Mersin Onur Yürüyüşü 'yasaklara sığmadı': LGBTİ+ dernekleri, valiliğe fake attı

Abidin YAĞMUR

MERSİN - Mersin Valiliği, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da LGBTİ+ dernekleri tarafından düzenlenen Onur Haftası etkinliklerini yasakladı. Ancak valiliğin yasak ilan ettiği 10 günlük süre içinde Onur Haftası etkinliği ya da LGBTİ+ dernekleri tarafından yapılacak bir etkinlik yoktu. Çünkü Onur Haftası Komitesi bu yıl yasağı delmek için ilginç bir yönteme başvurdu.

'YASAKLARA SIĞMAZAM'

Valiliğin yasak kararından kurtulmak için 9. Mersin LGBTİ+ Onur Haftası, duyurulduğu tarihten yaklaşık bir ay önce yapıldı. "Yasaklara sığmazam" temasıyla 24-30 Temmuz’da yapılacağı duyurulan Onur Haftası etkinlikleri, bir ay önce polisten, jandarmadan habersiz yapıldı.

Valilik daha önceki yasak kararlarında açık alandaki yürüyüş ve toplantıların yanı sıra kapalı mekanlardaki atölye çalışması, seminer, panel gibi etkinlikleri yasaklamıştı. Bu nedenle Onur Haftası Komitesi, atölye çalışmalarını etkinlikler bittikten sonra kamuoyuna duyurdu. Onur Yürüyüşü de doğa yürüyüşüyle birlikte yapıldı.

YAPAY ZEKA İLE ONUR YÜRÜYÜŞÜ

Mersin Onur Haftası Komitesi ayrıca, yapay zeka ile üretilmiş bazı fotoğrafları da sosyal medya hesaplarında paylaşıp “Mersin’de yasaksız Onur Yürüyüşü” başlığıyla duyurdu. Hatta Anadolu Ajansı, fotoğrafların yapay zekayla üretildiği ve Mersin’de herhangi bir yürüyüş yapılmadığı yönünde haber servis etmek zorunda kaldı.

VALİLİK YANLIŞ TARİHTEKİ ETKİNLİKLERİ YASAKLADI

9. Mersin Onur Haftası Komitesi, 2023 yılı için planladığı etkinliklerin büyük kısmı yasağa takılmadan yaparken Mersin Valiliği, etkinliklerin 24-30 Temmuz tarihleri arasında yapılacağını sandığı için yasak kararını 22 Temmuz 2023’te yayımladı.

Valilik açıklamasında, “Kamu esenliğinin ve genel asayişin devamının sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın, genel ahlakın ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin korunması amacıyla 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 17. Maddesi ve 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 11/a ve 11/c maddelerine istinaden, LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İntersex) dernekleri veya benzer oluşum ve gruplar ile bu grupların yapmış olduğu bu tür eylemleri desteklemek veya protesto etmek amacıyla ilimizde açık ve kapalı yer toplantısı yapılması düşünülen her türlü etkinliğin (toplanma ve toplanma teşebbüsünde bulunma, basın açıklaması, yürüyüş, oturma eylemi, stand/çadır kurma, bildiri dağıtma, afiş/pankart asma, protesto eylemi, şenlik, festival, spor müsabakası, panel, konferans, seminer, film gösterimi v.b.) Mersin il sınırları içerisinde 23.07.2023 tarihi saat 00.01’den itibaren 01.08.2023 tarihi saat 24.00’a kadar on (10) gün boyunca yasaklanmıştır” denildi.

Ancak kararda sözü edilen tarihler arasında LGBTİ+ derneklerinin ya da Onur Haftası Komitesinin herhangi bir etkinlik, eylem planı bulunmadığı için yasak kararı kimseyi etkilemedi.

'YASAKLAR DEVLET POLİTİKASI OLARAK KULLANILIYOR'

Mersin 7 Renk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yağmur Arıcan, “Bazı yasaklar devletin politikası olarak uygulanıyor. Elbette bu sadece LGBTİ+’ların Onur Haftasına yapılan bir müdahale değil, devlet kendine muhalif olan, işine gelmeyen bütün etkinlikleri yasaklıyor” dedi.
Yasakların her zaman var olduğuna ancak gün geçtikçe dozunun arttırıldığına dikkat çeken Arıcan, “Hükümetin son zamanlarda seçim politikası olarak kullandığı iki şey vardı: Vatan, Millet, Sakarya ve LGBTİ+’lar. Sürekli bunu diline doladılar ancak bu söylemler eğitimli kesimde karşılık bulmazken kırsalda AKP hükümetinin lehine karşılık buldu. LGBTİ+’lara yönelik oluşturulan nefret söyleminin önce ön çalışması yapıldı. Cuma hutbelerinde, Diyanet İşleri Bakanlığı’nın verdiği hutbelerde daha sonra İçişleri Bakanlığı’nın LGBTi+ bireyleri sürekli hedef göstermesiyle bu nefret körüklendi. 11 tane LGBT+ örgütü AKP iktidarı döneminde kuruldu. Bir taraftan hükümetin Avrupa Birliği’ne girme derdi de var. 'Benim ülkemde LGBT örgütleri var' deyip diğer taraftan sürekli bariyerler koymak farklı bir düşünceye sevk ediyor insanı” diye konuştu.

Türkiye’de LGBTİ+ ailesi olmak: 'Çocuklarımız değil biz değişmeliyiz'