Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı'nın yaveri mi?
AKP iktidarında neredeyse bütün kurumlar tahrip edildi, içi boşaltıldı, başka amaçlarla kullanılmaya başlandı. Son örnek de Genelkurmay Başkanı'nın ABD'ye gönderilmesi. Bu bir ilk.
ANALİZ
Türkiye’de AKP’nin iktidar, Recep Tayyip Erdoğan’ın müktedir olduğu 15 yıl içinde neredeyse bütün kurumlar tahrip edildi. İçleri boşaltıldı ve başka amaçlarla günübirlik kullanılmaya başlandı. Sıradanlaştırıldı.
Ne devlet geleneği, ne usül ne yol-yöntem kaldı.
Bunun son örneği Genelkurmay Başkanı’nın MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ile birlikte Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesi temaslar yapmak üzere Washington’a gönderilmesi oldu.
Böylece, MİT Müsteşarı ve bir ölçüde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü bu amaçla gönderilebilir dense bile, bir genelkurmay başkanına böyle bir görev verilmesi bir ilk oluyor. Genelkurmay başkanı, cumhurbaşkanının özel temsilcisi ya da ulağı pozisyonunda bürokratlarla, Beyaz Saray ekibinden bazı görevlilerle görüşerek ve Pentagon’da (ABD Savunma Bakanlığı) yine bazı yetkililerle konuşarak cumhurbaşkanı adına nabız yoklayacak.
Böyle bir şey olabilir mi? Bir Genelkurmay Başkanı ancak muhataplarıyla görüşür. Yani ABD’nin genelkurmay başkanı ile. Sivil ve alt düzey bürokratlarla görüşmesi de bu görev kapsamında pek uygun olmaz. Onu da ülkenin diplomatları ya da cumhurbaşkanının danışmanları yapar.
Bir hükümet yayın organının yazdığına bakılırsa, bu üçlü Washington’a Cumhurbaşkanı’nın ABD’de yapacağı görüşmelerde gündeme getirmeyi düşündüğü konularla ilgili olarak ön temas yapmak ve zemin yoklamak üzere gittiler.
Üçlü’nün temaslarındaki ilk konu malum, Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılması. Kürtlerin ise katılmasını engellemek..
Ancak rastlantı bu ya, üçlünün Wasinghon’a varmasından hemen sonra ABD’nin ünlü Foreign Policy dergisi Erdoğan'ı ABD ziyareti sırasında tatsız bir sürprizin beklediğini yazdı. Dergiye göre Türkiye'nin tüm ısrarına rağmen, ABD yönetimi 'Kürtler'le devam edeceğiz' mesajı verecek.
Temas konularının ilki böylece gündemden çıkmış oluyor. Ayrıca Rakka operasyonu zaten Kürt güçlerinin de içinde bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri ile sürdürülüyor. Rakka neredeyse düştü düşecek!
Yine aynı hükümet yayınına göre Üçlü, Çengal ve Karaçoğ Dağları’na yapılan hava operasyonuna ABD’nin gösterdiği tepkileri öğrenmek ve mümkünse yatıştırmakla da görevlendirilmiş. Anlaşıldığına göre, Cumhurbaşkanı’na Trump’tan görüşme sırasında bu konuda nasıl bir tepki ya da soru geleceğini önceden tesbit etmeye çalışacaklar.
Sonra Üçlü başka önemli bir görevi de ifa edecek. Operasyonlarda öldürülen YPG’lilerin cenaze törenlerine katılan ABD askerlerinin fotograflarını ABD yetkililerine gösterecekler. Ne zahmet ama! Bütün dünya basınında çıkmış fotografları alıp Wasington’a götürmek ve zaten o fotograflardan anında haberdar olan zevata vermek!
Herhalde ABD’li yetkililer de bu fotograflara çok şaşarak bakacaklardır. Belki de MİT müsteşarını kutlacaklardır!
Yine aynı yayına göre Üçlü, son olarak Rusya ile yapılan Astana Mutabakatı’nın detaylarını ABD’li muhataplarına ileterek, "Olası bir tepkinin önüne geçilmesine" çalışacaklar.
Yani, ABD’nin Erdoğan’ın Rusya’nın dümen suyunda dolaşmasına tepki duyduğundan çok eminler. Herhalde Üçlü’nün görevlerinden biri de bu tepkinin yumuşlatılması ve Trump’un görüşmede Erdoğan’ı fazla eleştirmesinin önüne geçmek.
Anlaşılan Erdoğan bu ekibi ön temaslar yapmak ve Trump’un kendisiyle hangi konuları nasıl konuşacağı hakkında tiyolar almak üzere göndermiş olmalı.
Buna devlet görevi diyorlar ama basbayağı bir özel ulak işi.
Genelkurmay Başkanı acaba böyle bir görevi olan ekipte niçin yer aldığına kendisi cevap verebiliyor mu?
Genelkurmay Başkanlığı kurumu Cumhurbaşkanı’nın özel ulağı, Başkan da yaveri gibi mi görülüyor?
Bu sorulara cevap verilmesi gerekiyor.