İspanya'da yerel grupların baskısı işe yaradı: Tarihi şapel kurtarılabilir
Artı Gerçek - İspanya'nın güneybatısındaki Extremadura'da, Cáceres şehrine 12 km uzaklıktaki bir çukurda yer alan harap haldeki Ermita de San Jorge şapeli, yerel miras gruplarının onlarca yıl süren kampanyasının ardından kurtuluşun eşiğinde olabilir.
"Ermita de San Jorge" hakkında bilgiler sınırlı fakat yerel uzmanlar buranın 14. yüzyılda, Hıristiyanların bölgeyi yeniden fethinden sonra olası Müslüman akınlarına karşı kurulan savunma hattına yakın bir yerde inşa edilmiş olabileceğine inanırken, ilk yüzyıllarına ait kesin olarak kaydedilen tek tarih, 1565 yılında şapelin içini İncil'e ait canlı fresklerle süsleyen Juan de Ribera'ya ait.
KIRMIZI LİSTEDEYDİ
Ancak yüzyıllardır süren bakımsızlık ve su hasarının hem şapelin yapısını hem de resimlerini aşındırdığı bundan 16 yıl önce kar amacı gütmeyen "Hispania Nostra" tarafından tespit edilen şapel, söz konusu sivil toplum kuruluşunun tehdit altındaki miras çalışmasının kırmızı listesine dahil edilmişti.
Kasım ayında, Extremaduran bölgesel hükümeti duruma nihayet müdahale etti ve alanı onarmak için acil durum çalışmalarına başladı. Onarım için şimdiye kadar yaklaşık 50 bin euro harcayan hükümet, şapeli ve içindeki sanat eserlerini korumak için 385 bin euro daha harcayacağına söz verdi.
Bölgenin kültür, turizm, gençlik ve spordan sorumlu bakanı Victoria Bazaga çalışmalara dair bilgi verdi:
"Şu ana kadar yaptığımız şey, daha fazla yapısal hasar olmaması ve freskleri koruyabilmemiz için alanı stabilize etmek oldu. Ermita de San Jorge gibi sembolik ve tarihi ya da toplumsal hafıza için değerli olan bir şeyi kaybetmek istemiyoruz."
'ŞAPELE SIĞINANLAR TÜM FRESKLERİN GÖZLERİNİ KAZIYORLARDI'
Şapeli ilk kez 1980'lerin başında ziyaret eden ve o zamandan beri korunması için ısrar eden yerel bir araştırmacı ve tarihçi olan Alonso Corrales Gaitán de şapelin kullanımına dair tanıklıklarını aktararak şöyle dedi:
"Bölgesel hükümetin harekete geçmesinden memnunum, ancak bu arada bu kadar çok şeyin yıkılıp gitmesinden de rahatsızım. Orada şimdi kaybolmuş olan resimler gördüm ve artık orada olmayan şeylerin fotoğraflarını çektim. Yıllar boyunca çobanların ve diğer insanların fırtınalardan korunmak için şapele nasıl sığındıklarını gördüm. İsa, Bakire Meryem ve havariler de dahil olmak üzere 16. yüzyıla ait tüm fresklerin gözlerini kazıyorlardı, çünkü izlendiklerini hissediyorlardı ve bu onları ürkütüyordu."
'ŞÖVALYELER ŞAPELİN SULARINDA KUTSANIRDI'
The Guardian'ın haberine göre, şapelin en büyük gizemlerinden ve özelliklerinden biri, zeminine yerleştirilmiş olan ve yılın büyük bir bölümünde yağmur suları ve yakındaki bir dere tarafından su altında kalan havuz.
Bu havuzun önemine dair çevre ve miras koruma grubu 'Natura 2000' ekibinde Salvador Vaquero ise, "Şapel ve kullanımıyla ilgili çalışmalarda ortaya çıkan bir teoriye göre, şapel suyla doluyken atının üzerindeki bir şövalye içeri girer ve koroda duran rahiple aynı boyda olduğu için kutsal sularda dururken kutsanırdı. Bu oldukça sıra dışı bir ritüel ve bu binanın ne kadar özel olduğunun ve korunmasının ne kadar gerekli olduğunun altını çizen bir kutsama şekli" dedi.
'ESERLER DİNİ YÖNLERİYLE KARAKTERİZE OLSA DA HÜMANİST MODERNLİKTEN İZLER DE TAŞIYOR'
Extremadura Üniversitesi'nde sanat tarihi dersleri veren José Julio García Arranz da akademik bir açıdan şapelin içindeki eserlerin en az kullanım şekli kadar önemli olduğunun altını çizerek fresklerin, onları resmeden adamın dünyasına bir bakış sunduğunu belirtti.
Juan de Ribera için çalışmaları ve biyografik detayları hakkında az çok bilgi sahibi olduğumuz o dönemin tek duvar resmi ressamıdır diyen Arranz, şöyle devam etti:
"Duvar resimleri o dönemdeki yerel halkın zihniyetinin çok iyi bir yansıması: esasen dini boyutlarıyla karakterize olsalar da, tonozlu tavandaki çıplak putti gibi hümanist modernliğin bazı izlerini ve bize İtalyan etkisinden ve belirli bir 'modern' görünümden bahseden diğer bazı dekoratif ayrıntıları da görebilirsiniz."
'BURASI KÜÇÜK BİR HUZUR VE SÜKUNET CENNETİ'
Yüzyıllarca bakımsız kalan şapelin kurtarılabileceğinden umudunu kestiğini itiraf eden araştırmacı ve tarihçi Corrales Gaitán, "bu imkansız bir görev gibi görünüyordu" diyerek bölgede hazine bulunduğuna dair söylentilere de itibar etmediğini belirtiyor: "Bakın, 1980'den beri oraya gidiyorum ve orada bulduğum tek değerli şey binanın kendisi ve harika tabloları"
Tarihçi ayrıca, Ermita de San Jorge'nin gerçek hazinesinin kutsal güzelliği ve dinginliğinde yattığını da sözlerine ekledi:
"Yılın hangi zamanında giderseniz gidin, kış, bahar ya da yaz, orada bulduğunuz sessizlik - şapelin içinde ve dışında - bir tür huzur getiriyor. Huzuru soluyorsunuz. Sonra orada tütsü kokusu içinde ve tüm o kutsal resimlerle çevrili olduğunuzu hayal edin. Burası küçük bir huzur ve sükunet cenneti olmalı. Yoldaşlarınızı beklerken, savaşa ya da başka bir maceraya giderken orada bir ya da iki gün geçirdiğinizi hayal edin." (Kaynak: The Guardian)