Akşener'den Erdoğan'a 'Hamas' eleştirisi: Sorumsuz açıklamalarınla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun

Akşener'den Erdoğan'a 'Hamas' eleştirisi: Sorumsuz açıklamalarınla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Erdoğan'ın Hamas ile ilgili sözlerini eleştirerek, "Sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun" dedi. Dilan Polat-Engin Polat çiftiyle ilgili de "Kursaklarından gelecek" dedi.

Artı Gerçek - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'a yönelik açıklamalarını eleştiren Akşener, "Hamas'ı Filistin'in yegane temsilcisi görmek Filistinli sivilleri dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen Netanyahu'nun insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir" dedi.

Akşener, kara para aklama iddialarıyla gündemde olan ve bugün gözaltına alınan Dilan Polat- Engin Polat çiftiyle ilgili de "Allah bunları kursağından getirir, bunlara sebep olanları kahrı perişan eyler. Bunların kursaklarından bu haram lokmayı almayı bize nasip et Allah’ım" diye konuştu.

Akşener'in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

Gazze’de yaşanan, Netanyahu terörü, hız kesmeden devam ediyor. Her geçen gün, yüzlerce çocuk, vicdansızca atılan bombaların hedefinde, can vermeye devam ediyor. Ne yazık ki, her yüzyılda İnsanlığın başına bela olmuş, birkaç psikopat çıkıyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın, baş psikopatı da, hiç şüphesiz ki, Netanyahu’dur. Umuyorum ki Netanyahu son olsun. Umuyorum ki bu teröristin eylemleri, bir an önce son bulsun. Savaş tarihi, bize göstermiştir ki bugüne kadar, büyük savaşlar her seferinde, bir kumpas ve kışkırtmayla tetiklenmiştir. Çünkü bir toplumu, topyekûn bir savaşa ikna etmek için en elverişli yol toplumdaki intikam ve korku duygularını tetiklemektir.

FİLİSTİN HALKINA EN BÜYÜK DARBEYİ HAMAS VURDU

İşte Hamas’ın, terör saldırısı da İsrail toplumuna korku saldığı gibi Netanyahu’ya da gözü dönmüş gaddarlığını sergileyeceği bir bahaneyi hediye etmiştir. Hamas’ın, sivilleri katleden eylemleri Filistin’in uluslararası hukuktan doğan haklarını gölgelemiş Netanyahu’nun, kirli ajandasına hizmet ederek en büyük darbeyi Filistin halkına vurmuştur.

Hamas’ı, Filistin’i temsil eden meşru bir siyasi yapı olarak tanımlamak Filistin hükûmetini yok saymaktır. Hamas’ı, Filistin’in yegâne temsilcisi görmek, Filistinli sivilleri dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen Netanyahu’nun insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir.

Elbette ki topraklarını, İsrail işgaline karşı savunmak Filistinlilerin en doğal hakkıdır. Ancak bu haklı direnişin sözcülüğünü Hamas’a devretmek Filistin’e değil, Netanyahu’ya yapılan bir hizmettir. Ve Netanyahu’ya hizmet eden bir dış politika da barışı getirmeyeceği gibi hiçbir çocuğun hiçbir kadının ve hiçbir sivilin canını kurtarmayacaktır.

'HAMAS’IN SALDIRILARININ ZAMANLAMASI HER TÜRLÜ ŞÜPHEYE AÇIKTIR'

Her şeyden önce şunu söylemek isterim ki Hamas’ın saldırılarının zamanlaması her türlü şüpheye açıktır. Kime ve neye hizmet ettikleri de şüphelidir. Unutmayalım ki bu saldırılar Netanyahu’nun toplumsal desteğinin adeta eridiği bir dönemde gerçekleşti. İsrail’in yıllardır sürdürdüğü zulmün, bizzat İsrail toplumu tarafından eleştirildiği bir dönemde gerçekleşti. Kalıcı barıştan yana bir tavrın İsrail’de iktidara gelmesinin hemen öncesinde gerçekleşti.

Ve nitekim bugün İsrail halkı Netanyahu’nun saldırıya bilinçli olarak göz yumduğunu konuşuyor. İsrail Genelkurmayı’nın uyarılarını dikkate almadığını konuşuyor. Hatta ve hatta Netanyahu’nun bu saldırıyı, bizzat organize etmiş olabileceğini bile konuşuyor. Ama sayın Erdoğan hâlâ canhıraş bir şekilde, Hamas’ı savunuyor. Bir de dönüp, gerçekleri söylediğimiz için bize kızıyor. Neymiş? Biz Hamas’ın ne olduğu bilmiyormuşuz. Bak sen şu işe. Sayın Erdoğan biz evellallah, tarihi, senin gibi yarım akıllı, fesli meczuplardan öğrenmedik. Dış politikayı da ideolojik hezeyanlar yaşayan romantik saray danışmanlarından öğrenmedik. Sen onun bunun elinde, bir o yana bir bu yana savrulmaya alışık olabilirsin. Ama sakın beni, kendinle karıştırma.

'HAMAS'I NE DİYE SAVUNUYORSUN?'

Söyle bakalım; sen sözde Kürdistan'ın bir parçasını Türkiye’de gördüğünü söyleyen Hamas’ı ne diye savunuyorsun? Ortada Filistin’in meşru bir hükümeti varken sanki Filistinliler için hayırlı bir iş yapmış gibi sen neden Hamas’ı meşru görüyorsun? Bu kadar şaibeli bir eyleme imza atanları sen hangi akılla ‘mücahit’ diye lanse ediyorsun? Amacın nedir Sayın Erdoğan. Filistin’in haklılığını, zayıflatmak mı istiyorsun. Netanyahu terörüne, zemin kazandırmak mı istiyorsun. Yoksa zaten, aportta bekleyen dünya kamuoyunun Filistinlileri terörist diye etiketlemesini sağlamak mı istiyorsun.

Seni buradan uyarıyorum; sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu’nun değirmenine, su taşıyorsun. Türkiye’nin bugüne kadar sergilediği rasyonel duruşa ve üstlenmeye çalıştığı ara bulucu rolüne zarar veriyorsun. En büyük kötülüğü de Filistinli mazlumların, haklı davasına yapıyorsun.

Senin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak yapman gereken Türkiye’nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu anlatmaktır. Yapman gereken Filistinli çocuklar, arasına sıkıştıkları Netanyahu ve Hamas’tan kurtarmanın yolunu aramaktır. Yapman gereken Netanyahu’nun yazdığı senaryoya figüran olmak değil o kirli senaryoyu bozan olmaktır. Yani aslında Hamas’ın iletişim başkanı gibi değil yüz yılını devirmiş büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmaktır.

EKONOMİ ELEŞTİRİSİ

Ülkemizin değişmeyen tek gündemi ne yazık ki hâlâ ekonomi. Her geçen gün ağırlaşan bir tablo ile karşı karşıyayız. İnsanlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız, ve hatta bebeklerimiz, sağlıklı ve dengeli beslenemiyor. Ve bu acı gerçek maalesef sokaklarda, dükkanlarda, evlerde, her gün daha da çarpıcı bir biçimde karşımıza çıkıyor.

Israrla sürdürülen yanlışlar elbette iktidardakilerin hayatlarını etkilemiyor olabilir. Ancak vatandaşlarımız ekonomideki yanlış kararlar yüzünden ağır bedeller ödüyor. Ekonomiyi oyuncağa çeviren iktidar seçimin üzerinden 5 ay geçmesine rağmen maalesef hâlâ kapsamlı bir ekonomik reçeteyi ortaya koyamadı. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon altında ezilen insanlarımız barınma krizi açlık tehlikesi ve derinleşen yoksulluk gerçeği ile bir başlarına bırakıldılar.

Ülkemizde, her iki çalışandan biri asgari ücretli. Yani milyonlarca emeklimiz, milyonlarca çalışanımız, açlık ve yoksulluk içinde yaşıyor. Durumun vehametine bakar mısınız? Buradan açıkça ilan ediyorum Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında bu tablo Türkiye için bir utanç vesikasıdır. Bu tablo İktidarın Türkiye’yi yönetemediğinin buz gibi ispatıdır.

KYK YURDUNDAKİ ASANSÖR FACİASI

Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta yüreğimizi yakan bir olay yaşadık. Zeren Ertaş kızımız Aydın’da, bir KYK yurdunda bakımı ihmal edilen asansörde sıkışarak hayatını kaybetti. Öğrencilerin birçok kez yurt yönetimineşikâyet etmelerine rağmen hiçbir önlem alınmamış. Ve henüz 22 yaşında daha hayatının baharındaki Zeren’i bir kazaya değil bir şuursuzluğa ciddiyetsizliğe niteliksizliğe kurban verdik.

KYK yurtlarındaki ihmaller iş bilmezlik ve niteliksizlik artık çocuklarımızı canından ediyor. Zeren’in acısı, tüm Türkiye’nin yüreğine kor gibi düşerken ‘Ölmek istemiyoruz, nitelikli yurt hakkımızdır’ diyen binlerce gencimiz de hakkını aramaya başladı. Gençlerimizi artık bir rezillik boyutuna ulaşan yurt sorunuyla yalnız bırakamayız, bırakmayacağız. Cumhuriyet vizyonumuzun en büyük değer olarak gördüğü gençlerimizi böylesi bir çaresizliğe terk etmeyeceğiz.

Her biri Dilan Polat, Engin Polat’a dönmüş çocuklar, bir yandan da KYK yurtlarında yemeklerinde solucan çıkan sürekli ekmek ağırlıklı beslenen çocuklar. Bunlar Gayretullaha dokunur. Allah bunları kursağından getirir, bunlara sebep olanları kahrı perişan eyler. Allah’ım nasip et, bunların kursaklarından bu haram lokmayı almayı bize nasip et Allah’ım.

Sadece Osmangazi Köprüsü’ne fazladan verilen parayla 600 bin öğrencimize birinci sınıf yurt yapılabilirdi. Çünkü Türkiye’nin bir kaynak sorunu yok, Türkiye’nin bir ahlak, zihniyet ve AKP sorunu var. 500 milyon dolarlık uçağa biniyorlar, sadece uçağın parasıyla bile 30 bin öğrencimize yurt yapılabilirdi." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar