Veli Büyükşahin
Tütün, ekmek, kapitalizm ve terörizm
Bu günlerde Adıyaman’da herkes ne olacak diye diken üzerinde bekliyor.
Neredeyse tek geçim kaynaklarıyla ilgili gelişmeler yaşanıyor, tartışmalar yapılıyor.
Her yörenin, kentin ismiyle özdeşleşen şeyler vardır.
Karadenizi çay ve fındık ile Akdenizi narenciye ile orta Anadoluyu tahıl ile tanır biliriz. Bunlar adeta bu bölgelerin kimliğiyle, yaşam biçimiyle içi içe geçmiş ve insanın bir parçası haline gelmiştir. Toplumsal yaşamdan, ekonomiye kadar bütün ilişkileri belirleyen bir noktada yer alan çay, fındık, tahıl, narenciye gibi ürünler kültürel ve sanatsal yaşamda da kendisine yer edinmiştir. Onlar adına hikâyelerden tutunda efsaneler, türkülere kadar birçok sanat dalında kendisine yer edinmiştir.
Üzerinde tartışmaların çokça yapıldığı ürünlerde biri de tütündür.
Tütün ile ilgili bu yazıyı yazarken, hiçbir şekilde tütün kullanımını ya da sigara içimini asla iyi, olumlu, doğru bir iş diye ele almıyorum. Tütün kullanımının sağlığa ve topluma olan zararlarını biliyor, olumlamıyorum. Bu tamamen başka bir konu ve yazımızın amacı bunu irdelemek değil.
Tütün denince Samsundan İzmir’e, Muştan Siirt’e, Adıyaman’a, Malatya ya kadar geniş bir alanda ekimi ve ticareti yapılmaktadır. Bu kentlerin büyük bir çoğunluğunda ekilen tütünler genelde sigara fabrikalarına ve tekele verilmektedir. Bu kentlerde yüzbinlerce aile geçimini tütün ile sağlamaktadır. Tütün ekimi ve ticaretini yapanlar buradan elde ettikleri gelirler ile kendi aile geçimlerini sağladıkları gibi bulundukları kentlerin ticaret döngüsüne de katkı sağlamaktadırlar.
Tütün ekiminin yoğunca yapıldığı yerlerden bir kent vardır ki diğer kentlerden ayrılır. Bu kent Adıyaman. Adıyaman da üretilen tütünler Türkiye’nin dört bir yanına hatta yurt dışına gönderilir. Bu tütünler sigara fabrikalarına gönderilmez, Adıyaman’da kıyılır, sarmalık tütün haline getirilir ve böylece esas kullanıcıya ulaşır.
Bu tütünler o kadar kalitelidir ki Türkiye’nin her tarafına nam salmıştır. Türkiye’nin birçok ücra köşesin de bile Bulam, Çelikhan, Adıyaman tütünleri, en kıymetli, kaliteli ve içimi en güzel olarak sınıflandırılıp satılır. Bir alan bir daha alır. Öyle ki İstanbul, Ankara, Akdeniz ve Ege de her sokakta, pazarlarda bu tütünlerden bulabilirsiniz.
Haksızda değiller aslında. Bu tütünler hakikaten ismine yaraşır bir kalitedeler.
Büyük bir emekle ortaya çıkıyor bu tütünler. Neredeyse her yaprağı en az kırk-elli kez elden geçiyor.
Şimdi bu sarmalık tütünleri içenlerin profili hızla değişmeye başlıyor. Eskiden sadece bölgeden gidenler kullanırdı. Şimdi ise her bölgeden kullanıyorlar. Bunlar yeni kullanıcılar değil aslında. Bu yönelmenin iki nedeni var. Birincisi; tütünde kalite arıyorlar. İkincisi; sarmalık tütün çok daha ekonomik onlar için.
Neden daha ekonomik? Basit bir hesap yapalım isterseniz. Ortalama bir kullanıcı günde bir paket sigara alıyor. Bu da ayda yaklaşık 300 TL gibi bir rakam ediyor. Fakat aynı kullanıcı sarmalık tütün için ayda en fazla 50-60 TL harcıyor. Türkiye’nin koşullarını düşündüğümüzde insanların sarmalık tütüne yönelmesini anlamak hiçte zor değil.
Görünen o ki sigara tekelleri bu gelişmeyi yakından izliyor ve müdahale etme gereği duyuyor. Sarmalık tütün üretimi ve kullanımı arttıkça sigara tekellerinin piyasası daralıyor.
Son yıllarda bu tekellerin değişik bölgelerde açtıkları fabrikalar ile kendi piyasalarını ve kazançlarını artırmanın yollarını arıyorlar. İki yol deniyorlar
Birincisi; çiftçiye kendi tütününü ürettirmek. Özellikle son yıllarda sigara fabrikaları üreticiye tohumunu veriyor, ekilen tohumlardan ne çıkarsa fabrika olduğu gibi geri satın alıyor. Sonraki yıl tohumu tekrar fabrikadan alırsınız yine ekersiniz. Fabrikaların verdiği tütünler tohum vermiyor. Yani çoğaltamıyorsunuz. Sizin ayrıca ektiğinizden tohum alıp üretme şansınız yoktur. Çünkü size verilen tohumdan tohum üretip alma şansınız yoktur. Neden mi? Çünkü tütünün genetiğiyle oynanmıştır. Ne kadar üretmeniz isteniyorsa o kadar tohum verilir. Fazlasını ya da azını üretme şansınız yoktur. Fabrika yani sigara tekelleri ne kadar istiyorsa o kadarını ekebilir, üretebilirsiniz. Sadece tütünde de değil aslında bu toprakların içinden fışkırmış tahıl başta olmak üzere birçok tohum yok edilmiş durumda. Genetiği ile oynanmış tohumları alıyor ekiyor, üretiyorsunuz ama kendiniz tohumu çoğaltamıyorsunuz. Tam olarak bağımlısınız yani. Bir de buna utanmadan serbest ticaret diyorlar.
İkincisi; sigara tekelleri hükümetler üzerinden çıkardıkları yeni kanunlarla çiftçinin tütün üretimini, taşınmasını ve satışını engelleyecek tedbirler alıyorlar. Hatta işi o kadar abartılar ki bazı gazeteler tütün için "terörün yeni finans kaynağı" manşetleri bile attılar.
Adıyaman’ın şimdiki birinci gündem maddesi bu. AKP iktidarı döneminde bu konuyla ilgili çokça yeni düzenlemeler yapıldı. Tütüncüler zor durumda. Adıyaman da en 30-40 bin aile geçimini bununla sağlıyor. Bu Adıyaman da ekonomik döngü demek. Adıyaman da dolaşımda olan paranın büyük bir bölümü tütünden elde edilen gelirdir.
Tütün taşımacılığı ve ticaretini yapan birçok yere resmi tebligatlar yapıldı. Tebligatlarda tütün taşımacılığının yasak olduğunu, uyulmaması halinde büyük para cezalarının verileceği belirtiliyor. Tarladaki tütüne, çiftçiye direk müdahale etmiyor ama taşınmasını yasaklıyor. Klasik bir AKP klasiği yani. Tütün taşınıp Türkiye’nin dört bir ulaştırılamadıktan sonra çiftçi tarladakini ne yapsın. Nasıl nakite çevirsin?
Sigara tekellerinin amacı sarmalık, yerli tütüncülüğü yapan çiftçileri zor durumda bırakarak üretimi durdurmaktır. Kapitalizm bu amacını yerli ortağı AKP üzerinden yapıyor.
Söylemeden geçmeyeceğim. AKP Adıyaman da %70 oy alan bir parti.
Şimdi bekleyip göreceğiz. Bu tütünden geçimini sağlayan ama aynı zamanda AKP den vazgeçmeyen %70’in nasıl bir karar alacağı, hepimiz için çok önemli. Bu karar AKP’yi, tekelci sermayeyi tepe taklak götürebilir ya da sigara tekellerine ve AKP politikalarına bizi mahkum etmeye devam edebilir.
Nerden bakarsan bakalım. Tütün üretmek çok büyük emek isteyen bir iş. Tek geçim kaynağı. OHAL ve KHK mağduru bir çok öğretmen bile bu günlerde tütüncülük yapıyor.
Adıyaman emeğine, ekmeğine sahip çıksın diye bizde el atalım. Sigara tekellerinin ve AKP’nin politikaların boşa çıkaralım.