‘Bahçeli ile Erdoğan birbirine mahkum’
MHP lideri Bahçeli, erken davrandı 2019 Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan'a desteğini açıkladı. AKP-MHP ittifakı ne anlama geliyor? İttifak zorunluluk mu? Gazeteci Kemal Can ile konuştuk.
Burhan EKİNCİ
ARTI GERÇEK – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklaması yeni bir tartışma yarattı.
Gazeteci Kemal Can’a göre, Bahçeli ittifakı resmileştirip MHP'nin geleceğini garanti altına almak istiyor. Can, "Bahçeli ile Erdoğan, AKP ile MHP birbirine mahkum, birbirine mecbur" diyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 8 ocakta Ankara’da gazetecilerle basın toplantısı düzenledi, tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin en dikkat çekici açıklaması 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgiliydi.
Partisi MHP’nin Cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyeceğini duyuran Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Yenikapı ruhu" ile "Recep Tayyip Erdoğan"ı destekleme kararı aldıklarını açıkladı. MHP liderinin, "Kurulacak yeni hükümete 'destek verdik, şu kadar bakanlık isteriz' gibi ahlaksız bir davranışın içinde olmayız. Cumhurbaşkanı kendisi bilir" ifadeleri de dikkat çekiciydi. Devlet Bahçeli, partisinin bugünkü meclis grup toplantısında da ittifaka değindi ve "Seçimlerle sınırlı kalmayacak 2019'dan sonraki 5 yıl için de yeni sistemin iyice kökleşmesi için işbirliğimizin gereğini yapacağız" dedi.
Seçimlere bir yıldan fazal bir süre kala MHP’den gelen erken ittifak açıklaması ve koşulsuz şartsız Erdoğan’ı destekleme kararı tartışma yarattı.
"İTTİFAK AÇIKLAMASI SÜRPRİZ DEĞİL"
AKP-MHP ittifakı 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumda ilk olarak sandığa yansımıştı. 2019 seçimleri için de AKP-MHP ittifakı bir süredir konuşulduğu biliniyor.
Artı Gerçek’e konuşan Gazeteci Kemal Can, Bahçeli’nin AKP iktidara yani Erdoğan'a desteğinin yeni değil, 7 Haziran 2015’ten beri sürdüğünü hatırlatıyor.
Can’a göre, Devlet Bahçeli’nin ittifak açıklaması sürpriz değil, sadece zamanlama açısından ilginç. Bahçeli AKP’yi bu ittifakı resmileştirmeye zorlayarak, durumunu garanti altına almaya çalışıyor. Aynı zamanda erken seçimi de gündeme taşıyor ve tartışmayı canlı tutuyor.
Devlet Bahçeli'nin şartsız Erdoğan'ı destekleme çağrısı MHP tabanında bir etki yaratacak mı?
Gazeteci Kemal Can, MHP’de oluşacak olan reaksiyonun daha önce oluştuğunu, bundan dolayı çok büyük yeni bir etki yaratacağını beklemediğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
"MHP içinde ve tabanında aslında Bahçeli’nin bir süredir iktidarla yakın ilişkisi ve bir tür fiili ortaklığı zaten yaratabileceği kadar etki yarattı. Bilindiği gibi MHP’de daha önce önemli bir muhalefet hareketi başladı, İYİ Parti doğdu. Referandumda MHP’nin önemli bir kısmı hayır oyu verdi. MHP içinde Bahçeli’nin iktidarla işbirliğine verilecek reaksiyonlar gösterildi. Bu yeni durumun oluşmuş tabloyu çok çok değiştirecek bir sürpriz etki yaratacağını düşünmüyorum. Oluşacak reaksiyonun önemli bir kısmı zaten oluştu. Borsa diliyle söylersek, bu gelişmeler zaten satın alındı. Ama küçük de olsa oluşacak iki türlü etki var.
İlki, buna hafif reaksiyon gösteren hala MHP içinde kalmış kopmamış kesimler varsa, bu bağlayıcılık ilişkisi rahatsızlığı artırabilir. İyi partinin oradan sağladığı sızıntı biraz daha devam edebilir.
Bunun karşısında da bir etki var. Artık resmileşmiş bir iktidar ortağı olmanın nimetlerinin cazibesi ve bir kısım MHP seçmenini tam tersine partisinde kenetleyebilir. Tıpkı AKP’nin kendi seçmenini kontrol etmesinde iktidar gücünü kullanması gibi. Bu güçten MHP de faydalanabilir. 'Biz de iktidarın resmi olarak bir parçasıyız' hissi, küçük ortak da olsa iktidarda olan bir partinin mensubu olma çekiciliği devreye girmesi mümkün olabilir. Bu oy kaçırmayı engeller."
"İKİSİ DE MECBUR"
Gazeteci Kemal Can’a göre, 2019 seçimleri sonrasına kadar Erdoğan ile Bahçeli'nin birbirine olan ihtiyacı denk. Can "İkisi de birbirine mahkum, birbirine mecbur" sözleriyle durumu özetliyor.
Kemal Can, baraj sıkıntısı ve siyasi varlığını devam etmek açısından MHP’nin AKP’ye mahkum olduğunu hatırlatıyor, ardından "Erdoğan’ın da yüzde 51 alarak Cumhurbaşkanlığı seçimini geçebilmek için MHP’ye ihtiyacı var" diyor.
Gazeteci Can, şöyle devam ediyor:
"Bu karşılıklı bir ihtiyaç ilişkisi. Daha sonraki süreçte birbirine olan ihtiyaçlarıyla ilgili pozisyonlarda bir takım değişiklikler olabilir ama mevcut duruma baktığımızda ikisinin de ihtiyacı olan ve hatta ihtiyaçtan fazla mecburiyeti olan bir durum var. Dolayısıyla bu durumda Erdoğan kağıt üzerinde görünse bile, resmi iktidar ortağından yani MHP’den çok büyük bir rahatsızlık duymaz."
Kemal Can, MHP ile AKP-Erdoğan’ın politik tercihleri açısından da çok farklılaşmış olmadıklarına dikkat çekiyor ve "Erdoğan’ın 2015’ten bu yana gerek iç gerek dış politikada yürüttüğü çizgi MHP temel söylemleriyle çok çelişen bir içerik taşımıyor. Büyük ölçüde paralel bir çizgide yürüyorlar. İktidarı koruma açısından Erdoğan’a milliyetçiliğin sağladığı bir ideolojik kalkan var. Erdoğan, bunu kullanmayı da seviyor. İktidarda kalması için milliyetçilik koruyucu bir alan yaratıyor. Dış krizlerde milliyetçi argümanları kullanıyor" diyor.
ERDOĞAN ORTAKLIĞA RAZI OLUR MU?
[Fotoğraf: Yarın Haber sitesi]
Peki, Erdoğan Bahçeli’yi iktidar ortağı yapar mı?
Soruya gazeteci Can’ın yanıtı, "Erdoğan’ın kişiselleşmiş iktidarında imkanları ve iktidarı gönüllü paylaşmasının sınırları meselesi tabi ki tartışmalı. Ama şuandaki ihtiyacı itibariyle bir işbirliğinden kaçınmayı isteyeceğini düşünmüyorum" oluyor.
"MEVCUDU KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Mevcut durumda AKP ile MHP ittifakının seçmeni etkilemeye yönelik çağrı değil, durumu korumaya yönelik olduğunu dile getiren Kemal Can, "İkisinin de mecburiyeti daha fazlasını kazanmak için değil, mevcudu korumak için. İkisinin de reflekslerini ve hamlelerini böyle okumak lazım" ifadelerini kullanıyor.
MHP’nin ittifaktan zararlı çıkıp çıkmayacağını şimdiden kestirmenin zor olduğunu belirten gazeteci Can, şöyle diyor:
"MHP, uğrayabilecek zararı aza indirebilmek ve pozisyonunu koruyabilmek için bu hamleyi yapıyor. AKP de durumunu koruyabilmek, iktidarını savunabilmek için küçük de olsa bu katkıya ihtiyacı var. Bu ittifakı iki tarafa da mecbur kılan pozisyonlarını korumak. İki taraf da bu hamlelerin, birlikte durmanın pozisyonlarını korumak için tek çare olduklarını görüyor."
İYİ PARTİ FAYDALANABİLİR Mİ?
Erdoğan-Bahçeli ittifakı merkez sağ için bir alan açar mı? Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti bu durumdan faydalanabilir mi?
Gazeteci Kemal Can’ın değerlendirmesi şöyle:
"Seçmene, bu iktidarın gitmesiyle İYİ Parti’nin iktidar alternatifi gösterilmesi durumunda birden bire denge değişebilir. Bu rahatsızlığı duyan sağ seçmene yeni bir iktidar seçeneği ihtimali konduğunda bu siyasi tavır değişebilir. Bu anlamda hazır işleyen bir oy değişiminden değil, ama bir potansiyelden bahsetmek mümkün.
İYİ Parti, bir zemin oluşturmuş durumunda. Bir potansiyel kullanıyor ama henüz iktidar bloğunda çok güçlü bir oy kayması yaratmış görünmüyor. Daha çok zaten muhalefet bloğunda olan seçmenin içinde, yani ağırlığı hala o tarafta. MHP’den alacağını aldı, AKP’den büyük bir oy kayışı mevcut araştırmalarda görünmüyor ama hala bu potansiyele sahip bir parti."