Kitap üretim maliyetleri arttı: Kültürel kuraklaşma riski mevcudiyetini koruyor
Osman ÇAKLI
İSTANBUL - Pandemiyle birlikte derinleşen ve TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesiyle pekişen yayıncılıkta kağıt sorunu, kültürel daralmaya doğru ilerliyor. Pek çok yayıncı piyasada okuyucunun tanıdığı ‘eski’ kitapların baskısına yatırım yaparken, yeni yazarların yayıncılıkta yer bulması zorlaşıyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk, yayıncılıktaki ‘krizin’ yalnızca kağıtla sınırlı olmadığını, ithal edilen boya ve tutkal gibi malzemelerde de yüksek girdi maliyeti oluştuğunu belirtiyor. Kocatürk, son birkaç yıldır Türkiye yayıncılığının sorunlarına ilişkin alınan tedbirleri tekrar tekrar ifade etse de anlamlı bir gelişme yaşanmadığını kaydediyor.
‘YAYINCILIK KAMU HİZMETİ OLARAK GÖRÜLMELİ’
Türkiye yayıncılığında kördüğüme dönüşen girdi maliyetlerinin artmasının geçmişi pandeminin de öncesine uzanıyor. SEKA’nın özelleştirilmesiyle birlikte girdi maliyetlerinin artmaya başladığı yayıncılık sektörü zor günler yaşıyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk, geçen yıl da ifade ettiği, yayıncılığın kamu hizmeti olarak görülmesi meselesine dair bir gelişme yaşanmamasına sitem ediyor. Sınırlı da olsa yerel yönetimlerin desteğinin soluk aldırdığını anlatan Kocatürk, yayıncılık adına değerli ve anlamlı olan desteği şöyle anlatıyor: “Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Van Valiliğinin okuma kültürüne dair yaptığı kitap alımları, anlamlı ve değerli oldu.”
‘İTHAL KİTAP YÜZDE 25 BANDINDA’
Dövizin TL karşısındaki hızlı yükselişi yalnızca kağıt fiyatlarına değil yayıncılıkla ilgili bütün maliyetlere direkt etki ediyor. Matbaaların kalıp maliyetlerinden, boya ve tutkala kadar pek çok kalemde ürün ithal ediliyor. Kocatürk de sorunun sadece ‘kağıt krizi’ olarak algılanmaması gerektiğini belirtiyor.
“Türkiye yayıncılık sektörünün yüzde 25’i yurt dışından aldığımız ithal kitapları kapsıyor. Dövizin artması buradan kaynaklı da maliyet artışına neden oluyor. Kültür Bakanlığı’nın kitap satın almasıyla ilgili sorunlar var. Belediyelerde de daha çok kütüphane kurma ve kitap alma konusunda, İBB ile Nilüfer Belediyesi dışında anlamlı bir ilerleme yok. Devletten beklediğimiz sübvansiyon ile kitap alımlarına ilişkin adımlar atılmıyor.”
'KİTAP ÜRETİM MALİYETİ YÜZDE 85 ARTTI’
Pandemi ve sonrasındaki sorunlara 6 Şubat’ta meydana gelen Maraş depremlerinin etkisinin ilave olduğunu sözlerine ekleyen Kocatürk, yayıncılık sektörünün çok ağır şartlarda varlığını korumaya çalıştığını söylüyor. Kocatürk, kitap üretim maliyetlerinin yüzde 85 düzeyinde arttığını ifade ederek, “Döviz bazında kitap fiyatlarında yüzde 15 düşüş var. Fakat bu kamuoyunda kitap fiyatlarının artışı olarak algılanıyor” diyor.
‘YENİ YAZARLARIN KİTAPLARI BASILMIYOR’
Varlığını sürdürmek isteyen yayıncılar bu aşamada hangi yöntemlere başvurduğuna dair Kocatürk şöyle konuşuyor: “Maliyet artışlarına bağlı, yayıncılar satılabileceğine güvenmediği kitapları değerlendirmeye almaktan uzaklaşıyor. Daha çok emin oldukları kitapların yatırımına girişiyorlar. Bu da yeni yazarların kitapların basılmamasına ya da daha az basılmasına neden oluyor.”
KÜLTÜREL KURAKLAŞMA RİSKİ
Yayıncıların geldiği aşamada 4-5 yıl önce 2 bin adet basılan bir kitabın şimdilerde 50-100 düzeyinde olduğunu belirten Kocatürk, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Bunun nedeni doğrudan maliyet artışına bağlı. Sürdürülebilir yatırımından uzaklaşmamak adına azar azar kitap basılıyor. Enflasyon döneminde yayıncıların ciddi şekilde kârları varmış gibi ciddi vergiler ödemek zorunda kaldılar. Kültürel kuraklaşma dediğimiz şey yeni yayıncıların değerlendirilmesi açısından zorlayıcı oluyor. Maliyet nedeniyle yayıncılar birçok kitabı basmaktan vazgeçiyor. Okurların bu kitaplara ulaşması da zorlaşıyor. Dijital mecraların da hızlı gelişmemesi ve okuma kültürü açısından dijital kitapların okunmasında yaşanan zorluklar nedeniyle o pazar da yavaş ilerliyor. Okurların korsan yayınlardan uzak durmasını, yayıncılarla dayanışmanın anlamlı olacağını söylemek isterim. Ancak bunun da ekonomik koşullar içerisinde ne kadar mümkün olduğunu bilemiyorum.”