dile getiriyor: “Unutturacaklar, biz de hatırlatacağız. Bizim görevimiz bu. Hikayelerimizi hatırlayacağız, hatırlatacağız.” diyor.

'2023'TEYİZ, HÂLÂ FARKLI IRKTAN YA DA MEZHEPTEN OLMANIZ BASKI SEBEBİ OLABİLİYOR'

Gomidas'ın yaşadığı dönemde maruz bırakıldığı yok sayılma ve ötekileştirme koşullarına vurgu yapan Güler, sanatçının Ermeni olduğu için başına gelenlerin bugün de değişmediğini vurguluyor: “Türkiye hala aynı. 2023’teyiz ve hala farklı bir milliyetten ya da mezheptenseniz, farklı bir dindenseniz bu linç edilmeniz, baskı görmeniz, sansürlenmeniz, yok sayılmanız için sebep olabiliyor. Buranın zenginliği buydu. Bu kuraklığı isteyen birileri var. Tek olsun istiyorlar her şey.”

'TRAGEDYALARIN AMBİYANSINA DOĞRU BİR YOLCULUK'

Fehmi Karaarslan’ın iki sahneleniş arasında gönlünün kiliseden yana olduğu sözlerinden kolayca anlaşılıyor: “Kilisede algımızı şekillendiren çok fazla şey var. Oturma biçiminden koronun yerine, akustiğe kadar hepsine dikkat etmek gerekiyor. İki sahnelemenin de artıları var, ama oyuncu olarak tabii böyle bir ambiyansta oynamak çok büyük bir deneyim, çok büyük bir keyif.”

Karaarslan hem Gomidas'ı canlandırmanın bir aktör olarak üzerindeki etkisini hem de kilise atmosferinin sahnelemeyi nasıl etkilediğini anlatırken “Bir kere kutsal bir yerdeyiz. Tiyatronun o arkaik geçmişine, o ritüistik, ayinsel kökenlerine doğru bir tını da var arkada. Öyle bir yere davet ediyor oyuncuyu. Gomidas’ın bir rahip olması, müzisyen olması, sesle akustikle olan ilişki tragedyaların ambiyansına doğru bir yolculuk gibi oluyor oynarken. İtalyan sahnede daha klasik bir algıyla seyirciyle buluşuyorum. Kesinlikle oyunun anlaşılması ve hikayenin geçmesi bakımından İtalyan sahnede de çok etkili oluyor. Hem beni hem izleyiciyi daha tiyatral bir yere davet ediyor. Metin daha görünür ve ortada oluyor.” diyor.

'SEMT, ERMENİ CEMAATİ İÇİN ÖNEMLİ ANCAK CEMAAT BURADAN BİRAZ UZAKLAŞMIŞ'

Oyunun Yapım ve Reji Asistanı Emre Can Sancar da oyunun yıllarca sahnelendiği Kumkapı’daki bu kilise nin oyun için önemini şu sözlerle anlatıyor:

Kumkapı semtinin özgünlüğünden söz ediyor ve burayı 20. yüzyıl başlarındaki İstanbul’a benzetiyor: “Burası inanılmaz multikültürel bir yer. Sokakta Türkçeye çok nadir rastlayabileceğiniz bir yer. Bazı insanlar için korkutucu olabiliyor, belki onların korktuğu çokkültürlülükte değil, buradaki insanların sıkıştırılmışlığında…” Semt Ermeni cemaati için çok önemli olsa da, aslında cemaat biraz buradan uzaklaşmış. diyor.

Sahneden'de yer alan söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

GOMİDAS KİMDİR?

Gomidas (Ermenice: Կոմիտաս) veya gerçek adıyla Soğomon Kevork Soğomonyan (Ermenice: Սողոմոն Գեորգ Սողոմոնեան, d. 26 Eylül 1869, Kütahya - ö. 22 Ekim 1935, Paris), Ermeni ulusal müzik okulunun kurucusu sayılan Ermeni papaz, müzikolog, besteci, aranjör ve koro şefi. Gomidas, etnomüzikolojinin öncülerinden biri olarak tanınmaktadır.

Gomidas, küçük yaşta yetim kaldı, Ermenistan'ın dinî merkezi olan Eçmiyazin'e götürüldü ve burada Gevorgian İlahiyat Okulu'nda eğitim gördü. 1895'te vartabed (bekâr rahip) olarak atandı ve Berlin Humboldt Üniversitesi'nde müzik okudu ve daha sonra batılı eğitimini "ulusal bir müzik geleneği oluşturmak için" kullandı.

Gomidas, Nisan 1915'te Ermeni Soykırımı sırasında diğer Ermeni entelektüeller ile birlikte, Osmanlı hükûmeti tarafından İstanbul'da tutuklanmış ve cezaevi kampına sürüldü ve daha sonra serbest bırakıldı. Sürgün sırasındaki işkence ve kötü muamele sonrası travma sonrası stres bozukluğu yaşadı. İstanbul'a döndükten sonra durumu ağırlaşınca Şişli'deki Fransız La Paix Hastanesi'ne, ardından da Paris'te bir sanatoryuma yatırıldı ve hayatını geri kalanını orada tamamladı. Gomidas, tanınmış bir soykırım kurbanı olarak kabul görüyor ve sanat alanında da Ermeni Soykırımı'nın başlıca simgelerinden biri olarak gösteriliyor. (Kaynak)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar