Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Erdoğan’ın ‘metal’i Kılıçdaroğlu’nu yordu

Ama sonunda ana muhalefet partisi lideri ‘FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı’nın kim olduğunu buldu. Bir de seçimlerde patlatacak tahta sandık bulursa mesele kalmaz!

Türkiye siyasetinde iktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında ilginç bir ilişki var; herkes gelip Erdoğan’ı kandırıyor, Erdoğan da gidip Kılıçdaroğlu’nu kandırıyor.

Partisinin bu hafta yapılan grup toplantısında müthiş bir gerçeği "ilk defa" açıkladı Kılıçdaroğlu:

"FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır."

Demek ki Erdoğan bu memleketteki bir numaralı FETÖ’cüymüş.

Bu gerçeği ne zaman öğrendi acaba CHP lideri?

Çok uzağa gitmeyelim.

Bugün Saray’ın arka bahçesinde dolaşan MHP lideri Bahçeli ile gizlice ortak aday belirleyip "Ekmek için Ekmeleddin" diyerek Erdoğan’ın tereyağından kıl çeker gibi cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayan Kılıçdaroğlu herhalde bilmiyordu o zamanlar "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağının" kim olduğunu.

Diyelim ki, AKP’nin iktidarı yitirdiği 1 Haziran seçimleri sonrası Davutoğlu’yla milleti oyalayıp erken seçimin yolunu açan "istikşafi görüşmeler" yaparken de Erdoğan’ın "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı" olduğunu bilmiyordu.

Erdoğan, HDP’li milletvekillerini içeri atmak için dokunulmazlıkların kaldırılması hamlesini yaparken "Anayasaya aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz" kararını açıklarken de "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nın kim olduğunu hala öğrenememişti diyelim.

İyi niyetimizi koruyalım ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında "Yenikapı Ruhu"na katılmak için koşa koşa AKP’nin mitingine giderken de "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nın kim olduğunu bilmediğini varsayalım.

16 Nisan referandumunda oylarının çalınmasına tepki gösterip o gece başlayan protesto gösterilerini bastırırken, özellikle kendi tabanını geri çekip hileli seçimi meşrulaştırırken de bilmiyordu "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nın kim olduğunu.

Açık olan şu ki Kılıçdaroğlu "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nın kim olduğunu bilmediği için Erdoğan’ın hamleleri karşısında tutum almakta zorlandı, ne yapacağını bilemedi.

Son birkaç yıldır özellikle milliyetçilik açısından Erdoğan’ı sıkıştırmak için "Yunanlılar adalarımızı işgal etti" diye özellikle "ulusolcular" yaygara kopartıyor.

Erdoğan da hiç oralı olmuyor.

Erdoğan’ın sessizliğinden kendisine bir siyaset alanı bulduğunu düşünen Kılıçdaroğlu birkaç ay önce kükredi:

"2019’da gelip o adaların hepsini alacağım."

Hatta Yunanistan’da yaşayan bir arkadaşım bu açıklamayı duyunca büyük bir korkuyla beni aramıştı:

"Sizin müthiş bir Deniz Kuvvetleri Komutanınız varmış Kılıçdaroğlu adında..."

Bu güne kadar yaptığı yalpalamaların nedeni hep "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nin kim olduğunu bilmemesiydi.

Ankara "Salih Müslim’i kırmızı halı" ile karşılayıp görüşürken Kılıçdaroğlu da "YPG’yi terör örgütü olarak değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak" görüyordu.

Ancak Erdoğan Afrin harekatını AKP kongrelerinde müjdelerken, birden bire Afrin Kılıçdaroğlu için "milli mesele" oldu.

Hatta harekatın genelkurmay karargahı gibi "Hava desteği olmadan Afrin’e girmeyin" bile dedi.

Bu açıklamayı duyunca Kılıçdaroğlu’nu Deniz Kuvvetleri Komutanı sanan Yunanlı arkadaşımdan farklı olarak Afrinliler de kendisini Hava Kuvvetleri Komutanı sanmışlardır.

İşte hep bunlar o zamanlar "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı"nın kim olduğunun bilinmemesinden kaynaklanıyordu.

Hatta bu yüzden birkaç ay önce Afrin harekatına verdiği destekten Erdoğan’ın rahatsız olduğunu bile söyledi:

"Ordu Afrin’e girmiş. Biz açıktan destek veriyoruz. ‘Sınırlarımızda sorun var, bu milli bir sorundur’ diyoruz. Böyle bir konuyu oy devşirmek için kullanmak ahlaksızlıktır. O desteğimizden bile rahatsız oluyor."

Oysa Erdoğan’ın hiç de rahatsız olmuş gibi bir hali yoktu.

Kılıçdaroğlu gökyüzüne lazerle bin kere alt alta "YPG teröristtir, Afrin harekatını sonuna kadar destekliyoruz" diye yazsa bile Erdoğan meydanlarda, medyası ekranlarında ve manşetlerinde "YPG’ye ‘terör örgütü’ diyemedi", "Kılıçdaroğlu terör örgütünün ağızıyla konuşuyor", "terör sevicilere tam destek oldu" demekten vazgeçmediler.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı" olduğunu ne zaman keşfetti sizce?

Bence, Erdoğan’ın 24 Mart’ta partisinin il kongrelerine katılmak için gittiği Ordu ve Samsun mitinglerinde...

Ne dedi orada Erdoğan:

"Artık metal yorgunluğu yok. Afrin’le beraber şimdi diriliş hareketi yeniden başladı."

O ana dek Erdoğan’ın "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı" olduğunu bilmeyen Kılıçdaroğlu, Afrin’i "milli bir sorun" zannediyordu.

Ancak Erdoğan açıklayınca gördü ki, Afrin "milli bir sorun" değil, AKP’nin "metal yorgunluğunu giderme" aracıymış.

Bence bu gerçeği dehşetle gördü ve birkaç gün sonra partisinin grup toplantısında açıkladı:

"FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır."

Demek ki bu zamana dek "FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı" bilinmediği için yapılan hataların, yanlışların, yalpalamaların sonuna gelindi.

Ama artık bu büyük sırrı Kılıçdaroğlu öğrendi ve deşifre etti.

Artık gerçek bir sosyal demokrat ana muhalefet partisi olarak gereğini geç de olsa eksiksiz yerine getirecek.

Yoksa Erdoğan’ın "metal"i Kılıçdaroğlu’nu o kadar yoracak ki seçimlerde patlatacak tahta bir sandık bile bulamayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi