Ayşe Yıldırım

Ayşe Yıldırım

Seçmen huzursuz ama İstanbul, Ankara ya da Yalova'da değil...

Şırnak, Muş, Malazgirt, Tatvan, Şemdinli, Viranşehir de huzursuz Sayın Erdoğan...

Tam beş gündür seçmene hakaret ediyor AKP-MHP iktidarı. Sadece muhalefet seçmenine değil kendi seçmenine de.

Kabul edemediği yerlerde oyları tekrar tekrar saydırıyor. Çıkan sonucu beğenmiyor yine saydırıyor.

"Gasp değil hak" diyor. Doğrudur ama bu ‘hak’ sadece AKP-MHP iktidarına tanınınca inandırıcı olmaktan çıkıyor.

Daha iki ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyordu:

"CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan sonuca saygı duymamıştır."

Bununla da yetinmiyor ve devam ediyordu:

"Biz sandığın namusunu koruduğumuz sürece CHP'nin o sandıktan çıkma şansı yoktur."

Ama çıktı ve işin rengi değişti. Ve bir anda sandığın ‘namusu’ sorgulanır oldu.

Aslında kaybettiklerini biliyorlar ama hem hazmedemedikleri hem de istemedikleri için koltuktan kalkmamakta direniyorlar. Bunun için de her türlü çirkinliğe başvuracaklarını saklamıyorlar.

Hangisi tutarsa artık.

Neymiş efendim İstanbul'un 'seçilmiş başkan'ı Ekrem İmamoğlu "proje" imiş.

Neymiş, sandık başındakiler "FETÖ'cü" imiş.

Neymiş, "Oylar çalınmış."

Neymiş, "İçlerindeki AKP'liler arkalarından hançerlemiş."

Mış da mış…

Ama en komiğini Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya yazdı. "AK Parti’nin etkin isimlerine göre birçok sandık görevlisi görevini terk etmiş"

Niye mi?

"AA’nın oyların 98.2’sinin sayıldığını ileri sürmesi, AK Parti Büyükşehir adayı Binali Yıldırım’a da ‘Biz kazandık…’ açıklaması yaptırılması ‘görevlilerin sandığı terk edip, okeye gitmesine’ neden olmuş..."

Eskiden CHP’liler sandıkları terk edip meyhaneye gitmekle suçlanırdı, eee devir değişti. AKP döneminde meyhaneye gidilemeyeceğine göre başka bir yere gidilir diye düşündüler herhalde ki bula bula ‘okey’i buldular. Ama o saatte ne okeyi ya da okey oynamaya nereye gittiler sorularını pas geçmişler.

Ama hem kimi AKP’liler hem de MHP Genel Başkanı Bahçeli, ‘okey’den söz etmiyor. Sandık görevlilerini "FETÖ’cü" olmakla suçluyor.

Ne diyor Bahçeli, açıkça tehdit kokan açıklamasında:

"Sandık başlarındaki görevlilerin maksatları, kimlere hizmet ettikleri deşifre edilmelidir. FETÖ’cüleri, PKK’lıları arkasına alıp siyasi dolandırıcılığa sapanlar milletimizin sabrını test etmesinler, aksi halde sonuçlarına katlanacaklardır."

Artık mantıklarını yitirdiler.

Tüm bunları bir araya getirince şöyle bir saptama ortaya çıkıyor çünkü:

"AKP-MHP iktidarının kaybetmesi için çalışan ‘FETÖ’cüler başarılarını okey oynayarak kutladılar."

Komiklikleri ya da hazin halleri bununla da sınırlı değil.

7 Haziran sürecindeki gibi birkaç gün sessiz kalan Erdoğan, dün kameralar karşısına geçti. Ve "en doğal hakları olan itiraz sürecini" sonuna kadar çalıştıracaklarını ilan etti. Ama bunu yaparken önemli bir noktaya dikkat çekti:

"Bu bir hakkın gaspı değildir. Seçmenlere ‘ben artık huzuru buldum’ dedirtmek için parti çalışmasını sürdürecektir."

Erdoğan ‘seçmen huzuru’ diyor ama siz onu ‘benim huzurum’ diye okuyun.

Çünkü HDP’nin başvurduğu pek çok yerde oy farkları çok düşük ve iptal edilen, geçersiz sayılan oylar seçim sonuçlarını değiştirecek düzeyde olmasına rağmen oralardaki seçmenin ‘huzuru’ Erdoğan’ı hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Mesela HDP’nin itiraz ettiği bazı yerlerdeki oy farklarına bakalım.

Muş Merkez 538, Muş Malazgirt 3, Bitlis Tatvan 295, Ağrı Taşlıçay 144, Batman Gercüş 43, Mardin Dargeçit 634, Urfa Viranşehir 757, Hakkâri Şemdinli 154, Hakkâri Yüksekova Esendere 154.

Buralar için Erdoğan’ın, AKP sözcülerinin ya da MHP Genel Başkanı’nın ağzından tek kelime çıkmıyor.

Erdoğan, İstanbul ve Ankara için belediye başkanlığını alsalar bile belediye meclisinde çoğunluğun kendilerinde olduğunu da söylüyor. Ve "Alınacak birçok karar var, bütçe falan. Bunun onayı nereden gelecek, bizden gelecek. Sen komisyonları istediğim gibi kurabilirim diyebilecek misin? Diyemezsin. Ben belediye başkanlığı yaptım. Bilip bilmeden konuşmayın."

Peki Sayın Erdoğan, Şırnak’ta yüzde 61,72 ile belediye başkanlığını AKP kazandı ama il genel meclisinde bu oyun yarısını bile alamadı. Onu ne yapacağız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Yıldırım Arşivi