DEM Parti İBB adayları Beştaş ve Çepni: Benim de Kürt arkadaşlarım var diyerek kimseyi kandıramazsınız

DEM Parti İBB Eşbaşkan adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni, projelerini ve seçim atmosferini anlattı. Eşbaşkan adayları, diğer partilerin Kürtlere yönelik çalışmaları hakkında, "Benim de Kürt arkadaşlarım var diyerek kimseyi kandıramazsınız" dedi.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlere 16 gün kalırken Türkiye'de en çok merak edilen kentlerin başında İstanbul geliyor. 2019 seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adayı Ekrem İmamoğlu’na verdikleri destekle seçimin kaderini belirlemişti. Bu seçimlerde ise kendi adayını çıkaran Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), seçim sonucunu doğrudan etkileme potansiyelini taşıyor.

DEM Parti İBB Eşbaşkan adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni ile seçim atmosferini, projelerini, saha çalışmalarını ve diğer siyasi partilerin adaylarının Kürt seçmenlere yönelik söylemlerini konuştuk.

Artı Gerçek’in sorularını yanıtlayan Çepni ve Beştaş, sahadaki çalışmalarında aday çıkarma kararlarına ilişkin halktan olumlu dönüşler aldıklarını, seçmenlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) veya CHP arasında tercih yapmak zorunda kalmadıkları için memnun olduklarını belirtti. CHP’nin bazı il ve ilçelerdeki adaylarının son dönemlerde ırkçı konuşmalarına dair değerlendirme yapan adaylar, rakiplerinin Kürt seçmene yönelik çalışmalarında Kürtçe selamlaşma ve şarkılar söylemelerini de değerlendirdi.

İstanbul’da aday çıkarma kararınıza dönük tabandan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz, halkın sahadaki tepkisi nasıl?

Meral Danış Beştaş: Mutluluk ve memnuniyet görüyoruz tabandan. Temas ettiğimiz, gidebildiğimiz her yerde insanlar hakikaten çoktan bekliyorlarmış. Halk açısından ve toplumsal kesimler açısından söylüyorum, olumsuz bir tepkiye rastlamadık. Örneğin dün Bahçeşehir’deydik, pazarı gezdik. Hakikaten hiç beklemediğimiz kadar yoğun bir ilgi tanıma hali. Yani kendimizi tanıdığımıza anlatmamıza gerek yok zaten. Böyle bir güzel bir atmosfer var diyebilirim.

Murat Çepni: İki ayrı atmosfer, duygu var. Biri örgütlenmeye çalışılan ‘iki parti var başka da kimse yok’ düşüncesi. Bir diğeri de halkın gerçek talepleri; başkanın da dediği gibi (Meral Danış Beştaş) gittiğimiz yerlerde ‘nerdeydiniz, iyi ki geldiniz ve bizi mecbur bırakmıyorsunuz’ ruh hali var. Bu bizim açımızdan çok önemli.

'KENTİN NEFES ALMASINI ENGELLEYEN PROJELERİ İPTAL EDECEĞİZ'

Çevre ve kadın çalışmalarınız neler?

Murat Çepni: 1 Mart’ta açıkladığımız deklarasyon kapsamlı bir değerlendirmemiz var. Fakat kabaca şöyle söyleyebilirim; Biz İstanbul'da çok büyük bir ekolojik yıkım olduğunu görüyoruz. Buna deprem ve betonlaşma dahil. Dolayısıyla bizim belediyemizde bu ekolojik yaklaşım temel ayağımız olacak. Yeşil alanların arttırılmasından tutun da bisiklet yollarına varınca kadar. Kentteki mega projelerle kentin nefes almasını engelleyen projelerin iptaline varıncaya kadar kentin etrafındaki tarım alanlarının arazilerinin yeniden tarıma kavuşturulması projelerimiz arasında. Kentteki kirlilik Marmara Deniz’indeki ve denizin kirlenmesine sebep olan sanayi atıklarının durdurulması derinde deşarjın durdurulmasına dönük kapsamlı bir ekolojik planımız programımız var. Bunları peyderpey hayata geçireceğiz.

'KANAL İSTANBUL'UN SONUNA KADAR KARŞISINDA OALCAĞIZ'

Meral Danış Beştaş: Temel yerel yönetim anlayışımız; demokratik, ekolojik ve yerinden yönetim. Ayrıca tabii ki kadın özgürlükçü bir anlayışımız var. Ben Kanal İstanbul'u da eklemek istiyorum. Murat Kurum (AKP’nin adayı) Kanal İstanbul gündemimizde yok diyor. Oysa ki Kanal İstanbul'a ilişkin ihaleler yapılıyor. Gündemlerinde var mı yok mu? Kamuoyu bu sorunun cevabını sorarken bir bakıyoruz ki ihale yapılmış. Kanal İstanbul hakikaten İstanbul ve çevresini ekolojik olarak tamamlamayla yıkacak bir proje doğada canlı bırakmayacak. Sonuna kadar Kanal İstanbul'un karşısında olacağımızı, yapılmaması için de var olan bütün demokratik, yargısal, toplumsal tepkilerimizde her zeminde ortaya koyacağımızı ifade etmek isterim.

'BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BÜTÇESİ SADECE ERKEKLERİN DEĞİL'

Kadın açısından biz kadın özgürlükçü bir yaklaşıma sahip bir partiyiz. Türkiye'de eşbaşkanlık ve eş genel başkanlık sistemini uygulayan Meclis'teki tek partiyiz. Biz eril yaklaşıma erkek egemen sistemi sonuna kadar karşı mücadele eden bu konuda sözünü söyleyen ve yaşama geçiren bir partiyiz. Kadınlara dair kararları kadın meclisimizde alırız.

İstanbul'da kadınların sorunları çok büyük. 20 Mart’ta Yoğurtçu Parkı’nda büyük bir kadın buluşması yapacağız. İstanbul'daki bütün kadın kurumları ve örgütlerinin taraflarıyla birlikte kadın politikasını onlarla da tartışıyor olacağız. Büyükşehir Belediyesi bütçesi sadece erkeklerin değil. Kadınların da bütçesi. Bu nedenle toplumsal cinsiyetin duyarlı bir bütçe anlayışıyla bütçeyle yapacağız. İstanbul'daki ziyaretlerimizde de çok tartışılmayan bir problemi gözlüyorum. Kadınlar için barınma sorunu çok büyümüş bir durumda. Türkiye'nin de İstanbul'un da en yoksul sınıfı kadınlar. Bu yüzden Kadın Daire Başkanlığı ve kadın merkezleri kurulacak. Şiddetle mücadelede sıfır tolerans gösteren bir Büyükşehir Belediyesi anlayışlı olacak. İstanbul'da kadınların daha güvenli olması, daha özgür olması, ekonomik olarak daha rahat koşullara kavuşabilmesi için ne gerekiyorsa adım olarak bunların hepsine adım adım planlayacağız.

Sandık güvenliği nasıl sağlanacak?

Murat Çepni: Sandık güvenliği konusunda geçmiş dönemlerden güçlü deneyimlerimiz var. Seçim komisyonumuz uzun zamandır çalışmalara başlamış durumda. Bunun ikili boyutu var. Birisi bildiğimiz anlamda seçim güvenliği; müşahitleri, sandık görevlilerinin oluşturulması. Sadece DEM Parti ile değil, bütün muhalefet partilerinin de hatta bazı Sivil Toplum Örgütleri’nin de katılımlarıyla gerçekleşecek. Fakat bir boyut da şu; özellikle bizim kayyım atanan belediyelerimiz Kürt illerinde yaşananlar dikkate alındığında buranın bambaşka bir gerçekliği var. İktidar oralarda hayali seçmenler yığarak belediyeleri DEM partiden yeniden gasp etmeye çalışıyor. Dolayısıyla sandık güvenliği tek boyutuyla değerlendirmemesi gereken mesele.

Tüm kamuoyunun da o konuda dikkat etmesi gereken uyanık olması gerekiyor. Çünkü iktidar iflas etmiş bir kayyım rejiminin sahibi ve bunu savunmaya devam ediyor. Bu konuda hala ortada demokratik anlamda bir adım atılmış değil. Taşınan hayali seçmenler, devlet görevlilerinin yığıldığı yerlerde durumu, dengeyi değiştirmeye çalışıyorlar. Biz orada da burada da hem halkımızın oy verdiği illere gitmesini sağlamaya çalışıyoruz. Tüm demokrasi güçlerine de bu konuda çalışmalara ortak olma bu konuda dikkat etme çağrısı yapıyoruz.

Son dönemde ırkçı söylemleriyle gündeme gelen CHP adayları hakkında ne düşünüyorsunuz? DEM Parti’nin kapısı kimlere açık olacak?

Meral Danış Beştaş: Herkese açık olacak. O ırkçı söylemleri karşı bizim tutumumuz çok net; birleştirici, çok kültürlü, çok dili, çok kimlikli, çok inançlı, çoğulcu bir yapı. Türkiye'de bu kutuplara ırkçılıkta yarışan ötekileştirme ile yarışan taraflara halkımız mecbur değil. Biz hakikaten özgürlükçü bir yaklaşımla, dili, kimliği, kültürü, inancı ne olursa olsun Türkiye yurttaşlarının eşit olması gerektiği ilkesinden hareketle siyaset yapıyoruz. Çok tartışıldı, çok konuşuldu ama biz bu ırkçı söylemleri mahkum ediyoruz ve ilgili partilerinde bunu mahkum etmesinin, reddetmesinin Türkiye'ye fayda sağlayacağını düşünüyorum.

Bu dil iktidarın ezelden beri kullandığı bir dil; ayrıştırıcı, ötekileştirici ve Kürt karşıtlığı üzerinden bir kuruluyor. Muhalefet de Kürtler söz konusu olunca aynı dili kuruyorlar. Muhalefetle iktidar bu konuda aynılaşıyor. En son gelişen belediye başkan adaylarının söylemi buna bir örnek. Düzeltmeler yapıldığı, hani sürçmeler vesaire benzeri gerekçeler cümleler yapıldı ama açıkçası ben bunu yeterli olmadığını düşünüyorum.

Seçim dönemi rakiplerinizin, Kürt halkına yönelik çalışmalarında Kürtçe selamlaşma, şarkı söyleme gibi davranışları öne çıkıyor. Kürt seçmene yönelik bu tarz eğilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Meral Danış Beştaş: (Murat Çepni’ye dönerek) İstersen başla sen başla ez berdewam bikim (ben devam edeyim).

Murat Çepni: Bunlara gülüyoruz aslında. Ama halkımız aslında en gülüyor hem öfkeleniyor. Çünkü ne kadar böyle iyi niyetle sarmalı olsa dahi altında büyük bir haksızlık ve saygısızlık var.

'ANADİLİ KÜRTÇE OLAN İNSANLARIN ALDIĞI HANGİ HİZMET VAR?'

Murat Çepni: Kürt halkı zaten verdiği büyük mücadele mücadelelerle kendi varlığını ispatlamış, kanıtlamış bir halk. Şimdi ihtiyaç şu bu halkın kolektif ulusal talepleri kimliğinin tanınması aşamasındayız. Dolayısıyla siz ‘benim de Kürt arkadaşlarım var’ diyerek kimseyi kandıramazsınız. Şimdi İstanbul büyük bir Kürt kenti. Fakat anadili Kürtçe olan insanların aldığı hangi hizmet var? Her gün toplu taşımaya biniyoruz, gördüğümüz, duyduğumuz bir anons Kürtçe tabela var mı? Kürtlerin bu kadar büyük bir nüfusun belediyenin yönetiminde, hizmetlerinde Kürtler kendi kimlikleriyle varlar mı? Yoklar.

‘KİMSE SİZDEN ÖZEL BİR SEVGİ BEKLEMİYOR’

Merkez siyasetlerinin sağ sermaye siyasetlerinin klasik yaklaşımları bunlar. Birisi işte CHP’li vekilin Afyonkarahisar’da yaptığı açıklama var. Birisi de başka daha benzer daha farklı biçimlerde yaptığı açıklamalar var ama hepsinin toplamda ortaklaştığı yer; halkların kendi kimlikleriyle tanınmaması meselesidir, yarattığı tepki ve öfke çok anlaşılırdır. Bu yaklaşımlardan herkesin uzaklaşması gerektiğini düşünüyoruz.

DEM Parti Kürt halkı örgütlü bir halktır politikasını bilen bir halktır. Ne istediğini bilen bir halktır. Dolayısıyla burada gerçek çözüm önerileriniz var mı? Varsa bunu söyleyin. Gerçekten bu taleplere karşı bir yanıtınız var mı? Bunu söyleyin. Örneğin Kürt anneleriyle ben kendi annemi ayırmam diye bir ifade de var. Ama işte o annelerin anadilinde kendilerini ifade edememe durumu var. Bunu çözemediğiniz koşullarda kimse sizden özel bir sevgi beklemiyor.

HERKESİ TUTARLI VE DOĞRU BİR SİYASETE DAVET EDİYORUZ

Biz belediyelerimizde şunu söylemiyoruz; her şey bize bağlı bizim iyi niyetimize güvenin demiyoruz. Kimse bizim iyi niyetimize güvenmek zorunda değil. Mesele bizim programımız ve sistemimizdir. Biz mekanizma kuracağız diyoruz. O yüzden kent meclisleri, mahalle meclislerinde yöneteceğiz derken bunu kastediyoruz. Dolayısıyla herkes de bu tutarlı ve doğru siyasete davet ediyoruz.

'SEÇİM DÖNEMLERİNDE HERKES BİR KÜRT ARIYOR'

Meral Danış Beştaş: Genel perspektif ve duruşumuzu Murat başkan anlattı. Ben bir ironiyle kısa bir cevap vereyim. Kürtlere en sempati duyulduğu dönem seçim dönemleri oluyor herkes bir Kürt arıyor. Kurgularla, mizansenlerle. Kürtçe tercüman kullanılarak, puşi takılarak, hakikaten Kürtçeyi katlederek bir cümle sarf edilmesi gibi. Ya da böyle çok şirin söylemler; 'Kürtler çok güzel, bizim kardeşlerimiz' söylemleri havalarda uçuşuyor. Bu bile bakın bu bile Kürtlerin bu ülkede dışlandığını gösteriyor.

SİYAHLAR VE KÜRTLERE YAKLAŞIMDAKİ ORTAKLIK

Çünkü bir sınıfa veya toplumsal kesime dönük özel bir ilgi de onlara yine onlara yönelik ilginin suniliğini ve esasta yaklaşımın bu olmadığını ortaya koyuyor. Mesela ben bir Kürt kadınıyım. Gidip bir Türk anne ile ‘Sen de benim annem gibisin’ demiyorum. Çünkü zaten kadınlar veya anneler arasında bir ayrım yapmıyorum. Uluslararası alanda siyahlara yönelik ırkçılık çok yaygın. Onlar da eskiden siyahı birini yanına alıp ‘Bakın biz ne kadar demokratız onları da kendi kadromuzu alıyoruz’ gibi bir yaklaşım gösterirlerdi.

'KÜRT HALKINDA DESTEĞE DÖNÜŞMEZ'

Bu kulaklar Erdoğan’dan şunu duydu, ‘alın size bir Kürt alın size bir Kürt daha’ dedi. Bu yaklaşımın kendisi Kürtlere yönelik ayrımcılığını olduğunun ispatı. Seçim dönemlerine özgü bu yaklaşım her şeyden önce iki yüzlü bir yaklaşım. O kadar sırıtıyor ki yani emin olun bu Kürt halkında bir desteğe dönüşmez, öfkeye, tepkiye dönüşür.

ELÇİ, KAYMAZ, XANİ DAVALARI HATIRLATTI

Şunu derler ya daha seçimden bir ay önce benim girdiğim davada siz Aydın Erdem isimli genç bir öğrenci katledildi dosya cezasızlıkla sonuçlandı. Vartinis davasında bir Kürt ailesi yok edildi siz onlara beraat kararı verdiniz. Ehmedê Xanî davasında bir de zaman aşımından davayı düşündüğünüz. Siz Uğur Kaymaz’ın, Tahir Elçi’nin adını kaldırdınız. Bunlar öyle unutulan çok eski tarihlerde olan şeyler değil. Yeni daha iliklerimize kadar bunu hissediyoruz. Bu davalar ve yaklaşımlar devam ediyor. Arkadaşlarımız hala içeride, siyasi mahpuslar açlık grevinde tecrit devam ediyor. Siz barışın önünü açmıyorsunuz. O yüzden iki yüzlü çok riyakar. Bunu halk en güçlü haliyle yaşıyor ve en güçlü cevabı verir.

'Kent Uzlaşısı' kararı nasıl çıktı?

Murat Çepni: Önceki seçimlerde bizim demokrasi ittifakımız vardı. Bu kent uzlaşısı biçimde evrildi diyebiliriz. Önceki seçimlerden sonra yaptığımız çok geniş halk toplantıları vardı. Bu halk toplantılarında hem halkımız hem de parti organlarımız ortaklaşa yerel seçimlerde yerel inisiyatifin güçlendirilmesi ve karar verme gücünü yükseltilmesi kararı alındı. Bu da kent uzlaşısı biçimine büründü. Kenti tüm demokrasi güçleriyle demokrasi ve özgürlükleri kazanılması hedefiyle ortaklaşmalar kurulmaya çalışıldı ve bunun özeti budur.

Meral Danış Beştaş: Kent Uzlaşısı İstanbul'da, Esenyurt'ta var. Aday gösterdiğimiz ilçeler var, göstermediğimiz ilçeler var. Bu tamamen partimizin kararı. Biz yarışıyoruz.

Öne Çıkanlar