İşxan Miroyev
Rusya yol ayrımında
Rusya’da sosyal ve ekonomik sorunlar ağırlaşıyor. Siyasi parti temsilcileri ve iktidarın farklı kademelerindeki yöneticiler bazen bu acil çözülmesi gereken sorunlarla ilgili görüşlerini belirtiyorlar ama bu görüşler ve tespitler sadece belirtmeler olarak kalıyor.
Rusya toplumunun en güncel sorunlarından biri devlet içindeki istikrarı korumaktır. Yani politik krizlerin önünü almak ve demokratik değişimlerin ileriye doğru gelişmesini sağlamak. Ülkenin siyasi sistemi ideal olmaktan çok uzaktır ve anayasal olarak güvence altına alınan vatandaşların hak ve özgürlüklerini yeterince garanti edemiyor.
Ülkenin ekonomisi de aksamaya devam ediyor. Ülke liderleri çok uzun zamandır Rusya’nın doğal kaynaklarını dışarıya satmaktan gelen kazanca dayalı olmaktan çıkıp gelişmek için yeni rezerveler araması gerektiğini vurguluyorlar.
Ülkenin en önemli hedefi doğal kaynaklara bağımlı olmaktan çıkmaktır. Bu sorunun çözümünün bir yolu da ekonominin yıkılan makine sanayisini tekrardan canlandırması, yenilikleri ve çağdaş bilimsel teknolojiyi kullanmasından geçiyor.
Diğer bir sorun ise geniş çaplı toplumsal kesimin yaşadığı yoksulluktur ki uzmanlar bunu en önemli nokta olarak belirtiyorlar. Zengin ve fakir vatandaşlar arasındaki fark çok büyüktür ve Rusya nüfusunun yüzde %19'dan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Hiçbir ciddi uzmanın reddedemediği diğer bir sorun ise Rusya’daki alkol kulanım seviyesinin çok yükselmesidir. Aşırı alkol tüketimi halkın genel olarak bozulmasına (degradasyon) ve ölümlerin artmasına götürüyor. Aşırı alkol tüketimi çoğunlukla sosyal sorunların çözülmemesi, hayatın anlamsızlaşmasından ve işsizliğin sonucunda gelişiyor. Gerçekler Rusya nüfusunun yavaşça ama aralıksız azaldığını gösteriyor. Rusya’yı çağdaş gelişme yoluna koyma prosesleri başladığından bu yana ölüm oranı yükselişte doğum oranı ise azalıştadır. Rosstat'ın (Rusya istatistik kurumu) optimisttik verileri bile 2031 yılına doğru Rusya nüfusunun 143 milyon insandan 141milyona düşeceğini söylüyor.
Rusya’nın tüm sorunlarının ayna kaynağı ise otoriter iktidardır. Bu iktidar kendi çıkarları çerçevesinde petrol ve gaza bağımlı tek yanlı bir ekonomi oluşturmuş durumda... Bu ekonomiyi kontrol etmek kolaydır. Bu ekonomide şeffaf olmayan gelirlerden şeffaf olmayan harcamalar yapılmakta. Bu otoriter iktidar yönetim tekelini elinde tutabilmek için ülkedeki toplumsal ve politik hayatı bastırmış bulunmakta. Bu iktidar ülkeyi sosyal-ekonomik krize sokmuş ve bu krizi aşmanın perspektifini bırakmamış. Bu iktidar öyle bir durum yaratmış ki kendi devlet şirketleri bile yatırımlarını Rusya’da değil dış ülkelerde yapmayı daha karlı buluyor.
Bu iktidarın maceracı dış politikasından dolayı Rusya dünyada tecrit edilmiş, müttefiksiz kalmış ve tüm gelişmiş dünya ülkeleri tarafından uluslararası yaptırımlara maruz kalmış -ki bu da ülkeyi yeni teknoloji ve yatırımlardan mahrum etmiş durumda.
Otoriter iktidar ancak tekelleşmeye ve merkeziyetçi ekonomiye dayanabiliyor ama böyle bir ekonomi yeni mal ve teknoloji üretemiyor ve gelişme teşvikinden mahrum kalmış. Gelişmemekte olan bir ülkede zengin dolar milyarderlerinin ve milyonerlerinin çoğalması ekonomi örgütlenmesinin karakterinin suni olduğunu gösteriyor.
Rusyalılar politikayı ve yönü değiştirmek için lazım olan yeni iktidar seçeneğinden ve imkanından mahrum bırakılmış. Bu iktidar gönüllü bir şekilde gitmeyi istememektedir çünkü çok derinden beslendiği devlet finansmanına bulaşmış. Gönüllü iktidarı terk etme birçok ihmal ve hukuksuzluğun yaratılmasına götüren hareket ve kararlardan dolayı hukuksal hesap vermeyi getirir. İşte bundan dolayı da gerçek muhalefet politika dışında bırakılmış aksi takdirde bu muhalefet siyasi zeminde iktidar için uygunsuz olan sorular sorabilirdi. Anayasanın uygulandığı görüntüsünü vermek için denetimli sözde muhalefet oluşturulmuş ki bu muhalefet ne sorular soruyor ne de iktidarın yaptıklarına ses çıkartıyor.
Tüm bu net olan sorunlar dışında diğer sorunlar da eklenebilir. Tekelleşme. Nereye bakarsan her yerde devlet destekli tekelleşme ortaya çıkıyor. Gelişmenin en önemli engeli tekelleşmedir. Rekabetin olmadığı her yerde palazlanma ve çürüme oluyor. Diğer bir sorun ise yargı sisteminin devlete bağımlı olmasıdır. Devlet kurumlarının hukuksuzluğuyla karşılaşan herkes kendi mahkemesinde devleti yenmenin mümkün olmadığını anlıyor.
Bir de bürokrasi (memuriyetin) ve denetleyicilerin sayısının muazzam çoğunluğudur. Her birimiz kendisi ve ailesi dışında 15 memuru beslemekteyiz. Bu sorunların çözümünün aranmamasının nedeni ise tüm bunların var olan sistemin temelini oluşturuyor olmasıdır. Tüm bunlar sayesinde sistem varlığını sürdürüyor ve kendini daima tekrar seçtiriyor.
Bu sorunlar çağdaş Rusya’nın sadece en uç ve en güncel sorunlarıdır. Bu sorunların çözümü ancak komple ele alınmakla bulunabilir. Tabii ki bu sorunların çözümü sadece iktidar kurumlarının iyi niyetleriyle olamaz ki bu çok zordur. Rusya’nın geleceği için kaygılanan sivil kurum ve kuruluşların, vatandaşların aktif ve bilinçli çalışmalarıyla bu sorunların çözülmesi mümkün.