Türkiye'nin ilk rap müzikali 'Otomatik Portakal' sahnede: 'Biz rahatsız etmek niyetindeyiz’
Sinem Nazlı DEMİR
Elvin ve Erdal Beşikçioğlu'nun uyarlayıp yönettiği, Anthony Burgess'in kült romanı "Otomatik Portakal", Tatbikat Sahnesi'nin yeni eseri olarak seyirciyle buluştu. Oyunun baş karakteri Alex'i ise Şanışer ismiyle bilinen rap sanatçısı Sarp Palaur canlandırıyor.
Türkiye'nin ilk senfonik rap müzikalinde Şanışer, Sokrat St, Ados, Kamufle, Redo ve Müjde Kızılkan gibi rap ve alternatif pop müzik sanatçılarına 18 kişilik bir koro eşlik ediyor. Ünlü müzisyenler, oyunculuk ve dans performanslarının yanı sıra ''Otomatik Portakal' için besteledikleri yeni şarkılarını da ilk kez tiyatro sahnesinden seslendirdiler.
Müzikalin oyuncuları, oyuna hazırlık aşamasındaki deneyimlerini ve gösterim sürecini Artı Gerçek’e anlattı. Sarp Palaur, Alex ile benzeyen özelliğinin olduğunu ve canlandırdığı karakter sayesinde kendisine yönelik öz eleştiri yaptığını açıkladı:
"Alex ile en benzeyen, belki de tek benzeyen yönümün ikimizin de içinde bulundurduğu o ham nefret diyebilirim. ben sadece onu daha yapıcı bir şekilde ifade edebilecek bir yol bulabilme şansına erişmiş bir gençtim. O değildi. Ben eseri 15 yıl önce okumuştum, o zamanda da öz eleştiri yapmıştım. Şimdi hikayenin yeniden üstünden geçtiğimizde, tekrar temize çekmem gerekti.”
‘BENİM İÇİN ÖZEL BİR ANLAMI OLAN ESER’
Gösterinin “suç” ve “ceza” kavramlarına yönelik sorgulatma özelliğinin de olduğunu belirten Palaur, müzikal teklifini neden kabul ettiğini de açıkladı:
“Aylar boyunca her gün içinde olduğunda biraz daha detaylı bakmak zorunda kalıyorsunuz galiba. Ama bir cevap bulduğumu söyleyemem. O zaman da bulamamıştım. Sanat, bu soruyu sormaktır zaten. Bu bir meydan okuma gibiydi, Türkiye’de bir rap müzikalinin yapılacak olması. Beni o ilk başta heyecanlandırmıştı. Bir de Erdal Beşikçioğlu yönetmek istiyordu. O çok güvenilir bir isimdi bu konuda. Hem de çok sevdiğim, benim için özel bir anlamı olan eserdi.”
Palaur ayrıca, Seyircilerin farklı şekillerde gösteriden etkilendiğini söyledi:
“Yıllardır beni izlemeye gelen herkese “eğlendin mi?” diye sorarım. Ama gönlümden geçen, insanların saf bir eğlence yaşayıp da çıkması değil. Metin çok güçlü. Biz ne kadar altından kalkabildik, ne kadar hakkını verebildik bunu bilmiyorum. Ama metin tek başına insanların sadece eğlenmesini engelleyecek kadar güçlü zaten. Ağır bir deneyim yaşayacaklardır diye umuyorum.”
‘KİMİLERİ MESAJINA BAKMAKSIZIN İÇERİĞİ YARGILAYABİLİR’
Gösteride yer alan “Sokrat St” mahlaslı Samet Gönüllü, projeye dahil olma sürecini anlattı:
"Biraz sert bir eser. kimileri sonundaki mesajı doğru bulabilir, kimi mesajına bakmaksızın direkt içeriği yargılayabilir. Benim için öyle değil ama öyle durmasını da anlarım. Çok güzel bir laf var, “Bir şeyi anladığım, onayladığım anlamına gelmez” diye. Tam olarak bunu düşünüyorum galiba. Önce Sarp’a geldi teklif. Müzik yapan birinin sanırım yegane bulunmak isteyebileceği bir durumdur, bir müzikalde oynamak. Projeye ve esere inanıyorsa, değerli insanlar varsa arkasında… Sarp bu gösteri için çalışmaya başladığında ben de iş için çok heyecanlıydım, o sıralarda biz projeye dahil değildik. Dolayısıyla dahil olduğumuzu öğrendikten sonra çok mutlu olmuştum.
'DEVLET, POLİS, DİN, FAKİRLİK, ZENGİNLİK HER ŞEY İÇ İÇE'
Müzikalde yer alan müzisyenlerden “Ados” mahlaslı Adem Oslu, gösteriyi neden provokatif bulduğunu açıkladı:
"Burada devlet, polis, din, fakirlik, zenginlik her şey iç içe bir durumda. Bu da gayet politik bir durum. Biz de bunları rap kariyerimiz boyunca hep dile getirdiğimiz şeyleri bir de sahnede yapıyor olmak bizim duruşumuza da uyuyor."
Gösteri nedeniyle yeni bir sorgulama sürecine adım attığını söyleyen Oslu, eserin gerçekliği sert bir şekilde vurguladığını söyledi:
Mutlaka oldu. Zaten eser bunu çok çarpıcı bir biçimde yüzünüze vuruyor. Alex ile empati kurup kötülüğü de tutabilirsiniz ya da onu bir örnek olarak ele alıp iyiliğe de hak veriyor olabilirsiniz. Bizim için de çok sorgulayıcı oldu. Ama zaten biz hep iyiliğin tarafında olduğumuz için çok zor olmadı seçimimiz. Bir de biz bu eserin özellikle filmini uzun zaman önce çok etkilenerek izlemiştik. Bu süreçte kitabı da okuma şansımız oldu.
‘HEM EĞLENEBİLİR, HEM DE DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAYABİLİRİZ’
Gösterinin salt bir eğlence sunmadığının altını çizen Oslu, amaçlarının ‘rahatsız etmek’ olduğunu belirtti:
“Bence biz salt bir eğlence sunmuyoruz. Düşünmelerini istediğimiz şeyleri daha çok vurguladık. Kendi şarkılarımızı oyunun özelinde yazarak, biraz daha irite ederek, rahatsız olmalarını da istedik. Çünkü kimse konfor alanında aslında düşünmüyor bunları. Biz burada biraz daha gözlerine ve kulaklarına bunları sokarak rahatsız olup düşünmelerini istedik. Hem eğlenebilir, hem düşünmelerini sağlayabiliriz. Biz rahatsız etmek niyetindeyiz. Kalburüstü tayfanın biraz daha bir şeyleri ciddiye almasının taraftarıyız.”
‘BU FIRSATI KAÇIRAMAZDIM’
Sanatçılardan “Kamufle” mahlaslı Basri Fırat Bayraktar da gösterinin kendisi için neden özel bir konumda olduğunu açıkladı:
"İlk anda, ilk oyun bittiğinde iyi bir intiba, güzel hisler bırakmak, seyircileri bir duygunun içine sokmak istiyoruz. İsteğimiz o yönde. Öncelikle büyük bir deneyim. Neredeyse 20 yıldır müzik yapıyorum. Çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum. Zaten hep bir oyunculuk yapma hayalim vardı. Böyle bir teklif gelince geri çeviremedim. Yani altından kalkabilir miyiz diye çok düşündüm. Zaten heyecanlı olan tarafı da bu. O deneyimi yaşamak. O yüzden bu fırsatı kaçıramazdım, bu nedenle kabul ettim.”
‘SADECE EĞLENMİYORLAR, ÇIKARIM DA YAPIYORLAR’
Oyunculardan “Redo” mahlaslı Burak Kaya, Alex karakteriyle olan benzer yönlerinden bahsetti:
“Ne kadar Alex olduğumu bir kez daha anlamış oldum. Hayatımızın çeşitli dönemlerinde hepimiz Alex gibi davranıyoruz aslında. Ama bunu kontrol altına alabildiğimiz kadar insanız. Sistemi devreye sokmadığımız takdirde sorun yok. Ama empati yapabildim.”
Seyircilerin müzikal sonrası coşkulu tepkileriyle birçok kez karşılaştıklarını belirten Kaya, birçoğunun oyunun içeriği sayesinde sorgulama yapabileceklerini de söyledi:
“Bugüne kadar almış olduğumuz tepkiler üzerinden konuşacak olursam, insanlarda bir coşku oluyor. Bir “evet!” tepkisi oluşuyor. Demek ki sadece eğlenmiyor, çıkarımlar yapıp da çıkıyorlar.”
OTOMATİK PORTAKAL GÜNÜMÜZ SORUNLARINA DEĞİNMEYE DEVAM EDECEK
"Otomatik Portakal", gelecek günlerde İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde sahne alacak. Distopik bir dünyanın yaratıldığı oyun, günümüz sorunlarına değinmeye devam edecek.
Müzikal, 29 ve 30 Kasım’da TED Ankara Koleji Sahne Sanatları ve Gösteri Merkezi Ata Sahne’de; 3 Aralık’ta da Antalya’da bulunan Aktüel Açık Hava Sahnesi’nde sahnelenecek.