Buldan: HDP, AKP'den kurtulmak için demokratik çıkışı gösteriyor
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 'Ankara'da bir kadına mide bulandırıcı bir tacizde bulunduklarını tüm dünya gördü. Göz göre göre bu ülkenin tacize alışmasını istiyorlar' dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan'ın konuşmasından önce açlık grevindeki Leyla Güven'e ve milletvekillerinin açlık grevinin 100. gününde gerçekleştirdiği yürüyüşlere ilişkin bir video gösterildi.
Video gösteriminin ardından söz alan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, HDP'ye yönelik saldırılara değinerek, "Bir vekilimizin karşısına 10 bin polisle çıkıyorlar. Biz Kenan Evrenlerden, Çillerlerden korkmadık, sizden de korkmayacağız" dedi. AKP'nin seçim stratejisinin halkı korkutmak ve sindirmek olduğunu belirten Buldan, "HDP'ye oy verenlere hakaret ediyorlar. Bizi ırkçı çetelere hedef gösteriyorlar. Halkları karşı karşıya getirmeye, toplumu zehirlemeye çalışıyorlar" dedi. AKP ve MHP'nin 'beka' söylemini eleştiren Buldan, "Bunların derdi, kendi koltuklarının bekası, Saray'ın bekası, müteahhitlerin bekası, torpille atanan bakan yakınlarının bekası, ihalelerin, rüşvetin bekasıdır" dedi. Buldan, HDP'nin seçim stratejisinin kayyımlar eliyle gasp edilen belediyeleri geri alarak, bölgede AKP'yi tabela partisine dönüştürmek, batıda ise AKP ve MHP ittifakına kaybettirmek olduğunu söyledi.
Seçimlerden önceki son grup toplantısını yaptıklarını hatırlatan Buldan, "Bir tarafta ülkeye nefes aldıracak güçlü bir demokrasi seçeneği, diğer tarafta ise faşizm var. Bir tarafta karanlık, bir tarafta aydınlık var" dedi. Leyla Güven'in bu aydınlık için mücadele ettiğini söyleyen Buldan, "Açlık grevleri faşizme dur demek için yapılan bir müdahaledir. Ülkeyi karanlığa teslim etmemek için tarihi bir direniştir" dedi.
'TÜRKİYE BİR TECRİT DEVLETİNE DÖNÜŞTÜ'
Buldan sözlerine şöyle devam etti:
"Bu ülke 20 yıldır tecrit sistemiyle yönetiliyor. Bu sistem sadece bir kişiye uygulanmıyor. Bu sistem, zorbalığa dayanan bir yönetim biçimidir. Halkları, inançları, dilleri dışlayan, tekçi, otoriter rejimi sağlamlaştırmak için bu sistem uygulanıyor. Demokratik hak ve özgürlüklere, parlamento iradesine darbe yapıldıysa, ülke yarı açık cezaevine dönüştürüldüyse bunun nedeni bu tecrit rejimidir. Binlerce emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyorsa bunun nedeni bu sömürü düzenidir. Binlerce kadın katlediliyorsa bunun nedeni tecrit sistemiyle kurulan erkek yargı, erkek iktidar düzenidir. Halkın sofrasındaki ekmek her gün azalıyorsa bunun nedeni savaş politikaları ve yolsuzluk düzenidir. Bu düzeni tecrit sistemiyle kurdular. Bu halka karşı ekonomik tecrittir. Milyonlarca üniversite mezunu atanamıyorsa, yüzbinlerce çalışan kamuda ihraç ediliyorsa bunun nedeni kamuyu AKP ve MHP’nin arpalığına dönüştüren çalışma yaşamına tecrittir. Tecrit bir yönetim biçimidir. Faşizmin kurumsallaşmasının dayanağıdır. Türkiye 20 yılda bir tecrit devletine dönüştürüldü. Tecrit üzerinden inşa edilen faşizm mi, tecridin yıkılacağı demokrasi mi? Herkes tercihini yapmalıdır.
'EVREN'DEN ÇİLLER'DEN KORKMADIK SİZDEN DE KORKMAYIZ'
Bir vekilimize 10 bin polis atıyorlar. Siz sanıyor musunuz ki bizim vekillerimiz bunlardan korkacak? Biz Kenan Evrenlerden, Çillerlerden korkmadık, sizden de korkmayacağız. Faşizmi hep birlikte yıkacağız. Sandıkta yenemeyeceklerini gördükleri için üzerimize polisi ve yargıyı salıyorlar. Arkadaşlarımıza her yerde saldırdılar. Her bir vekilimizin karşısına polis ordusunu yığdılar. Halkımızın etrafını polisle sardılar.
'ANKARA'DAKİ İĞRENÇ TACİZİ SAHİPLENDİLER'
Saldırılar sadece vekillerimize değil, çocuklara kadar uzandı. Van'da 3 çocuğa başlarını klozete sokmak gibi insanlık dışı işkenceler yaptılar. Ankara'da bir kadına mide bulandırıcı bir tacizde bulunduklarını tüm dünya gördü. Emniyet bu iğrençliği sahiplendi. Peki nereden güç alıyorlar; bu iktidardan. AKP'nin ülkeyi getirdiği nokta budur. Göz göre göre yapılan tacize bu ülkenin alışmasını istiyorlar.
'SALDIRILARIN NEDENİ KÜRT DÜŞMANI POLİTİKA'
Son 20 günde partimizin yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Seçim otobüsümüze, il ve ilçe binalarımıza saldırılar gerçekleşti. Milletvekillerimiz darp edildi. Lokaller ve kahvehaneler seçim propagandası yapmayalım diye kapatıldı. Seçim büromuza ırkçı saldırılar gerçekleşti. Cizrespor oyuncularına ırkçı saldırı yapıldı. Bu saldırıların nedeni Kürt düşmanı politikalardır. Her iktidara gelenin Kürtlere karşı aynı yöntemi izlediğini biliyoruz ama Kürtlerin bu yönteme asla boyun eğmediğini de hatırlatıyoruz.
'AKP'NİN SEÇİM STRATEJİSİ HALKI KORKUTMAK VE SİNDİRMEK'
Gözaltı, taciz, saldırılar AKP'nin seçim kampanyasıyla eş zamanlı olarak gündeme sokuldu. Halkı korkutmak ve sindirmek AKP'nin seçim stratejisidir. Her gün meydanlardan, televizyonlardan HDP'yi hedef gösteriyorlar, tehdit ediyorlar. HDP'ye oy verenlere hakaret ediyorlar. Bizi ırkçı çetelere hedef gösteriyorlar. Bu nasıl bir seçim kampanyasıdır? Daha geçen gün AKP Genel Başkanı 'tehdit ve hakaret olmadan bir kampanya yürütülsün' diyor ama 2 saat sonra HDP'ye hakaret ediyor, tehdit ediyor. Bunlara göre kendilerinden başka herkes terörist. Halkları karşı karşıya getirmeye, toplumu zehirlemeye çalışıyorlar. Nefret suçu işliyorlar ve provokasyonlara zemin hazırlıyorlar. AKP bu tehlikeli ve çirkin kampanyadan bir an önce vazgeçmeli.
'HALKIMIZ BU HAKARETLERE 31 MART'TA CEVAP VERECEK'
Biz baskılarla asla yıldırılamayacak, korkutulamayacak bir kitleyiz. Halkımız bu tehdit ve hakaretlere 31 Mart'ta en güçlü yanıtı verecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Biz demokratik ve barışçıl siyasetten taviz vermeyeceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Biz kazanacağız, mazlum halkımız kazanacak, haklı olanlar kazanacak.
'HDP'Yİ GÖRÜNCE 7 HAZİRAN' HATIRLIYORLAR, KORKUYORLAR'
İktidarın bize bu denli saldırmasının nedeni yaşadığı kaybetme korkusu. Biz seçim stratejimizi açıklayınca daha da korktular. HDP'yi görünce 7 Haziran'ı hatırlıyorlar. Halkın iradesi sandığa yansımasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Halka söyleyecekleri hiç bir şey yok çünkü. Önceki seçimlerde olduğu gibi halkı korkutarak oy devşirmeye çalışıyorlar. Biz onlara soruyoruz, patatesin fiyatını HDP mi arttırdı, ülkeyi ıMF'ye muhtaç hale HDP mi getirdi? Utanmadan 6 milyon seçmeni terörist olarak gösteriyorlar. Hakaret ettiğiniz insanlardan hangi yüzle oy isteyeceksiniz? O insanlar size sandıkta gereken cevabı verecek.
'BUNLARIN DERDİ KOLTUKLARININ, MÜTEAHİTLERİN İHALELERİN BEKASI'
Bir beka sorunu varsa bunu yaratan sizsiniz. Ülkeyi içeride ve dışarıda krizlere sürükleyen sizsiniz. 16 yıldır bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Bunların derdi, kendi koltuklarının bekasıdır, Saray'ın bekasıdır, müteahhitlerin bekasıdır, torpille üst makamlara atanan bakan yakınlarının bekasıdır, ihalelerin, rüşvetin bekasıdır. Beka söyleminin ardında gizledikleri artacak olan işsizliktir, ekonomik krizdir. Halk aç, perişan, faturalarını, çocuğunun okul masraflarını ödeyecek durumda değil.
'YARIN EKMEK, ŞEKER KUYRUKLARINI GÖRECEĞİZ'
Ekonomi çökmüş durumda. Halk canından bezmiş durumda. Bunlar hâlâ Kandil diyor, beka diyor. Türkiye halkı bu gerçekleri görmeli ve bununla yüzleşmeli. Tanzim satış kuyrukları yarın ekmek, şeker, tuz kuyruklarına dönüşecek. Sizi yoksulluğa gömeni siz de sandığa gömün. Başka çıkar yol yok. AKP ve MHP'nin trenine binerseniz yarı yolda kalırsınız. Bu tren sizi krize, yoksulluğa götürür.
'BÖLGEDE AKP'Yİ TABELA PARTİSİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ, BATIDA İSE FAŞİZME KAYBETTİRECEĞİZ'
HDP, AKP'den kurtulmak için demokratik bir seçenek yarattı. Ne dedik; kayyımlar eliyle gasp edilen belediyeleri geri alacağız. AKP'yi bölgede tabela partisine dönüştüreceğiz. Batıda ise faşizme kaybettireceğiz. AKP kaybederse ne olur? Her şeyden önce demokrasinin önü açılır, toplum nefes almaya başlar. Özgürlük isteyen kesimler, ezilenler, kadınlar, gençler kazanır. İşsizlik kuyruğuna, tanzim satış kuyruğuna girenler kazanır. Bu kriz arttıkça insanlarımızın yüzündeki çizgiler derinleşiyor, gülümsemesini kaybediyor insanlar. Bizim bütün çabamız. İnsanların yüzünü güldürmek, umutlandırmak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak. Bizler kazanırsak işçiler kazanacak, kentler kazanacak, ormanlar kazanacak.
'HDP, AKP'DEN KURTULMAK İÇİN DEMOKRATİK ÇIKIŞI GÖSTERİYOR'
AKP-MHP koalisyonu yerelleri de tekleştirmek istiyor. Buna 'hayır' diyoruz. Halk kendini yönetecek. Kentlerin geleceği, yarınları AKP-MHP'nin hesaplarına bağlı değildir. Bir kişinin milyonların geleceğiyle ilgili karar vermesi süreci artık bitecek. HDP, AKP'den kurtulmak için demokratik çıkışı gösteriyor. Geleceğimizi düşünüyorsak bunu başarmak zorundayız. Aydınlık bir geleceği anacak böyle yaratabiliriz. 17 yılın sonunda halkı tanzim kuyruklarına mahkum edenler, halka terörist diyenler kaybedecek.
'YERELLERDEKİ ÇÖZÜLME AKP-MHP REJİMİNDE ÇÖZÜLME YARATACAK'
İnanın yerelden başlayacak bir çözülme AKP-MHP rejiminin merkezinde de bir çözülme yaratacak. Bunu başaracağız. Kars da bizim, Iğdır da bizim, Muş da bizim olacak. HDP'nin rengi her yeri saracak. Buna engel olamayacaksınız. O kayyımlar koltuklarında boş sandıklarla size dönecek. Onların koltuk bekası varsa halklarımızın da zekası var. Gece gündüz çalışalım girmedik ev bırakmayalım, işi sıkı tutalım. İrademize sahip çıkalım. 31 Mart akşamı bu ülkede her şeyin değişeceğine olan inancımızı tekrarlıyoruz. Barışa ve demokrasiye bir adım daha yaklaşacağımız gündür." (POLİTİKA SERVİSİ)