AKP-MHP-HÜDA PAR üçgeninde Konca Kuriş’i hatırlamak

AKP-MHP-HÜDA PAR üçgeninde Konca Kuriş’i hatırlamak
AKP listelerinden Meclis’e giren ve ardılı HÜDA PAR olan Hizbullah’ın gündeme gelmesi faili meçhulleri hatırlattı. Yıl 1998, yer Mersin… Kendisini ‘imanlı feminist’ olarak tanımlayan Konca Kuriş, Hizbullah tarafından kaçırılarak öldürüldü.

Eda NARİN


Artı Gerçek - Türkiye, tarihinin en kritik seçimlerinden birine 14 Mayıs’ta gitti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan önde tamamladı fakat yine de 50+1 yakalanamadığı için cumhurbaşkanının belirlenmesi ikinci tura kaldı. Milletvekili seçimlerinde ise sandıktan HÜDA PAR çıktı. Meclis’e AKP listelerinden dört vekil sokan HÜDA PAR’ın parti programı ve söylemleri tepkilere neden oldu.

Meclis’e giren HÜDA PAR’ın ilişkileri ve siyaset arenasındaki rolü tekrar akıllara geldi. Seçimin ikinci turunda Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında seçim yapacaklar için HÜDA PAR’a ilişkin hatırlatmalarla dolu mesajlar verilmeye başlandı. Türkiye halklarının geniş siyasi belleği HÜDA PAR deyince akıllara ilk Hizbullah’ı getirdi.

Peki Hizbullah deyince hatırlanan ne oluyor? 1990’ların sonunda domuz bağı kullanılarak işlenen cinayetler…

DOMUZ BAĞI NEDİR?: Domuz bağı bir tür işkencedir. Sırplar tarafından bulunmuştur. Kişi yüz üstü yatırılır, ayakları diz kapağından bükülerek kaldırılır, ip ayaklara bağlanır, ipin diğer ucu da kişinin boğazına bağlanır ve öylece bırakılır. Kişinin bükülen bacaklarında biriken kan, şiddetli bir güçle ilerlemek ister ve kaslar da buna engel olamaz. Bacak yavaş yavaş açılmaya başlar ve kişi kendini ağır ağır boğar.*

NASIL BAŞLADI?

Örgütlenmelerine ilk olarak 1980 başlarında başlayan Hizbullah, ağırlıklı olarak Diyarbakır ve Batman’da varlığını gösteriyordu. Güneydoğu’da ‘faili meçhul’ cinayetlerin faili olarak karşımıza çıkan Hizbullah, ilk olarak ‘PKK destekçisi’ diyerek insanları kaçırıp ‘kaybetmeye’ başladı. Hizbullah’ın adı sayısız faili meçhul cinayete karıştı. Halkın Emek Partisi (HEP) Milletvekili Mehmet Sincar’ın 1993’te Batman’da öldürülmesinde, 2000’e Doğru dergisi Diyarbakır Temsilcisi Halit Güngen’in 1992’de öldürülmesinde, yine 1992’de Yeni Ülke muhabiri Cengiz Altun, Özgür Gündem muhabirleri Hafız Akdemir, Yahya Orhan ve Çetin Ababay öldürülmesinde de fail Hizbullah’tı.

GAFFAR OKKAN’IN CENAZESİNDE TEK SLOGAN: KAHROLSUN HİZBULLAH

Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastının arkasından da Hizbullah çıktı. 2001 yılında öldürülen Okkan’ın cenazesine katılan binlerce kişi de attığı sloganlarla aynı faili işaret etti: “Kahrolsun Hizbullah” Gaffar Okkan suikastı sonrası Hizbullah’a yönelik gözaltı furyası devam etti.

3 yılın sonunda bu kez de Mustazaflar Derneği kuruldu. Bu dernek ile ‘silahsız siyaset’ amaçlandığı iddia edildi. Hizbullah’ın dernekleşmesi, örgüt içinde kopmalara neden oldu fakat bu da kısa sürdü. Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Hizbullah terör örgütünün amacı doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu” gerekçesiyle derneği kapattı. Dernekleşme adımı sonuçsuz kalınca el yükselten Hizbullah, bu kez de partileşti ve adı artık Hür Dava Partisi yani HÜDA PAR oldu.

2023’e gelindiğinde ise HÜDA PAR bu kez kritik 14 Mayıs seçimi öncesi AKP-MHP ittifakının yanına koştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan ardılı HÜDA PAR olan Hizbullah’ın yeniden gündeme gelmesi ise faili meçhulleri tekrar hatırlattı.

HİZBULLAH’IN TASFİYE SÜRECİ: 1996 ile 1999 yılları arasına gelindiğinde ise sıklaşan operasyonlarda binlerce kişi gözaltına alındı. Hizbullah’ın tasfiye sürecinde dönüm noktası 17 Ocak 2000 tarihi oldu. Gazeteler o gün, İstanbul Beykoz’da üç katlı bir villaya düzenlenen operasyonu yazdı. Baskın sırasında çıkan çatışmada Hizbullah’ın lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü. Örgütün kilit isimleri Edip Gümüş ve Cemal Tutar ise sağ yakalandı. Bu operasyon Hizbullah’ın tasfiyesinin başlangıcı olarak kabul edildi.

HÜDA PAR MECLİS'E GİRER GİRMEZ HİZBULLAHÇILARA TAHLİYE: Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi eski Genel Sekreteri İbrahim Sarı’nın domuz bağıyla öldürülmesi dahil 20 kişinin öldürülmesi, 31 kişinin satır ve silahla yaralanması eylemlerine katılan 4 Hizbullahçı, HÜDA PAR'ın dört vekilinin Meclis'e girmesinin hemen ardından 'yargılamanın yenilenmesi' ile 'infaz durdurma' kararı verilerek serbest bırakıldı.

KONCA KURİŞ’İ HATIRLAMAK…

Yıl 1998, yer Mersin… Hizbullah yine sahnede. Kendisini ‘imanlı feminist’ olarak tanımlayan ve kadın hareketinde İslami feminizm üzerine çalışan Konca Kuriş, evinin önünden kaçırıldı.

KONCA KURİŞ NEDEN HEDEFTEYDİ?: Kur'an'ın dogmatik bir şekilde yorumlanmasını eleştiren Konca Kuriş, katıldığı bir sempozyumda Kur’an çevirisi/yorumlarındaki erkek egemen kültürden gelen anlayış ile kadına yaşam alanı tanımayan dar çerçeveli bakış açısını tartışmaya açtı.

İLK TEHDİT: Konca’nın oğlu Yahya, anlatıyor: “1994 yılında annem bir kadın sempozyumunu düzenliyor Mersin’de. İlk radikal çıkışını orada yapıyor, ben de o dönem lisedeydim. Kur’an’ın yeniden tercümesinin yapılmasını talep ediyor oradaki topluluktan ve bir kadın gözüyle bakılması gerektiğini söylüyor. Çünkü ayetlerde kesinlikle örtünün olmadığını, adetliyken ibadet yasağının olmadığını söylüyor. Kur’an çevirisi/yorumlarındaki erkek egemen kültürden gelen anlayış ile kadına adeta yaşam alanı tanımayan dar çerçeveli bakış açısını eleştirmiştir. İlk radikal çıkışı burada oldu, topluluk içerisinden ‘sen Kur’an-ı yeniden mi yorumlamak, yeniden mi yazmak istiyorsun?’ diye bazı çıkışlar olmuştu. İlk tehdidini burada almıştı, ‘bu senin sonunu getirir, kendi sonuna imza atıyorsun’ demişlerdi. Daha sonrasında çevresinde kadınlardan oluşmaya başlayan bir kitle oluşmaya başladı. Annemin teyzesi Mersin’de Bağımsız Kadın Derneği’ni kurmuştu, Türkiye’de ilk feminist hareketi başlatanlardandır. Annemin teyzesiyle olan teması da bir anda feminist kimliğini öne çıkmasını sağladı.”*

38 GÜNLÜK İŞKENCEYE DİRENDİ

Hizbullah, 1990’larda sıkça tercih ettiği ‘yöntemi’ Konca Kuriş için de kullandı. Konca, önce evinin önünden kaçırıldı. Ailesi aylarca Konca’yı aradı ama bulamadı. Kaçırıldığı günden tam 555 gün sonra Konca’nın cansız bedenine bir evin bodrumunda, üzerine beton dökülmüş şekilde ulaşıldı. Ailesinin cansız bedenini teşhis ettiği Konca’nın işkenceye maruz bırakıldığı anlaşıldı. Sonradan ortaya çıkan ses kayıtları ise 38 gün süren işkenceye Konca’nın direndiğini ortaya koydu.

HİZBULLAH 'CEZALANDIRILDI' DİYEREK ÜSTLENDİ

Konca’nın öldürülmesini “İslam düşmanı ve laik-feminist Konca Kuriş, Allah ve Kuran-ı Kerim karşıtı fiilleri ve söylemleri nedeniyle Hizbullah savaşçıları tarafından kaçırılarak üslerimizde sorgulanmıştır. Dinsiz laik TC'nin resmi din söylemleri ile talimatları paralelinde hareket eden ve siyonistlerce de kullanılan Konca Kuriş, Müslümanları şüpheye sevk edecek fiiliyatlara giriştiği için şeri hükümler gereği cezalandırılmıştır” ifadeleriyle üstlendi Hizbullah.

Konca Kuriş’in Hizbullah tarafından işkence ile katledilmesinin üzerinden tam 23 yıl geçti ve Konca Kuriş, yine toplum hafızasının tam ortasında. (HABER MERKEZİ)

Alıntılar

*Mehmet Altan/P24

*Gamze Elvan/Medyascope

Öne Çıkanlar