Koray Düzgören
Gare’den oy devşiremeyen iktidar ‘HDP’siz seçim’ planına döndü!
Gare faciasının üzerinden bir hafta geçti. Henüz Gare’de ne olduğunu tam anlamıyla öğrenemedik. Bu facianın sorumluları kamuoyuna, gerçeklere dayalı bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.
Resmi rakamlara göre 16 kişinin yaşamını yitirdiği bu operasyonun, başarı durumunda ortaya çıkacak hamasi ortamdan oy devşirme amaçlı bir hamle olduğu artık herkesin malumu.
Facia nedeniyle muhalefet de, beklenilenin aksine, iktidarın yanında saf tutmak yerine, hesap soran bir tavırla muhalefet yapmaya karar verince iktidarın bu hamlesi iyice boşa çıktı.
Bu harekatın siyasi sorumluları ise hiçbir şey olmamış gibi dönüp, neredeyse bu faciadan dolayı muhalefet partilerini suçlama yarışına girdiler.
Bir yandan da kamuoyu desteklerinin hızla eriyişini durdurabilmek için hazırladıkları diğer planlarına döndüler.
Temel amaç herkes tarafından biliniyor… İktidarlarını mümkün olduğu kadar sürdürebilmek amacıyla muhalefet bloğunu etkisiz hale getirmek. Hatta yapabilirlerse tümden devreden çıkartmak.
Muhalefetsiz ya da şike muhalefetin oluşturduğu bir siyasi ortam hazırlayıp dikensiz gül bahçesinde keyifle seçimlere gitmek...
İKTİDAR BLOĞU ARTIK SÜREKLİ YÜZDE 40 BANDINDA
Çükü son kamuoyu yoklamalarında iktidar ittifakı en fazla yüzde 40’lar civarında dolaşırken, toplam muhalefet oyları da sürekli yüzde 50’nin üzerinde gidiyor. HDP, istikrarlı bir şekilde hep barajın üzerinde bir orana ulaşıyor.
Muhalefet açısından da iktidar açısından da kilit önemde olan Kürt oyları, HDP seçmeni. İktidar ittifakı da muhalefet bloğu da HDP’nin desteği olmadan seçimi kazanamıyor, Kürt oylarına ihtiyaçları var.
HDP kuşkusuz, muhalefet bloğu ile resmen yan yana durmasa, o ittifakın bir bileşeni olmasa bile muhalefet cephesi içinde hareket ediyor. Böyle bir konumda olmayı daha doğru buluyor, bunun bir demokrasi cephesi olması gerektiğini savunuyor.
Koalisyonun küçük ortağı MHP, bu nedenle bir süre önce HDP’nin kapatılması gerektiğini yüksek sesle söylemeye başladı. Hatta Saray yönetimine de bir ay süre tanıdı, "Siz dava açmazsanız biz başvuracağız" diye de adeta tehdit etti.
Hemen hergün rutin bir işlem olarak onlarca, yüzlerce HDP’li, HDP bileşeni ya da HDP sempatizanı gözaltına alınmaya devam ediliyor. Bir kısmı tutuklanıyor. Daha önce tutuklananlar sırf bir siyasi partiye üye oldukları ve yasal siyasi faaliyetlerde bulundukları için yargılanıyorlar. Bunların çoğu ağır, insanlık dışı cezalara çarptırılıyor.
Amaç HDP’yi fiilen kapatmak değil kapatmaktan beter hale getirmek…
Bir yandan da HDP’yi kriminalize etmek, muhalefet blogunda, özellikle de önce CHP sonra da İyi Parti içinde ve bu partilerin arasında çatlaklara, ayrışmalara neden olabilmek için var güçleriyle çalışıyorlar.
Afaki terör suçlamaları ile HDP korkusu yaratarak bunun üzerinden oynamadıkları oyun kalmadı.
Ama nafile… Düzenledikleri her türlü kirli tertibe, ağır propaganda faaliyetine rağmen AKP’ye giden Kürt oylarının kaçışını engelleyemiyorlar.
KÜRT İLLERİNDE AKP’NİN OY DÜŞÜŞÜ DEVAM EDİYOR
Tam tersi, HDP’nin kapatılması için giriştikleri çabalar ve çevirmeye çalıştıkları dolaplar nedeniyle Kürt illerinde zaten düşüşe geçmiş olan oylarını da kaybetmeye başladılar.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin 18-25 Ocak 2021 tarihleri arasında Diyarbakır, Urfa, Mardin, Van, Batman, Muş, Bitlis, Kars, Ağrı, Bingöl illerinde yaptığı araştırmaya bakılırsa, AKP’nin kayıpları HDP’nin kapatılması girişimleri sonrasında daha artmış görünüyor.
"Bu pazar bir genel seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz?" sorusuna katılımcıların yüzde 40,3’ü HDP, yüzde 18’i AKP diye cevap vermiş.
Aynı katılımcılar, 24 Haziran 2018 seçiminde HDP’ye yüzde 40.4, AKP’ye yüzde 25.9 oy verdiklerini belirtmişler.
Dolayısıyla, AKP’nin bu dönem içindeki kaybının yüzde 7.9 olduğu görülüyor.
Buna rağmen iktidarın HDP’ye ve Kürt seçmenine yönelik düşmanca tavrı doludizgin devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki iktidar artık Kürt oylarından umudunu kesmiş.
Şimdi iktidar koalisyonunun bütün amacı, HDP’yi hukuken kapatmasa bile fiilen siyaset dışına itmek.
Hazine yardımı kesilerek, yönetici kadrolarına ağır siyaset yasakları getirilerek, üye ve destekçilerine sistematik yargı şiddeti uygulayarak bunu gerçekleştireceklerini düşünüyorlar.
Böylece umut kestikleri Kürt oylarının örgütsüzlük nedeniyle etkisini ve önemini kaybedeceğini düşünüyorlar.
Tabii bu arada Siyasi Partiler Yasası’nda yapılacak değişikliklerle de HDP’nin tamamen siyasetin dışına itilebileceği değişik yöntemler aranıyor.
Bu kadar da değil…
Hazine yardımına getirilecek yeni düzenlemeyle, "Terör örgütüne örtülü ya da dolaylı destek veren, terör örgüt üyeleriyle iltisaklı olan partilere Hazine yardımı yapılmaz" şeklindeki bir hükmün getirileceği ve HDP’nin de bu kapsama alınmasının planlandığı söyleniyor.
Uygulamada bu durumun kolayca ‘terör örgütlerine dolaylı destek’ kapsamına sokularak, istenirse CHP’nin de Hazine yardımlarından mahrum bırakılabileceğini tahmin etmek zor değil.
Görüldüğü gibi iktidarda oyun çok. Plan çok.
Ve şu sıralarda Saray’ın bütün hesapları aynı yola çıkıyor.
"Muhalefeti, özellikle de Kürt muhalefetini nasıl etkisiz hale getirebiliriz?"
İktidar, Gare hamlesinden oy devşiremedi.
Ama iktidarın bu hamleleri de duvara çarpmaya mahkum.
Yeter ki, Gare fiyaskosunda ortaya konulan muhalif tavırdan geri adım atılmasın...