CHP’li Altay: Erdoğan ‘Savaş istemiyoruz’ diyenlerle aynı noktaya geldi

ARTI GERÇEK - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla başlayan gerilim ve Engin Özkoç hakkındaki fezlekelere dair Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
"Türkiye’nin ihtiyacı olan en önemli şey gerilimden uzak durmak. Gerilim istemiyoruz. Gerilimden beslenmeyi düşünmek büyük bir hatadır. Gerilimden beslenmek belki 3-5 oyu konsolide etmenize yarar ama ülke bundan zarar görür" diyen Altay, saygısızlığın saygısızlık doğuracağını ifade etti.

‘KÖTÜ SÖZÜ İADE VARDIR’

Altay, "Devletin başının nezaket kurallarına uymayan üslubunun aşağından cevap bulmasını da doğal karşılamak lazım. Söyleyene değil söyletene bak. Yaşadığımız durum tam da budur. Gerçekten çok ağır tahrik unsuru, nefsi müdafaa, kötü sözü iade vardır" diye konuştu.

"Böyle olmasa daya iyiydi" diyen Altay, şöyle devam etti:

"Siyaset eğer hoşgörü ikliminden çıkarsa çığırından da çıkar. Çığırından çıkan siyasetin ne iktidara ne muhalefete bir faydası olur. Cumhurbaşkanlığının görevi kucaklamak, birleştirmek, ortak payda alanları yaratmaktır. Ayrıştırmak, ötekileştirmek, karalamak, hakaret etmek cumhurbaşkanını görevleri arasında değildir. İdlib’de yaşananların 82 milyonu gerdiği bir gerçektir. Bu gerilimin bundan kaynaklandığı iddia edilebilir ama siyasetin en tepesinden ilave bir gerilim Türkiye’nin kaldıracağı bir durum değildir."

‘SAVAŞ İSTEMEMEK HAKTIR’

Cumhurbaşkanı’nın Anayasanın 103. Maddesine göre tarafsızlık yemini ettiğini ifade eden Altay, "Savaş istemiyoruz diyen herkese, millete hakaret etmek cumhurbaşkanın yapmaması gereken bir iştir. Savaş istememek de bir haktır. Savaş istemeyenler de en az sayın Cumhurbaşkanı kadar İdlib şehitleri için üzülmüş ve içleri kan ağlamıştır" dedi.

‘TALİMATLA OLDUĞU ÇOK AÇIK’

Engin Özkoç hakkında 5 Mart’ta Meclis’e gelen fezlekeleri "süpersonic fezleke" olarak tanımlayan Altay, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderdiği 3 ayrı fezlekenin tarihlerinin farklı olduğuna dikkat çekti. Altay, şunları söyledi:

"Sayın Özkoç, 4 Mart’ta açıklama yapıyor. 5 Mart günü TBMM’ye 4 ayrı atılı uçtan 3 ayrı fezleke geliyor. Talimatla olduğu çok açık. Bu fezlekeyi hazırlayan savcıda hukukun kırıntısı olduğunu söylemek mümkün mü? Ankara Cumhuriyet Başsavcımız Anayasanın 83. Maddesini hiç bilmez mi? Acaba Adalet Bakanı 21.12.2011 tarihli 100-1 nolu genelgeyi görmez mi? Adalet Bakanı uygulamada hatalar oluyor diye genelge yayımlamış. ‘Anayasa’nın 83. Maddesini doğru kullanın, hata yapmayın’ demişken, karşımızda süpersonic fezlekeleri bulduk. Şikâyet tarihi 4 Mart, meclise gelişi 5 Mart. Diğer fezleke şikâyet tarihi 18 Şubat, aynı savcı durmuş beklemiş beklemiş, 5 Mart’ta yollamış. Diğer fezleke şikâyet tarihi 28 Şubat, 5 Mart’ta göndermiş."

‘FEDA EDECEĞİMİZ GRUP BAŞKANVEKİLİMİZ YOKTUR’

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP lideri Kılıçdaroğlu’na hakaret içeren sözleri için "görevi gereği söylenen sözler" diyerek fezleke hazırlamadığını hatırlatan Altay, şöyle devam etti:

"Bunun adı kepazeliktir. Anayasanın son çiğneneceği yer meclistir, hukukun da son çiğneneceği yer cumhuriyet başsavcılığıdır. Bu durum kabul edilemez. Bu ucube fezlekelerle sadece Sayın Engin Özkoç’a değil TBMM’nin imtiyazına açık darbe vardır. Yargı sopasına boyun eğecek bir tek Cumhuriyet Halk Partili yoktur. Feda edilebilecek bir grup başkanvekilimiz yoktur. Feda edilebilecek bir milletvekilimiz, bir il-ilçe başkanımız, bir tek yalın Cumhuriyet Halk Partisi üyemiz yoktur, olmayacaktır. Herkesi bu notada ayağını denk almaya, hukuka anayasaya bağlı ve sadık kalmaya çağırıyorum."

‘HERKES ALTINDA KALIR’

Gerilimin bitirilmesini isteyen Altay, "Siyasette ağızdan istenmeden sözler çıkar ama devletin anahtarını teslim ettiğiniz kimse kafasına göre konuşamaz, her istediğine hakaret edemez, etmemelidir. Sayın cumhurbaşkanı için bu son olmalıdır. Hırsla, ihtirasla, kinle, intikam duygusu ile yargı süreçleri işletilemez. TBMM’ye karar aldırılamaz. Talimatlar yağdırarak intikam projesi başlatmak herkesin altında kalacağı bir iş olur. Sayın cumhurbaşkanı olmak üzere herkesin dikkatli bir dil kullanmasının gereğine işaret ediyorum" dedi.

Oda TV’ye yönelik baskılara da tepki göstererek, "Bu savcılar ne yapmaya çalışıyor" diye soran Altay, yargının Pelikan çetesine teslim edildiğini söyledi.

‘SAVAŞ İSTEMİYORUZ DİYENLERLE AYNI NOKTAYA GELDİN’

İdlib ateşkes anlaşmasını da değerlendiren Altay, "Yargı sopası ile muhalefeti sindiririm, diyorsanız, sinmeyeceğiz. İnsanlar savaş istemiyoruz diyecek. Nitekim gittin Moskova’ya bütün tezlerini yerle yeksan ettin, imza attın. Savaş istemiyoruz diyenlerle aynı noktaya sen de geldin" dedi.

Altay, ateşkes anlaşmasından memnun oldukların dile getirdi.

"Bu masada cisimsel olarak Esad yoktu, ama ruhen ve fiilen Moskova’aydı. Masada Sayın Putin, Sayın Erdoğan ve Esad vardı" diyen Altay, Devlet Bahçeli’nin de dile getirdiği özür ve tazminat talebinin ise karşılanmadığını söyledi.

‘ÖMER ÇELİK VE MAHİR ÜNAL’I O TOPLANTIYA OTURTAMAZSIN’

Engin Altay, AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın da Moskova’da olmasına dair ise "Devlette görevleri yoktur. Orada Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak değil AKP devlet başkanı sıfatıyla oradaydı. Türkiye’nin AKP devletine bürünmesine de sessiz ve seyirci kalamayız. O toplantıya bu arkadaşları oturtamazsın. Oturtursun Oda TV suç işlemiş olmaz ama sen suç işlemiş olursun" dedi.

Altay, basın mensuplarının Moskova’da bakanların ayakta bekletildiği fotoğrafa dair sorusu üzerine de "Barış görüşmesine değil de bir şeyler ummaya gitmiş bir görüntü benim içimi incitmiştir" yorumu yaptı.

Altay, Esad’ın CHP’yi Şam’a davet ettiği haberlerini ise yalanladı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Engin Özkoç’un açıklamalarına dair yorumunun sorulması üzerine de Altay, "Sayın Özkoç’a keşke ile başlayan bir cümlesi olmamıştır" dedi.

Engin Altay, fezlekelerin karma komisyona gelmesine dair ise "Komisyonun cumhurbaşkanı sinirlendi diye alelacele gündeme alacağına ihtimal vermiyorum, bunun sonuçlarının iyi düşünülmesi lazım" ifadelerini kullandı.