Haftanın öne çıkan kitapları
Duygular, kültür ve kapitalizm sosyolojisi alanlarında çalışan Eva Illouz'un Livera Yayınları etiketiyle çıkan kitabı 'Romantik Ütopyayı Tüketmek'ten William Faulkner'ın son romanı 'Çapulcular'a kadar yedi eserle bu haftanın seçkisi...
Kanada/ Richard Ford/ Jaguar Kitap
Tanıtım bülteninden:
Önce anne babamın yaptığı soygunu anlatacağım. Ardından da, sonra işlenen cinayetleri. Asıl önemli kısım soygun, çünkü kız kardeşimle benim hayatımızın seyrini belirleyen bu oldu.
Daha ilk cümlede neler anlatılacağını öğrenmemize rağmen, bize büyük bir romandan beklenen her şeyi veren bir başyapıt: Kanada.
On beş yaşındaki Dell Parsons ve ikiz kız kardeşi Berner’ın anne babası, içine düştükleri darboğazdan kurtulmak için banka soyduktan sonra yakalanır. Anneleri Neeva, devlet tarafından alıkonulmamaları için yakın arkadaşı Mildred Remlinger’dan çocukları sınırın ötesine, Kanada’ya, abisi Arthur Remlinger’ın yanına götürmesini ister. Fakat Berner kendi kaderini kendisi tayin etmek ister ve Mildred’ı beklemez. Dell ise anne babasının kırık dökük bıraktığı hayatı hiç bilmediği bir ülkede sıfırdan kurmak üzere Mildred’la birlikte Kanada’nın uçsuz bucaksız çayırlarına doğru yola çıkar. Orada onu bekleyen hayat bilinmezliklerle, sırlarla doludur.
Richard Ford’un, yarım yüzyılı aşkın bir süreye yayılan bu sarsıcı aile trajedisini Dell Parsons’ın gözünden aktardığı, “Amerikan edebiyatının yeni yüzyıldaki muhtemelen en büyük romanı” Kanada, Umay Öze’nin çevirisiyle…
Künye:
Kitap Adı: Kanada
Yazar: Richard Ford
Yayıncı: Jaguar Kitap
Çeviren: Umay Öze
Editör: Berk Çetin
Sayfa Sayısı: 530 Sayfa
Beynin Gece Hayatı/ Guy Leschziner / Metis Kitap
Tanıtım bülteninden:
Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz ve uykunun fiziksel, nörolojik ve psikolojik sağlığımız açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki hepimiz gece boyu sıkı bir uyku çekip sabah zinde bir şekilde uyanacak kadar şanslı değiliz. Uzmanlık alanlarından biri de uyku bozuklukları olan nörolog Guy Leschziner bu kitabında uykuyla başı ciddi biçimde dertte olan hastalarının hikâyelerini anlatıyor: uykusunda motosikletine ya da arabasına atlayıp dolaşan Jackie; aksiyon filmlerini aratmayan rüyalar görürken o sahneleri bilfiil canlandırdığı için komik durumlara düşen Alex; espri yapıp güldüğü her seferinde birdenbire yere yığılıveren Adrian; uykusunda seks yapan Tom; uyurken hiç farkında olmaksızın tıka basa yiyen, yiyecek bulamadığında granül kahveden kuşyemine kadar birçok şeyi midesine indiren Don ve diğerleri.
“Peki bu hastalardan neden söz ediyorum? Daha da önemlisi, bunları neden okuyasınız ki?” diye soran Leschziner, anlattığı hikâyelerin uyku bozukluklarını uçlarda yaşayan insanlara dair olduğunu, ama bu uç durumları incelemenin uykunun genel işleyişine dair nispeten kısıtlı bilgimizi artırdığını söylüyor. Nitekim imsomni, narkolepsi, gece terörü, apne ve uyurgezerlik gibi bozukluklarla ilgili bu hikâyeleri okurken, uykunun biyolojik, sosyal, çevresel ve psikolojik faktörlerden etkilenen incelikli mekanizmasını ve bu mekanizmanın hayatımız üzerindeki etkilerini daha iyi anlıyoruz.
Künye:
Alt başlık: Kâbuslar, Sinirbilim ve Uykunun Gizli Dünyası
Özgün adı: The Nocturnal Brain
Nightmares, Neuroscience and the Secret World of Sleep
Çeviri: Zeynep Arık Tozar
Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan
Kapak Resmi: Henri Rousseau
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları: 1. Basım: Haziran 2024
Yangında Kaybettiklerimiz/ Mariana Enriquez/ Domingo Yayınları
Tanıtım bülteninden:
Mariana Enriquez’in ürkütücü evreninde canavarlar yatakların altında saklanmıyor, ormanların içinde dolaşmıyor. Bu öykülerde canavar biziz. 12 öykü, ölümün dokunduğu 12 karakter. Perili olduğuna inanılan metruk bir evde tutsak kalan tek kollu Adela, dişleriyle tırnaklarını söken Marcela, Kepçekulak Ufaklık lakaplı çocuk seri katilin hayaletini gören Pablo ve kadına karşı şiddeti protesto etmek için kendilerini ateşe atan kadınlar…
En karanlık arzularımızın dizginleri salıverildiğinde neler olabileceğini keşfe çıkan Enriquez, hipnotik dili ve gündelik korkuları mütemadiyen hissettirdiği öyküleriyle Julio Cortázar, Shirley Jackson ve Roberto Bolaño gibi ustaların izinden gidiyor.
Künye:
Çevirmen: Seda Ersavcı
Yayın Tarihi: 25.06.2024
Orijinal Adı: Las Cosas Que Perdimos En El Fuego
ISBN: 9786051980119
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 208
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 20.5 cm
William Faulkner/ Çapulcular/ YKY
Tanıtım bülteninden:
Faulkner’ın son romanı “Çapulcular”, yazarın hayali coğrafyası Yoknapatawpha’ya otomobillerin girdiği ve böylece modernleşmenin yeni bir ivme kazandığı 1905 yılında geçer. Bölgenin önde gelen ailelerinden Priest’lerin ilk otomobilini kaçıran üç beklenmedik kahraman vardır romanın merkezinde: On bir yaşındaki Lucius Priest; ailenin himayesindeki çocuksu, fevri, otomobil sevdalısı Boon Hogganbeck ve bu yeni icada şüpheyle bakan kurnaz arabacı Ned. Üç kafadar, otomobillerin hayata girişiyle hızla değişmekte olan manzara boyunca bölgenin en büyük şehri Memphis’e doğru yol alırken beklenmedik olay ve mekânların içinde bulacaklardır kendilerini: Çalınan bir at, bir genelev, nezaret ve sonunda bütün kaderlerinin bağlı olduğu bir at yarışı. Bir büyüme hikâyesine dönüşen bu macerayı, aradan yıllar geçtikten sonra torununa anlatan Lucius’tan dinleriz.
“Çapulcular”, atlara ve otomobillere, doğanın modern çağ tarafından geri dönmemecesine değiştirilmesine ve zamanın acımasızca geçişine dair, çılgınca bir enerjiyle dolup taşan bir roman.
Künye:
Yazar: William Faulkner
Kategori: Edebiyat, Modern Klasikler
Çeviren: Begüm Kovulmaz
ISBN: 978-975-08-6350-9
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 07.2024
Metropol/ Ben Wilson/ Domingo Yayınları
Tanıtım bülteninden:
İki yüz bin yıllık insan varoluşunda hiçbir şey bizi şehir kadar derinden değiştirmedi. İmparatorluklar yükseldi ve yıkıldı, yaşam muazzam bir devinimle değişirken şehirler arka planda insanlığın laboratuvarı gibi çalıştı. Antik Roma'nın hareketli pazar yerlerinden modern Tokyo'nun neon ışıklı gökdelenlerine kadar şehirler, binlerce yıldır yenilik, sanatsal ifade ve sosyal çalkantıların hem merkezi hem de dönüştürücüsü olageldi.
Tarihçi ve yazar Ben Wilson, şehirlerin tarihinin aynı zamanda uygarlığımızın tarihi olduğunu göstermek için bizi 26 şöhretli şehirden geçen, yedi bin yıllık bir dünya turuna çıkarıyor. Demokrasi ve felsefenin ilk adımlarını attığı Atina agorasını, İslam dünyasının kalbinde bir bilgi ve kültür köprüsü olan Ortaçağ Bağdat'ının dolambaçlı sokaklarını, sarsıcı sosyal değişimlerin merkezi Londra'nın Sanayi Devrimi sırasındaki direncini, bireyi kalabalığa kurban veren New York gökdelenlerinin ruh sağlığımıza etkisini ve ekonomik güç sembolü 21. yüzyıl Şanghay'ının ekoloji kavşağındaki dönüşümünü mercek altına alıyor.
Metropol, yaşadığımız şehirlerin hem en büyük zaferlerimize nasıl ışık tuttuğunu hem de en derin kusurlarımızı nasıl ortaya çıkardığını gözler önüne seriyor.
Künye:
Çeviri: Mahmut Tekçe, Verda Bingöl
Kapak uyarlama: Hamdi Akçay
Sayfa uygulama: Bahadır Erşık
Özellikler: 14x21 cm, 490 sayfa, Karton Kapak
İlk Baskı: Haziran 2024 ISBN: 978-605-198-327-1
Bez Bebek/ İsmail Kadare/ Jaguar Kitap
Tanıtım bülteninden:
Arnavutluk’un Cirokastra şehrinde, varsıl bir aile olan Dobiler’in kızı “Bez Bebek”, on yedi yaşındayken renkli ve cıvıl cıvıl baba evinden kasvetli Kadare konağına gelin gider. Gizli odaları, geçitleri, hatta zindanı olan bu üç yüz yıllık konağın ve oradaki yaşamın soğukluğu Bez Bebek’i zaman içinde “yiyip bitirmeye” başlar. Kayınvalidesinin ölümüyle biraz olsun rahatlayacakken, bu sefer de oğluyla, yani İsmail Kadare’yle yaşayacağı kuşak çatışması dert olur başına. Ait olduğu dünyanın ve dolayısıyla kendisinin yavaş yavaş geride kaldığını; âdeta kâğıttan, bezden yapılmışçasına hafifliği ve naifliğiyle bir gölge gibi geçip gittiğini fark eder.
Çağdaş Arnavut edebiyatının en büyük ismi kabul edilen İsmail Kadare’nin 1994’te kaybettiği annesine vefa borcunu ödediği romanı Bez Bebek, Şebnem Degni’nin çevirisiyle…
Künye:
Kitap Adı: Bez Bebek
Yazar: İsmail Kadare
Yayıncı: Jaguar Kitap
Çeviren: Şebnem Degni
Editör: Berk Çetin
Sayfa Sayısı: 104 Sayfa
Romantik Ütopyayı Tüketmek/ Eva Illouz/ Livera Yayınları
Tanıtım bülteninden:
Eva Illouz’un bu eseri 1900’lerin başından itibaren reklam panoları tarafından yönlendirilen aşkın ve demokratik tüketim ahlakı üzerine inşa edilen romantizmin nasıl piyasa ile buluşarak tüketim kültürüyle iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor. Metodolojik titizliği elden bırakmayan ve “nasıl” sorusuna odaklanan bu kitabın problemi ne aşkın değersizleştirilmesi ne de evcilleştirilmesi: Romantik Ütopyayı Tüketmek romantik deneyimi örtük olarak örgütleyen anlam ve sembollerin geç kapitalizm ile kesiştiği noktalara; kültür ve ekonominin aşkta buluşup melezlendiği mekanizmalara odaklanıyor. Çünkü Illouz’a göre bugün romantik bağlar piyasa tarafından özgürleştirici çağrışımların kisvesi altında sömürgeleştirilmektedir. Aşk piyasa tarafından kuşatılan ekonomik ve kültürel ilişkilerden özgürleştiren bir sığınak olmaktan çok uzaktır. Romantik aşkta sunulan mutluluk vaadi bizim çağımızda tüketim kültürüne zaten çoktan dahil edilmiştir.
Sosyoloji ortaya çıktığı andan itibaren bilimin konusu olması yasaklanan fenomenleri ele alarak düşünceye uygulanan sansüre direnen bilimlerin başında gelir. Illouz en kişisel olarak görülen romantik ilişkilerin toplumsal ve fenomenal yapısını ele alarak Durkheim ve Bourdieu’dan devraldığı bu geleneği sürdürür. Fakat bu çalışma yalnızca ele aldığı konu bakımından değil, metodolojik olarak da ilham vericidir: Romantik Ütopyayı Tüketmek duygusal deneyimlere dair araştırma yapmak isteyen sosyal bilimcilere örnek bir araştırma modeli sunmaktadır.
Künye:
Çevirmen: Gamze Boztepe
Yayın Tarihi: 19.04.2024
Orijinal Adı: Consuming the Romantic Utopia – Love and Cultural Contradictions of Capitalism
ISBN: 9786256663015
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 536
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm