Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Saksılar Meclis’te, HDP’liler Kandil’de!

Meclis açılırken her milletvekili sırasına bir saksı konmuştu. Erdoğan HDP grubunun Kandil’e gittiğini sanıyordu. Gerçekten de Kandil’e gitmek Edirne’ye gitmekten daha kolaydı.

Açılış günü Meclis’e gelen milletvekillerini bir sürpriz bekliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemek üzere Genel Kurul salonuna giren bütün milletvekillerinin sıralarına saksılar konulmuştu.

TBMM tarihinde bir ilkti bu.

Belli ki hala AKP iktidarıyla ortaklığını sürdüren "Kripto FETÖ’cüler" subliminal bir mesaj veriyordu milletvekillerine:

"Artık burada saksı gibi durmaktan başka bir işe yaramayacaksınız."

Çok sinsiydi bu "FETÖ"cüler.

"Artık milletin vekili olma süreciniz tamamen bitti, bundan sonra ‘Beştepe Noteri" olarak çalışacaksınız" demek istiyorlardı.

Parlamenter demokrasi tarihinde de bir ilkleri yaşıyordu "Gazi Meclis".

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir meclis üçüncü büyük partisinin eş başkanları ile iki ayrı partinin 10 milletvekili cezaevindeyken hiçbir zaman açılmamıştı.

TBMM’de grubu bulunan bir parti, genel başkanları içeride diye Meclis açılışı için bir cezaevinin önüne gitmemişti.

Ancak belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Grubu’nun Meclis açılışı için Demirtaş’ın yattığı Edirne Cezaevi önüne gittiğine bir türlü inanamıyordu.

HDP’lileri soran gazetecilere "Onların yeri Kandil, biliyorsunuz" diyordu.

El hak, doğru söylüyordu.

Çünkü TBMM’nin açıldığı gün Kandil’e gitmek, Edirne Cezaevi önüne gitmekten daha kolaydı. Çünkü Valilik acayip bir yasak koymuştu.

Nasıl mı? İşte böyle:

"İlimizde kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması için...

Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun dış emniyet duvarının bulunduğu noktalar merkez olmak üzere...

Dört kilometre yarı çaplı alan içerisinde...

Her türlü Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri, Protesto Eylemi...

Oturma Eylemi... Basın Açıklaması... Yürüyüş... Stant kurma... İmza Kampanyası... ve Bildiri Dağıtma vb. etkinlikler ve belirtilen yerdeki drone uçuşları yasaktır!.."

İnanın ki valiliğin belirlediği "cezaevi dış emniyet duvarının bulunduğu noktaları merkez alarak" bu dört kilometre yarı çaplı alanın nerede başladığını, nerede bittiğini belirlemeye lisede aldığınız geometri dersleri yetmez. Bu işin içinden ancak yeni müfredata konulan Cihat dersleriyle, iman gücünü kullanarak çıkabilirsiniz!

Meclis’in açıldığı saatlerde Katalonya’da bağımsızlık referandumu yapılıyordu.

Katalonya Başbakanı Puigdemont "Direnişi Kürtlerden öğreniyoruz" demişti.

Açılış konuşmasını yaparken Erdoğan ne kadar büyük bir dünya lideri olduğunu da gösterdi!

Diyordu ki, "Bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır."

Hatta bir adım daha ileri atıyordu:

"Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten de memnuniyet duyarız."

Ne mübarek bir liderdi ki, bu cümleyi kurduğu anda aslında "Avrupa’ya katkı" sunuyordu.

İspanyol devletinin polisleri Katalonya’nın bağımsızlık oylamasına katılanlara gaz sıkıp plastik mermi attıkça Barselona’dan isyan dalgası yükseliyordu:

"Burası Türkiye değil!"

Belli ki AKP iktidarı İspanyol polisine "sivil ve barışçıl göstericilere karşı orantısız güç kullanma" yönünde hayli katkı sunmuştu!

"YSK hükmüne" göre Erdoğan 16 Nisan referandumunu kıl payı kazanmış ve 2019’da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için onay almıştı.

Saray’ın arka bahçesinde beslenen MHP’nin son kalan parçasıyla meclis iç tüzüğü de değiştirildi.

"Ana muhalefet" lafı artık bitti. "Kürdistan", "Kürt illeri", "Ermeni soykırımı" diyen vekile ceza verilecek. Pankartlı, fotoğraflı gösteri yapması da yasak milletvekillerinin.

Muhalifler artık gensoru veremeyecek, kürsüden artık birkaç dakika konuşulabilecek.

Yani şu an itibariyle, zaten doğru dürüst işlemeyen parlamenter sistem sizlere ömür.

Uyum yasaları çıktıktan sonra Bakanlar Kurulu’nun yerini de parlamentodan kopmuş "Başkanın adamları" alacak.

Uyum yasaları sonu çıkacak Siyasi Partiler Kanunu sonucu artık partiler de bağış bile toplayamayacak hayırsız hayır derneklerine dönecek.

Yine "uyum yasaları" derken çıkartılacak Seçim Kanunu da aslında değil "adil seçimlere", "adil olmayan seçimlere" bile veda anlamına gelecek.

Ancak yine de HDP’li vekiller için "Onların yeri Kandil" diyen Erdoğan, oy veren altı milyon seçmenin nerede olması gerektiğini de söylemek zorunda.

Yoksa, altı milyona çıkacak nüfusuyla Kandil’i Büyükşehir Belediyesi mi yapmaya hazırlanıyor?

Malumunuz, bugün nüfusu 400 bini aşan kentler Büyükşehir yapılıyor.

Demek ki, Erdoğan’ın hesabına göre Kandil’den 15 tane Büyükşehir Belediyesi çıkar.

Bugün yaşadıklarımız geleceğin de büyük bir habercisi.

Artık Meclis’teki sıralara çiçek saksıları konulacak, Erdoğan Edirne’de Eş Genel Başkanlarını ziyarete giden HDP Grubunu Kandil’e vardı zannedecek.

İşte buyurun size AKP’nin "özlenen parlemento"su, "özlenen demokrasi"si...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi