2022 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kimliğin Var Olmadığına İnanan' yazar Annie Ernaux'nun Oldu

2022 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kimliğin Var Olmadığına İnanan' yazar Annie Ernaux'nun Oldu
2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi Fransız yazar Annie Ernaux oldu. 82 yaşındaki Ernaux'un çoğunlukla otobiyografik nitelikteki eserlerinin büyük bir bölümü Türkçeye de çevrilmiş durumda.

Mehmet ALTUN


Artı Gerçek - 82 Yaşındaki Fransız yazar Annie Ernaux, otobiyografik yazarlık konusunda başta Fransız Edebiyatı olmak üzere, bütün dünya edebiyatında çığır açmış yaklaşımları, olağanüstü durulukta ve içtenlikteki yazım tekniği ile yazarlık kariyerinin en zirvesine çıkarak 2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu.

Yirmiden fazla birbirinden etkileyici eseri kaleme alan yazarın serüveni 1974 yılında yayımladığı Boş Dolaplar ile başlar. Arada onlarca eseri kaleme alan yazarın çok çarpıcı bir hayat hikayesi var.

mritugytpbn4dhjj3bvu5pwfxq.jpg

En özet haliyle, "Annie Ernaux, 1 Eylül 1940'ta Fransa’nın kuzeyinde Lillebonne’da işçi sınıfı bir ailede doğdu. Çocukluğunu Normandiya'da geçirdi. Edebiyat eğitimi aldı ve uzun yıllar edebiyat öğretmenliği yaptı.

Kişisel deneyimi sosyal tarihle birleştiren unsurları ortaya koyduğu ilk romanı Armoires Vides (Boş Dolaplar) ile geniş okuyucu kitleleri tarafından tanındı.

Gerginlik, evlilik, kadın özgürlüğü, cinsellik, kürtaj, hastalık, yaşlılık ve ölüm konularını kendi kişisel tecrübesiyle aktarırken, toplumsal yaşamı ve onu oluşturan kültürel, siyasi ve tarihi olayları her zaman bünyesinde barındıran ve olabileceklere işaret eden Ernaux, “Toplumsal Bellek" olarak nitelendirilebilecek bir edebiyat tarzına imza attı. Başta Reynolds Ödülü olmak üzere birçok edebiyat ödülüne layık görüldü."

Yazar kimi eserlerinin kaleme alınmasında neyin/nelerin etkili olduğuna dair açıklamada bulunurken, aslında ortaya koyduğu edebiyata ilişkin de ipuçları sunuyor okuruna. Örneğin 10 Şubat 2021 tarihinde 1+1 Express'e verdiği bir söyleşide "Seneler" kitabının nasıl ortaya çıktığını anlatırken yazar için imgeden çok bir paradigmaya karşılık gelebilen bir olgunun, bir yazarın dimağında nasıl bir yer tuttuğuna işaret eden cümleler kuruyor. Öyle ki eserin doğum sancılarından önce, onun zihnindeki meseleyle bağını ortaya koyuyor. Bu yanıyla ışıltılı bir farkla, yazmanın kendi özgünlüğü içinde bir hikaye oluşturduğuna işaret ediyor. Bu bağlamda şöyle aktarıyor eserin paradigmasını.

annie-ernaux-1-1-700x394.jpg

"Başlangıç dürtüsü hayatın kendisinden kaynaklandı!"

"Başlangıç dürtüsü hayatın kendisinden kaynaklandı: 45 yaşındaydım, ömrümü yarılamıştım, dünyanın çok değiştiğini düşünüyordum, ben de değişmiştim. Boşanmıştım, bir sevgilim vardı, doğum kontrolü mümkündü. O gün Paris’e gitmek üzere trene binmiştim, yanımda bir çocuk oturuyordu, belli ki trene ilk defa biniyordu, annesine sorular sorup duruyordu. Çocuklarımın o yaştaki halleri geldi aklıma, sonra artık üniversite çağında olduklarını idrak ettim. Bütün bunlardan, yaşananlardan geriye ne kalmıştı? Çağ değişmişti. Çağ sözcüğü birdenbire anlam kazandı. Ben biraz savaşı görmüş, kürtaj yasağını, hamile kalma korkusunu yaşamış bir nesildendim, henüz hiç uzağımızda olmayan ‘70’lerde elde ettiğimiz bütün her şeyi düşündüm. Bunlar, çok uzun zamandan beri, 1958’de yaşayıp Mémoire de fille’de (2016) anlattıklarımdan bu yana zihnimi meşgul ediyordu: Kadın olmak 18 yaşından itibaren bir mesele."

Bir başka beyanında Kürtaj ismiyle İletişim Yayınları tarafından yayımlanan esere ilişkin yazma sürecini değerlendirirken; "Yıllardan beri, hayatımın bu olayının etrafında dolanıp duruyorum. Bir romanda bir kürtaj hikâyesi okumak, tıpkı sanki sözcükler anında şiddetli duygulara dönüşüyormuş gibi beni imgeleri ve düşünceleri olmayan bir heyecana sürüklüyor. (...) Devam edip etmeyeceğinden emin olmaksızın, bu hikâyeye başlayalı bir hafta oluyor. Sadece bu konuda yazma arzumu doğrulamak istiyordum. İki yıldan beri üzerinde çalıştığım kitabı yazmaya her koyuluşumda, sürekli olarak beni saran bir arzu bu. Bunu düşünmeme engel olmadan direniyordum. Buna kendimi teslim etmek bana korkutucu geliyordu. Ama aynı zamanda, bu olay hakkında hiçbir şey yapmadan ölebileceğim de geçiyordu içimden. Eğer bir hata varsa, o da bu olurdu. Bir gece, rüyamda kürtajımla ilgili yazdığım bir kitabı elimde tuttuğumu gördüm, ama kitap hiçbir kitapçıda bulunmuyor, hiçbir katalogda adı geçmiyordu. Kapağın altında, iri harflerle Tükendi yazıyordu. Bu rüyanın bu kitabı yazmam gerektiği anlamına mı, yoksa bunu yapmanın fuzuli olduğu anlamına mı geldiğini bilemiyordum." diyor.

"Kimliğin var olmadığının farkına vardım!"

Yazar yukarıda adı geçen söyleşisinin bir yerinde insanın kim'liği, ne'liği üzerine yaptığı açıklamada, "Yaşım ilerledikçe, her insanın içinde bir sert çekirdek olsa da, bir dönemden diğerine tamamen değiştiğimiz hissi gittikçe güçleniyor. Kimliğin var olmadığının farkına vardım. İnsan kim olduğunu bilmiyor, ama tarih ve dönemler aracılığıyla bir sonuca varıyor. Ben, birbirini izleyen dönemlerimin eseriyim." diyor. Bu kendini bulma sürecini tamamlamış, yazma eylemini kendi varoluşuyla ilgili sorunsalı çözümlemiş bilgelik eşiğine ulaşmış ben'i işaret ediyor. Haliyle okurun saf, duru, ve içten metinler okumasının altındaki entelektüel derinliğin ulaştığı eşiği de gösteriyor.

Bir başka vurgusunda, "zamanı sadece lineer bir şekilde yazmak istiyorum, çünkü lineerliği bedenimde hissediyorum. Ancak tabii ki zihnimde farklı zaman katmanları birbirine karışabiliyor, yani Proust’vari bu zaman algısı zihnimde mevcut, ama yazı tarzım böyle işlemiyor. Sıraya diziyorum. Zamanın karışımının beni ele geçirmesini istemiyorum." diyor. Öyleyse Nobel edebiyat Komitesi'nin ödül gerekçesinde telaffuz ettiği "kişisel hafızanın köklerini, yabancılaşmalarını ve kolektif kısıtlamalarını ortaya çıkarma cesareti ve soğukkanlı keskinliği için" ibaresi yerli yerine oturuyor.

Aşağıda yazarın eserlerine ait, bir kısmı Türkçe'de yayımlanmış eserlerinin kapakları yer alıyor.

41t5ri5xpil-ac-sy780.jpg

71rrr1rwegl-001.jpg

9788898038152.jpg

i-id969-1x.jpg

wi-220-1.jpg

wi-220-3.jpg

wi-220-2-001.jpg

wi-220.jpg

Türkçe'de çok çeşitli yayınevlerinden eserleri yayımlanmış olan yazarın son yıllarda bütün eserleri Can yayınları tarafından titizlikle yayımlanmakta.

1977 yılından başlayarak çok sayıda önemli ödülle onurlandırılan Annie Ernaux'un aldığı ödüllerin listesi ise aşağıda.

1977 Onur Ödülü, (Ne Diyorlar ya da Hiçbir Şey 1977)
1984 Renaudot Ödülü (Babamın Yeri)
2008 Marguerite-Duras Ödülü, (Seneler)
2008 François-Mauriac Ödülü, (Seneler)
2008 Çalışmalarının tamamı için 2008 Fransız Dili Ödülü
2014 Cergy-Pontoise Üniversitesi'nden Fahri Doktor ünvanı
2016 Strega Avrupa Ödülü (Seneler) (İtalyanca'ya Gli Anni -L'Orma- olarak çevrildi)
2017 Marguerite-Yourcenar Ödülü, (Civil Society of Multimedya Yazarları tarafından çalışmalarının tamamı için verildi.)
2018 Hemingway Ödülü, çalışmalarının tamamı için
2019 Formentor Ödülü
2019 Gregor von Rezzori Ödülü (Bir Kadın)
2019 Uluslararası Man Booker (Uzun Yıllar Boyunca Kısa Listede Kaldı)
2021: Kraliyet Edebiyat Topluluğu'na Uluslararası Yazarı Olarak Seçildi
2022: Nobel Edebiyat Ödülü
Ayrıca "vaftiz annesi" olduğu Annie-Ernaux Ödülü de onun adını taşıyor.

Kaynak:

Öne Çıkanlar