Salih Kalyon: Memleketin saat ayarı hiç bu kadar bozulmadı
Tiyatro oyuncusu Salih Kalyon, Memleket Saat Ayarı adlı tek kişilik gösterisiyle ilgili olarak konuştu. Kalyon,"Saat ayarı hiç bu kadar bozulmamıştı, bu kadar sıkıntılar yoktu. O dönemin milletvekillerine, bakanlarına, başbakanlarına bakın, onların giyim kuşamına söylemlerine bakın. Tiyatro, sorguladığı için siyasetçilerin hoşuna gitmiyor şimdi. Devletin tiyatro politikası yok, kültür politikası yok. Acı ama gerçek budur.. " dedi.
Tiyatro oyuncusu Salih Kalyon, Memleket Saat Ayarı adlı tek kişilik gösterisiyle ilgili olarak Yüksel Şengül'ün sorularını yanıtladı.
Kalyon'un Sözcü'de yer alan açıklamalarının bir bölümü şöyle:
"Geçen yılın eylül ayından beri Türkiye'nin 100 yıllık özeti içinde 56 yıllık kendi hayatını Memleket Saat Ayarı adlı tek kişilik oyun halinde sahneye taşıyan Salih Kalyon, bu fikrin doğuş sürecini anlatabilir mi?" sorusuna Kalyon, şu yanıtı verdi:
"Ağrı'da doğdum, Adapazarı'nda büyüdüm, tiyatroya Ankara'da başladım, İstanbul'da yaşadım. Eş dost arasında anılarımı anlatırken ‘Bunları yazsana, oynasana' denildi hep, giderek demlendim. Son olarak Bodrum'daki dostlarım çok ısrar ettiler ve Memleket Saat Ayarı'nın oluşumu böylece başladı."
Neden Memleket Saat Ayarı?
Çünkü, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk, 650 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu ve bir saat ayarı yaptı. O gözlerini kapatınca ne yazık ki o saat ayarıyla sürekli oynamaya başladılar. Ben de 56 yıl sonra seyircime Memleket Saat Ayarı'nı sunarken yaşadığım ve tanık olduklarımla birlikte ülkemin içinde bulunduğu şu anki durumunu da nasıl anlatabilirim diye düşündüm. Örnek bir anne babaya sahiptim. Babam Abdurrahman Bey saat tamircisiydi. Okuma yazması olmayan, Kuran'ı ezbere bilen annem yüreği aydınlık bir kadındı. Cumhuriyet ilan edildiği gün Türkiye'de okuma yazma bilen kadınların oranı binde 2'ydi. Halkevleri'nin 1960 ihtilalinden sonraki ikinci bölümüne yetiştim ben, orada eğitim aldım. Ortaokul öğrencisiydim ve Halkevi Tiyatrosu'nun Adapazarı'nda çalışmalara başladığını öğrenince hemen seçmelere katıldım ve kazandım. Turgut Özakman'ın Güneşte 10 Kişi oyununa hazırlandık. Ajans muhabiri Selami rolü bana verilince havalara uçtum.
Geçen yılın 21 Eylül'ünde Memleket Saat Ayarı adlı tek kişilik oyun perdesini Bodrum'da açtınız ve herkese ücretsiz izlettiniz…
Bodrum halkına benim borcum vardı. 1970'te gittiğim Bodrum bana sahip çıkmıştı, kaldığım pansiyon bile para almamıştı. Oyunun ilk gösterisini bu yüzden Bodrum'da yaptım ve gelenlerden ücret almadım. Bu benim şükran borcumdu.
"Mutlu mesut yaşardık, siyaset konuşulmazdı" diyorsunuz… Bunu biraz açalım mı?
Saat ayarı hiç bu kadar bozulmamıştı, bu kadar sıkıntılar yoktu. O dönemin milletvekillerine, bakanlarına, başbakanlarına bakın, onların giyim kuşamına söylemlerine bakın. Tiyatro, sorguladığı için siyasetçilerin hoşuna gitmiyor şimdi. Devletin tiyatro politikası yok, kültür politikası yok. Acı ama gerçek budur.
1.5 saatte koca bir hayatı hızlandırarak seyirciye sunmak zor olmuyor mu?
Elbette hayatımın özetini 1.5 saatte sunmak beni zorluyor ama bu tarih dersi değil, güldüren bir hikaye. Önemli bölümlerin altını çiziyorum. Tiyatromuzdaki savrulmalar, dönüşümler, bu uğurda kendi yaşamımla birlikte tiyatromuza hayat veren Muhsin Ertuğrul'dan Asaf Çiğiltepe'ye kadar adları anılması gereken her yaştan kahramanı yeniden tanıtmaya çalışıyorum.