DEM Parti'nin MYK gündeminde anayasa tartışmaları var: Toplumsal bir sözleşme niteliği taşımalı

DEM Parti'nin MYK gündeminde anayasa tartışmaları var: Toplumsal bir sözleşme niteliği taşımalı
Ayşegül Doğan, yeni anayasanın demokratik ve sivil olması gerektiğini vurgulayarak "Anayasanın toplumsal bir sözleşme niteliği taşıyabilmesi gerekir" dedi. Doğan ayrıca, Kobanê Davası'nda verilecek kararın bu noktada önemli olacağını söyledi:

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Doğan, yeni anayasanın demokratik ve sivil olması gerektiğini vurgulayarak, Kobanê Davası'nda verilecek kararın bu noktada önemli olacağını söyledi.

Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gündemlerine değinen Doğan, 1 Mayıs mitinginde bir kentin abluka altına alındığını, 1 Mayıs’a katılan onlarca kişinin gözaltına alınıp tutuklandığına işaret etti.

Sözlerine, Kürtlerin hedef alındığı hak ihlallerini ifşa eden haberleriyle hatırlanan ve uzun süredir tedavi gördüğü Almanya'da vefat eden gazeteci Celal Başlangıç'ı anarak başlayan Doğan, MYK'deki gündeme ilişkin bir 'Türkiye fotoğrafı' çekerek devam etti.

Yasaklı 1 Mayıs'taki tutuklamaları hatırlatan Doğan, "AYM kararına rağmen anayasal bir hak kullanılamıyor" dedi.

HİLVAN'DA SEÇİMLERİN YENİLENMESİ

Gündemde en üst sıralarda yer alan başlıklara dair değerlendirme yapan Doğan, Urfa Hilvan'da DEM Parti'nin kazandığı fakat 2 Haziran'da yenilenecek seçime ilişkin, "Seçimlerin demokratik ve adil koşullarda gerçekleştiğini söyleyenlere Hilvan'daki süreci hatırlatmak isterim. 31 Mart gecesi önce Hilvan'da seçim pusulaları yakıldı, ardından sandık görevlileri darp edildi. Öyle ki, Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında tutuklanan yedi kişiden biri de AKP'nin ilçe seçim kurulu üyesiydi" dedi.

'HİLVAN DEM PARTİ'DEN KUMPASLA ALINIYOR'

DEM Parti'nin tüm bu zorluklara rağmen 521 farkla kazandığının altını çizen Doğan, "Kazandığımız bir seçim tekrarlanıyor, nasıl tekrarlanıyor? İlçe seçim kurulu, il seçim kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'nun bir parti lehine karar vermesi sonucu tekrarlanıyor. Yani iktidar partisi lehine seçim sonuçlarına nasıl müdahale edildiğini sözler de gördünüz. Hilvan DEM Parti'den kumpasla alınıyor" şeklinde konuştu.

BİRECİK'TE DEM PARTİ BİNASINA SALDIRI

Urfa'nın Birecik ilçesinde DEM Parti binasına düzenlenen saldırıya yönelik tepkisini dile getiren Doğan, "Gerekli önlemler alınmıyor, alınması konusunda da bir girişimde bulunulmuyor. Birecik'te yaşanması muhtemel olayların sorumlusu tüm bu yaşananlara göz yumanlar, seyirci kalanlar, ses çıkarmayanlar ve ortak olanlardır" dedi.

DEM Parti'nin MYK gündeminde, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından başlayan anayasa tartışmaları olduğunu söyleyen Doğan, konuşmasının başında çektiği 'Tükiye fotoğrafı'nın bu tartışmadana zade ele alınamayacağını söyledi.

Doğan, anayasa tartşmalarına ilişkin şunları söyledi:

"Anayasa, DEM Parti için yalnızca bugünle ya da güncel tartışmalarla sınırlandırılabilecek bir mesele değil. Onlarca yıldır sivil anayasa, demokratik bir anayasa, yeni bir anayasa ihtiyacı için mücadele veren bir parti geleneğinden bahsediyoruz.

Peki anayasanın yalnızca sivil olması yeterli mi? Hayır değil. Aynı zamanda yeni ve demokratik olması gerekir. Anayasanın toplumsal bir sözleşme niteliği taşıyabilmesi gerekir. Toplumsal bir uzlaşmaya dayanması ve toplumsal bir sözleşme niteliği taşıyabilmesi için yeni ve demokratik bir sivil anayasanın kullanılacak yol ve yöntemler partimiz tarafından çok önemseniyor. "

KOBANÊ DAVASI KARARI ÖNEMLİ OLACAK

Doğan, Kobanê Davası'na ilişkin de şunları söyledi:

"Anayasanın gerçekten yeni olması için eskiden tamamen vazgeçtiğini göstermesi gerekir. Bunun en önemli göstergelerinden biri de 16 Mayıs’ta görülecek Kobanê Kumpas Davası. O halde 16 Mayıs günü görülecek Kobanê Kumpas Davası kararı önemli olacak. Bir kez daha kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıyoruz.

Siyasette normalleşme ve yumuşama tartışmaları MYK’mizin gündemlerinden biriydi. Türkiye’de yaşayan ezilen halkları, farklı kimlikleri, dilleri ve inançları dışta tutarak gerçek ve sahici bir normalleşme ya da yumuşama olamaz." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar