Şenol Güneş'in ukalalığı!..

Endüstriyel futbol bu olsa gerek. Biz oynuyormuş gibi yapanlar için ahkam kesmeye devam edeceğiz, 'birileri' de futboldan 'rant' sağlamaya...

Kadıköy'de de yineledi ama bu kez şansı yaver gitmedi. Son derece bilinçli şekilde sahaya 'bocalayacak' kadroyu sür, ikinci yarıda yapacağın değişimler ile kazanan taraf ol, ardından da senin için 'Maçı Şenol Güneş'in akılcı ve yerinde değişimleri çevirdi' methiyeleri düzülsün, spor sayfalarında. İyi alıştı Şenol Güneş!..

Kadronda Adem Liajic adında bir oyuncu var ve yetisini kısa süre önce sergileyip beğeni kazandı, buna karşın sen ne yaptın? Bir kez daha ayağına gelen her toptan kurtulmaya çalışan Oğuzhan Özyakup'tan medet umdun. Şenol Güneş, Fenerbahçe maçının tekrarını birkaç kez izlemeli ve Oğuzhan Özyakup'un bu karşılaşmada kaç kere 'geri pas' verdiğini not almalı. Oğuzhan'ın yapması gereken ileri uçtaki elemanı, elemanları ayağına gelen topla buluşturmak. O ne yapıyor? 'Top benden gitsin de nereye giderse gitsin. Sorumluluğu ben almayayım' bağlamında sadece 'oynuyormuş' gibi sahanın içinde dolanıyor, tabii bu arada da sağa sola koşmayı ihmal etmiyor. Şu bir gerçek ki Oğuzhan'a ödenen tutarın beşte birine bu görevi çok daha verimli şekilde yerine getirecek oyuncular mevcut. Sadece Oğuzhan Özyakup değildi dün geceki Beşiktaş'ın sorunu. Bir de Enzo Roco yerine Domagaj Vida seçimi var ki... Roco'nun boyunun Beşiktaş savunması için yabana atılmayacak avantaj sağladığını Şenol Güneş bilmiyor mu? Andre Ayew'in skora eşitliği getiren gölünde Beşiktaş ceza alanı içinde Enzo Roco olsaydı Fransız futbolcu böylesine rahat yükselebilecek miydi? Beşiktaş yenilmediği için şanslı mı yoksa bu maçı kazanamadığı için bahtsız mı? Beşiktaş, Kadıköy deplasmanında iki puanı Şenol Güneş'in ukalalığı nedeniyle bıraktı. Vasatı bulamayan futbol sergilerken Ryan Babel'in becerisiyle beklenmedik anda golü buldu. İyi oynamaya başladığı dakikalarda ise Fenerbahçe eşitliği sağladı. Fenerbahçe'nin direkten dönen topunu, kaleci Loris Karius'un üç kez olası gol ya da gollere olanak tanımadığı dakikaları da izledik elbette. Maçı Fenerbahçe de kazanabilirdi. Şenol Güneş, Kadıköy'e yitirmemek için gelmişti ve bu gerçek de fazlaca belirgindi. Yitirmedi de ama eşitlikle sona eren bir doksan dakikanın ardından da hiç bu kadar yerilmedi! Yaşamda her şeyin sonu bir sonu var...

Bir de madalyonun diğer yüzü bulunmakta. Stada bakıyorsun mükemmel, yandaş grubuna bakıyorsun 'küfürler' dışında kusursuz.   Defterlere bakıyorsun Fenerbahçe'nin borcu 621 milyon Euro... Bir terslik var ama nerede? Akıl almaz borca sahip Fenerbahçe'nin kadrosunda kimler var? Borç tutarı ile sergilenen futbol, siyah ile beyaz gibi... Rakibine bakıyorsun resmi borcu ise 2 milyar 103 milyon TL. Gayri resmisinin çok daha fazla olduğunu bilmeyen yok! Ortaya koyduğu oyunu izliyorsun, söz konusu borçla asla bağdaştıramıyorsun...

Endüstriyel futbol bu olsa gerek. Biz oynuyormuş gibi yapanlar için ahkam kesmeye devam edeceğiz, 'birileri' de futboldan 'rant' sağlamaya... O iyi oynamış, bu iyi oynamamış, bu atsaymış, bu yeseymiş... Yiyen çok fazla yemiş ve yemeye de devam ediyorlar. Yandaş grubu yenilen golün hesabı soruyor ama kongre üyeleri yenilen milyon dolarların hesabını sormaktan aciz. Belki de işlerine gelmiyor!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi