Bahçeli'den barolara tepki: Kaos yürüyüşü
MHP lideri Devlet Bahçeli, baroların 'Savunma Yürüyüşü', Anayasa Mahkemesi'nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararına karşı çıkarak HDP ve CHP'yi hedef gösterdi. Bahçeli, "Bugünkü ülke tablosunda bazı baroların güdümlü kaos yürüyüşü, terörist Demirtaş hakkında Anayasa Mahkemesi’nce verilen hak ihlali kararı, sokakların karanlığında ikbal arayışları, CHP-HDP-İP’in tehlike saçan gayri meşru politikaları dış kaynaklı tehditlere müsait ortam açmaktadır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin açıklamasından bazı satır başları şöyle:
Komşu ülkelere hâkimiyet kuran istikrarsızlık ve iradesizlikten dolayı Türkiye çok yönlü tehdit kıskacına maruzdur.
Bugünkü ülke tablosunda bazı baroların güdümlü kaos yürüyüşü, terörist Demirtaş hakkında Anayasa Mahkemesi’nce verilen hak ihlali kararı, sokakların karanlığında ikbal arayışları, CHP-HDP-İP’in tehlike saçan gayri meşru politikaları dış kaynaklı tehditlere müsait ortam açmaktadır.
Sınırlarımızın hemen dibinde ABD-Fransa müşahitliğinde yapılan gizli ve sinsi görüşmeler, temaslar ve diyaloglar sonucunda PKK ile Barzani unsurları arasında emel ve hedef birlikteliği sağlandığı anlaşılmaktadır.
Açık kaynaklar bu durumu tevsik ve teyit etmektedir
16 Haziran 2020’de aynı damardan beslenen hain oluşumlar zalimlerin gözetiminde mutabakata varmışlardır.
Geçtiğimiz günlerde, Suriye’nin Kamışlı şehrinde ABD’li teşrifatçıların katılımıyla, dahası terörist Mazlum Kobani’nin de yer aldığı basın toplantısı alçaklığın ve rezaletin vahim bir deşifresidir.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) tarafından müştereken yapılan karanlık açıklamada, "2014 Duhok Anlaşması’nın sözde yönetim, ortaklık, güvenlik ve savunma" maddeleri her iki terör yapılanması arasındaki görüşmelerin temeli kabul edilmiştir.
Türkiye ve tüm dünya yeni tip Koronavirüs salgınıyla uğraşırken, sınırlarımızın paralel ve mücavir bölgelerinde yıkım müteahhitliğine heveslenmek, bölücü müzakerelere meyletmek sakat ve skandal bir tertiptir.
Türkiye bu kepazeliği affetmeyecek, bu ihanete izin vermeyecektir.
PKK, Irak’ın Süleymaniye kentinde şehre inmiştir.
Fransa’nın son günlerde şımarması, şuur kaybına uğraması, Libya’dan Suriye’ye kadar her taşın altından tuzaklanmış patlayıcı gibi çıkması dikkatle takibi yapılması gereken bir tahriktir.
Bu ülkenin Akdeniz’de NATO misyonu çerçevesinde görev yapan bir fırkateyninin Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiğini iddia ve isnat etmesi Libya ve Suriye’deki karanlık ilişkilerini maskeleme arayışından başka bir anlama gelmeyecektir.
Fransa dürüst ve samimi değildir.
Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de meşgul edip markaja almaya teşebbüs eden bu ülkenin sınırlarımızın dibinde fitne imaline girişmesi namertliktir, dostluğunun yalan, müttefikliğinin ise riyakârlık olduğunu belgelemiştir.
Bunlar oluyorken, Mısır Cumhurbaşkanı’nın "Libya’daki Sirte ve Cufra kırmızı çizgimizdir" beyanatı siyasi çözüm arayışlarını riske atmaktadır.
Temennimiz Sisi’nin akılcı, sorumlu ve sağduyulu siyaset takibiyle birlikte, provokasyonlara ve dış telkinlere kapalı durmasıdır.
Böyle olduğu takdirde bölgesel huzur ve barış çabaları ivme kazanacak, hariçten gazel okuyan fırsatçı odaklar dışlanıp kaybedeceklerdir.
Birleşik Arap Emirlikleriyle Suudi Arabistan yönetiminin Türkiye’nin vakarını yanlışa yormaları; darbeci, korsan ve terörist Hafter’in tetikçiliğini yapacak kadar gerçeklerden kopmaları ahlaklı bir tutum sayılamayacaktır.