Hatimoğulları'ndan İmralı açıklaması: Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, sürecin ikinci aşamaya geçtiğini belirterek komisyonun İmralı'ya gitmesinin süreci hızlandıracağını söyledi. Hatimoğulları, 'devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin?' diye sordu
Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık Melis grup toplantısında gündem ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında sürecin 'ikinci aşamaya geçtiğini' belirten Hatimoğulları, "Bu aşama demokratik siyasetin zamanıdır" vurgusu yaptı.
Barıştan yana olmayan bir kesim olduğunu ifade eden DEM Parti Eş Genel Başkanı, "Çatışma ve kutuplaşma ekonomisinden beslenenler var. İktidar içinde iktidar adına açıktan barış karşıtlığı yapan manşetler görebiliyoruz" dedi
"Barış bir taktik değil, geçici bir manevra değil stratejik bir tercihtir" ifadelerini kullanan Hatimoğulları konuşmasının devamında komisyonun İmralı'ya gitmesi gerektiğini söyledi: "Sayın cumhurbaşkanı ne dedi; İmralı bu konuda her türlü desteği verdi, veriyor. Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin? Komisyonun Öcalan'ı dinlemesi süreci daha da hızlandıracaktır."
Hatimoğulları, Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğu ilgili de şunları söyledi: "Bakın bugün Sayın Ekrem İmamoğlu, seçilmiş kimi belediye başkanlarının ve arkadaşlarının hakkındaki iddianamenin çıkmasını bekliyoruz. Bu dava da yargının siyasallaştığının en önemli göstergesidir. Buradan bir kez daha diyoruz ki Ekrem İmamoğlu ve seçilmişler derhal serbest bırakılmalıdır."
Hatimoğulları'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Geçtiğimiz perşembe günü Kocaeli Dilovası'nda çıkan yangında 6 yurttaşımız hayatını kaybetti. Bu yangın, kahrolası sistemin acımasızca çocukların, kadınların, bir türlü emekli edilmeyen yaşlıların emeğinin nasıl sömürüldüğünü, can güvenliklerinin nasıl hiçe sayıldığını gösteriyor.
AB RAPORU: İLERLEME YOK
AB Komisyonu'nun raporu yayınlandı. her alanda bir geriye gidiş var. Rapor diyor ki yargıda kriz, demokrasi de çöküş, temel haklarda alarm var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi güçler ayrılığını yok etti. Bunlar AB'nin tespitleri. Dışişleri bu rapora 'önyargılı' dedi. Yapılması gereken hakikatle yüzleşmek. Raporun adı sadece Türkiye raporu, ilerleme raporu değil. Mesaj açıktır; ilerleme yok.
AİHM kararları uygulanmıyor. Demirtaş, Yüksekdağ ve bütün Kobani kumpas davası tutukluları ve Osman Kavala, Can Atalay Gezi direnişi tutukluları bir saniye bile içeride kalmamalı. Adalet Bakanı 'Bazı davalar siyasallaştırılıyor' diyor. Sizin iktidarınız değil mi bu davaları siyasallaştıran?
'İMAMOĞLU VE SEÇİLMİŞLER SERBEST BIRAKILMALI'
Bugün Sayın İmamoğlu ve seçilmiş kimi belediye başkanları ve arkadaşlarının hakkındaki iddianamenin çıkmasını bekliyoruz. Bu dava da yargının siyasallaştığının büyük bir göstergesidir. Buradan bir kez daha diyoruz ki Ekrem İmamoğlu ve seçilmişler derhal serbest bırakılmalıdır.
Geçen hafta 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Tayfun Kahraman hakkındaki yeniden yargılama talebini reddetti. Bu talebi reddederken AYM'yi 'yetki gasbı' ile suçladı. Bu düpedüz bir akıl tutulması. Türkiye'yi komple bir ceza evine dönüştürdüler.
S ve Y tipi yani kuyu tipi, tabut tipi hapishaneleri hala inşa etmeye devam ediyorlar ve orası mahpuslar için işkencehaneye dönüşmüş durumda. Mahpusların yaşam, sağlık, iletişim ve insan onuruna yakışır koşullarda tutulma haklarına sistematik bir biçimde ihlal var. İnfazı yakılanlar 30 sene yattığı halde infaz yakmaya devam ediyorlar. Açlık grevleri de var. Bütün bunlar görmezden geliniyor.
'SÜREÇ İKİNCİ AŞAMAYA GEÇMİŞTİR'
Barışa giden yolda demokratik siyasete çok önemli görevler düşünüyor. Barışı örgütleyecek olan demokratik siyaset alanıdır. Bir yılı aşkındır devam eden süreç, ikinci aşamaya geçmiş durumdadır. İkinci aşama demokratik siyasetin zamanıdır. Bu aşama geçilecek en önemli kapının eşiğidir. 'Barış tohumu bu toprağa düştü, tohumu toprağa döktükten sonra artık biter' deyip çekip gidemeyiz. Barışın filizi kırılgandır. Bu filizin güçlü bir ağaca dönüşmesi için gereken emek, özveri ve kararlılığı daha fazla göstermeliyiz.
'BARIŞTAN YANA OLMAYANLAR VAR'
Muhalefet barıştan yana, maalesef barıştan yana olmayanlar var. Tarihi fırsatın önüne set çekenler var. İktidar içinde iktidar adına açıktan barış karşıtlığı yapan manşetler görebiliyoruz. Bu manşetler barış adına büyük bir utançtır. Barışa karşı çıkmak gelecek nesillere karşı işlenmiş tarihi bir suçtur. Barış ve Kürt sorununun çözümü kimi siyasi partilerin seçim hesaplarına kurban edilemez.
Sayın Öcalan'ın barış için verdiği mücadele, açtığı yollar çok eskiye dayanır. Sayın Öcalan'a karşı toplumda çok farklı duygular var, bunu anlıyoruz, farkındayız. Barış bir taktik değil, geçici bir manevra değil, stratejik bir tercihtir. Sayın Öcalan yaklaşık 30 yıl önce yayınlanan röportajında bile 'halis muhlis Anadolu çocuğuyum' diyor.
'DEVLETİN GİTTİĞİ YERE SİYASET NEDEN GİTMESİN?'
1 Ekim 2024'te başlayan süreçte sayın Öcalan'ın kararlılığı çok kritik. İlk günden beri pozitif dil kullandı, tarihi konulara takılmadı, daima sağduyuyla hareket etti. Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi, 'Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor.' Önemli bir tespit. Sayın Bahçeli ne söyledi? 'Meclis'te kurulan komisyonda seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan mesajları alması süreci güçlendirecekti.' Son derece önemli bir vurgu.
'KOMİSYON İMRALI'YA GİTMELİ'
Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin? Siyaset kurumu böylesi tarihi bir meselede neden en aktif şekilde görev almasın ki? Komisyonun Sayın Öcalan'ı dinlemesi süreci hızlandıracak ve topluma bir güven verecektir. Önyargılarla yol alınamıyor. Komisyon gecikmeksizin İmralı'ya gitmeli, adada bu görüşmeyi gerçekleştirmelidir.
'2026 BÜTÇESİ EMEKÇİLERİ SOYMAYA DEVAM EDİYOR'
2026 bütçesi yurttaşları ve emekçileri vergilerle soymaya devam edecek peki bu bütçe topladığı vergileri kimlere harcıyor? Asla asgari ücretlilere harcamıyor. Asgari ücreti ta 12 ay önce aldığı zam ve enflasyon karşısında eridi. Yılbaşından bu yana asgari ücret 6 bin 328 lira eridi, uçtu gitti. DEM Parti olarak asgari ücretin hedef enflasyon oranında artırılmasını asla kabul etmiyoruz. Asgari ücret, yoksulluk sınırının en az yarısı kadar yani bugün itibariyle en az 46 bin lira olmalı. Başlangıç ücreti olan asgari ücret ortalama ücret olmaktan çıkarılmalı. Yıl içinde yoksulluk sınırının en az yarısı olacak şekilde de güncellenmelidir. Bu bir sefalet ücretidir." (HABER MERKEZİ)