Bilirkişi soruşturmasında İmamoğlu ve gazetecilere hapis talebi

Bilirkişi soruşturmasında İBB Başkanı İmamoğlu hakkında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak; Halk TV'den Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz’a 6 yıldan 14 yıla kadar, Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında ise 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

Bilirkişi soruşturmasında İmamoğlu ve gazetecilere hapis talebi

Artı Gerçek - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 'bilirkişi' soruşturması kapsamında 'Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep edildi.

Beş sayfalık iddianamede, İstanbul Adliyesi ve diğer adliyelerde görülmekte olan çeşitli soruşturma ve kovuşturmalarda yaptığı resmi bilirkişilik görevinin etkilenmeye çalışıldığı ve Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasını etkilemeye teşebbüs edildiği ileri sürüldü.

İddianamede, İmamoğlu’nun 20 Ocak 2025’te katıldığı bir panelde yaptığı ve bazı basın organlarında yayımlanan konuşma içeriğinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik “tehdit”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamalarıyla dava açıldığı hatırlatıldı.

İki olayı birlikte değerlendiren savcılık, İmamoğlu’nun “görevinin getirdiği konumu ve nüfusunu basın önünde aleni olacak şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığı” savunuldu.

İmamoğlu’nun bilirkişi S.B.’nin görev aldığı soruşturma ve kovuşturmalardan bahsettiğini anımsatan savcılık, bilirkişi ve yargı organlarının bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde bir kamuoyu oluşmasınının amaçladığını iddia etti.

GAZETECİLERE DE İDDİANAME

Öte yandan iddianamede bilirkişiye yanıt hakkı nedeniyle Halk TV Genel yayın yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, Programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek için de hapis talep edildi.

Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz’a “Kişiler Arasındaki Aleni Olmayan Konuşmaları Kayıt Etmek, Yargı Görevini Yapanı Etkileme, Kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçlamasıyla 6 yıldan 14 yıla kadar, Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında ise “Kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayınlanması, Yargı Görevini Yapanı Etkileme” suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

S.B MÜŞTEKİ SIFATIYLA İFADE VERDİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde bilirkişi S. B'nin müşteki ifadesine de yer verildi. S. B. ifadesinde, 1988 yılına kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda çalıştığını belirterek, daha sonra serbest muhasebecilik yapmaya başladığını söyledi. 2002 yılında bilirkişilik başvurusu yaptığını ve o tarihten itibaren çeşitli soruşturma ve kovuşturmalarda bilirkişilik görevi yaptığını aktaran S. B. bugüne kadar yaptığı bilirkişilikler nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşamadığını kaydetti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak 2025 tarihli açıklamalarıyla sosyal medyada isminin yayınlandığını ve karalama kampanyasına maruz kaldığını aktaran S.B. şunları söyledi:

“Bugüne kadar hiçbir şekilde hukuksuz bir işe imza atmadım. Böyle bir durum olsaydı Türkiye'nin birçok adliyesinden halen bilirkişi görevlendirilmesi tarafıma yapılmazdı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamalarını gördükten sonra bugüne kadar yapmış olduğum CHP’li belediyeler hakkında çeşitli soruşturma ve kovuşturmalarda yer alan bilirkişilik dosyalarıma ilişkin bir çalışma yaptım. Her ne kadar burada sadece CHP’li belediyelerle ilgili yaptığım çalışmalardan bahsediyorsam da bugüne kadar diğer partilere ilişkin birçok davada da bilirkişilik yaptım. Bu güne kadar CHP’li belediyelere ilişkin 24 dosyanın soruşturma veya kovuşturma aşamalarında bilirkişi olarak görev yapmışım. Bunların 22 tanesine ait bilirkişi raporları dosyaya sunulmuş ancak hali hazırda devam eden iki adet Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkında 'ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasına yönelik dosyalardaki soruşturmaya ilişkin rapor ise henüz hazırlık aşamasında olup, dosyaya sunulmamıştır. Yine Silivri Çanta Belediyesi’nde de şu anda Bakırköy Ağır Ceza mahkemelerinin birisinde devam eden kovuşturmayla ilgili bir bilirkişilik görevim daha vardır. Silivri Çanta şu anda belediyelik değildir. 2014 yılından sonra mahalle olmuştur. O raporum da halen hazırlık aşamasındadır. Açıklamaları gördükten sonra düzenlemekte olduğum raporların etkilenmesi amacıyla bu beyanların verildiğini ve çeşitli basın yayın organlarında gazetecilerin ismimi sürekli zikrederek beni gündeme getirdiklerini düşündüm. Hatta yapmış olduğum bir telefon görüşmesinin tarafımın rızası olmaksızın kayıt altına alındığını ve daha sonra yayınlandığını gördüm. Buna ilişkin suç duyurusunda da bulundum ve şikayetçi oldum. Bu şikayetim halen devam etmektedir. İsmimin bu şekilde gündeme gelmesinden oldukça rahatsızım. Türkiye'nin her yerinde birçok davada bilirkişilik yapmaktayım. Bu tür açıklamalar kamuoyu nezdinde benim itibarımı zedelemektedir. Tüm bu konulara ilişkin şikayetim devam etmektedir."

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği basın toplantısında "kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı hedef gösterdiği" gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen bir kısım soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı, soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstermek suretiyle, ayrıca bu amaçla ismini de açıklayarak yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği tespit edildiğinden Türk Ceza Kanunu’nun 277 ve 288’nci maddeleri uyarınca resen soruşturma başlatılmıştır" denildi.

İMAMOĞLU NE DEMİŞTİ?

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanması üzerine yaptığı "Turpun büyüğü heybede" açıklamalarına referansla "Turpun Büyüğü" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve "S.B" isimli bir bilirkişiden söz etmişti.

İBB Başkanı İmamoğlu, konuşmasında "Erdoğan, 'turpun büyüğü heybede' diyor. Cumhurbaşkanı her detaya vakıf. Ama lafa gelince yargı bağımsız. Buradan sayın Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Biz de Cumhurbaşkanı'ndan etkilenerek basın toplantımıza bu ismi koyduk. Basın toplantımızın adı turpun büyüğü. Olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini, imzasız raporlar insanların nasıl suçlandığını sizlerle paylaşacağım, lafla da değil, belgeleriyle açıklayacağım" ifadelerini kullandı.

"Olmayan rapor savcı iddianamesine girdi. Olmayan rapor savcılık iddianamesine nasıl girdi? Avukatlarımız raporun olmadığını ispat etti ancak buna rağmen iddianameye girdi. Heybedeki turpun adı S.B." diyen İmamoğlu, "Sayıştay denetçisi olarak görev yapmış 3 kişilik uzman bilir kişi heyeti konuyu inceledi. Yeni rapor tümüyle benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Yani bu kez muhasebe kökenli S. Bey değil 3 emekli Sayıştay denetçisinden oluşan devlet ciddiyetini bilen kişiler raporlar hazırladı. Bu raporun ardından mahkeme dedi ki iki rapor birbiriyle çelişiyor. O zaman bir üçüncü bilirkişi raporu isteyelim. Mahkeme yine bu kez başka üç emekli Sayıştay denetçisinden bilirkişi raporu istedi" diye ekledi.

"Yeni bilirkişi raporu geldi. Rapor yine benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Raporlarda ne diyor biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu'nun ihalede bir sorumluluğu olmadığı gibi ihalede yanlış bir işlem yapılmamış ve kamuyu kara geçiren uygulama yapılmıştır. Sayıştay'dan emekli 6 denetçi bizi haklı buldu ama bir tek S. Bey haklı bulamadı. Sanırım buraya kadar anlattıklarımla S. B. isimli bilirkişi arkadaşın profili hakkında aklınızda bir şeyler şekillenmiştir" diyen İmamoğlu, "Düşünsenize adam mahkemeyi aldatacak kadar cesur. Olmayan rapordan bahsedecek kadar gözü kara. Normalde böyle bir şeyi bilirkişinin yapması halinde o bilirkişinin ehliyeti iptal edilir. Öyle değil mi? Ama öyle olmadı. S. Bey'e bu cengaverliği nedeniyle yeni vazifeler ve sorumluluklar verildi. Yani ödüllendirildi. Verilen görevler de ne tesadüf. Ne büyük tesadüf ki hep bizimle ilgili" ifadelerini de kullanmıştı. (HABER MERKEZİ)