HDP: 4 milyon yurttaşın iradesi gasp edildi, dünyanın neresinde böyle bir kepazelik var?
Üç büyükşehir belediyesine kayyım atanmasının birinci yılında Mardin'de açıklama yapan HDP, '4,5 milyonunun hakkı gasp edilmiştir. Modern dünyanın neresinde böyle bir kepazelik var' dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyım atanmasının yıldönümü nedeniyle "Hep birlikte irademize sahip çıkıyoruz" sloganıyla Mardin'de açıklama yaptı.
Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Nimetullah Erdoğmuş, Ebru Günay, Meral Danış Beştaş, Pero Dündar, İmam Taşçıer, Dersim Dağ, Hişyar Özsoy, Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen katıldı. HDP'li belediye eşbaşkanları, Barış Anneleri İnisiyatifi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri ile çok sayıda kişinin katıldığı açıklama, HDP Mardin İl Örgütü binası önünde yapıldı.
BİLGEN: 4 MİLYON KİŞİ MAHKUM EDİLMEYE ÇALIŞILDI
HDP'nin 48 belediyesine kayyım atandığını ve 17 arkadaşlarının cezaevinde olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen, "20 yıl önce bugün ülkeyi yöneten siyasi anlayışın, ülkeye, Avrupa’ya, dünyaya vaadi vardı. Demişlerdi ki bizler seçilmiş valiler dönemine geçeceğiz. Bırakın seçilmiş valiler dönemini atanmış belediye başkanları ile yönetilmeye en azından bu bölgede 4 milyon kişi mahkum edilmeye çalışıldı" dedi.
'DÜNYANIN KURTULUŞU YEREL DEMOKRASİLERDEDİR'
Bilgen, sözlerine şöyle devam etti:
Pandemide bütün dünyanın gördüğü, yüzleştiği temsili demokrasilerde, Ortadoğu’daki otoriter rejimlerin de gördüğü bir gerçek var. İnsanlığın kurtuluşu demokratik yerel yönetimlerdir. Dünyanın kurtuluşu yerel demokrasidedir. Yerel demokrasinin, demokratik yerel yönetimlerin karşısında durmak, merkeziyetçileşmek aynı zaman otoriterleşmektir. Otoriterleşmek halkın iradesini tanımamaktır. Bu merkezi de çürütür. Merkezi de ülkeleri de yönetemez hale getirir. Toplumsal barışı ve birlikte yaşamı da tehdit eder. Bizim de yapmamız gereken ne olursa olsun siyaseti yerelleştirmektir. Halkın iradesini siyasetin merkezine koymaktır. Siyaseti toplumsallaştırmaktır. Toplumun kendi kararlarını kendisinin alacağı modelleri hakim kılmaktır" dedi.
BEŞTAŞ: MODERN DÜNYANIN NERESİNDE BÖYLE BİR KEPAZELİK VAR?
Bilgen'in ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "Bu süreçte sadece belediye başkanları değil, belediye meclis üyeleri de görevden alındı. AKP, CHP, MHP’li bin 114 belediye meclis üyesinin seçme ve seçilme hakkını AKP gasp etti. Kayyım atanan belediyelerde 4 milyon seçmenin, yurttaşın iradesi gasp edilmiştir. HDP’ye oy vermiş olan 6 milyon insandan 4,5 milyonunun hakkı gasp edilmiştir. Modern dünyanın neresinde böyle bir kepazelik var. Daha çok alçalarak, daha çok yükselmeyi hedefleyen bir akımla karşı karşıyayız" dedi.
'KÜRT KAZANIMLARI VE DEĞERLERİNE DÖNÜK SALDIRILAR'
"Belediyelerin şu an 4 tarafı beton duvarlarla kapalı" diyen Beştaş, bunun nedeninin "Hırsızlıklarını korumaya, gizlemeye çalıştılar" sözleriyle açıkladı. Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kayyımlar öylesine yapılan bir hamle değildir. Bunları planlı bir çizgiye dayanmaktadır. Bunlar rant paylaşımı, yolsuzluk için atandılar. Sıradan devlet memurları değillerdir, baktığınızda meselenin Kürt kazanımları ve değerlerine dönük saldırılar olduğunu görürsünüz. Millet iradesini sözde korumaya yönelik bir tutum değildir. Bu 1 yıl boyunca kayyıma dair yaptıkları propagandaların hepsi çöktü. Gidici olduklarından 1 yıl içinde büyük hırsızlıklar yaptılar. Halk deyimiyle ellerini hızlı tuttular. Bu kayyımlar neye ve kime güvenerek bu kadar hırsızlık, hukuksuzluk yapıyorlar. Suçlarını yüzlerine söylediğimizde mecliste ya da ilgili platformlarda vatan millet Sakarya’yla başlayanların düşüncesi yolsuzluktur. Kürtlerin en demokratik haklarını gasp etme söz konusu olduğunda elinden geleni yapıyorlar."
Mardin'le ilgili önemli bilgileri tekrar hatırlatan Beştaş, "Mardin’dekiler en dehşet verici meselelerin başında geliyor. Kayyım ve şebekeleri tarafından çok büyük suçlar işlendi. Büyükşehir Belediyesi’nde son 2 aydır bulunan bulgu, belge ve kayyım pratiklerine bakıldığında Türkiye’nin en büyük soygunu ile karşılaştığımızı görüyoruz. Şehre ait ne varsa rüşvet, yolsuzluk çarkına döndüğü kentin Valisi Mustafa Yaman olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.
'BELEDİYEDE FUHUŞ ŞEBEKESİ KURAN, ŞEHRE İHANET EDEN BELEDİYEYE KAYYIM MODELİ DENİR'
Beştaş, "Belediyede fuhuş şebekesi kuran, aile yakınlarını işe alan yüzlerce taşınmazı satan, bankamatik memurları alan, şehrin altından üstüne her şeye ihanet eden belediyeye kayyım modeli denir" ifadelerini kullanırken şunları ekledi:
1 Mart sonrası görevden alınanlar yeniden göreve getirilerek kayyım kaldığı yerden pis işlerine devam etti. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin hazırladığı raporda Mustafa Yaman’dan övgü ile bahsedilerek, iyi bir model oluşturduğu görülmüştür denilen bir düzey var. Belediyede fuhuş şebekesi kuran, aile yakınlarını işe alan yüzlerce taşınmazı satan, bankamatik memurları alan, şehrin altından üstüne her şeye ihanet eden belediyeye kayyım modeli denir. Kayyım denirse Mardin modeline bakmak lazım. Vali Yaman şu anda kararnamelerle merkeze çekildi. Adı rüşvet, çerezle anılan Yaman’ın adını silmeye çalışıyorlar. Şimdi bu usulsüzlükleri yapanlar tutuklu. 14 kişi neden tutuklandı. Hükümetten açıklama yok. Bu konuda hükümet konuşmamayı tercih ediyor. Bizim belediyelerde çöp kutusu değişse müfettişler soruşturuyordu yandaş basın manşet yapıyorlardı. Kayyımlar sadece Mardin’de talan yapmadılar. Diğer illerde de yolsuzluk yarışı vardı."
152 soru önergesi 25 araştırma önergesi ve basın açıklamalarıyla kayyım rejiminin nasıl bir soygun felsefesi olduğunu anlattıklarını fakat cevap alamadıklarını belirten Beştaş, "Kayyım atamalarıyla birlikte 47 belediyemizdeki kadın kurumları kapatıldı. Açılan tüm kadın kurumlarımız kapatıldı. Eşbaşkanlık suçmuş gibi iddianamelerde yer aldı. Eşbaşkanlık kamu yararınadır, toplum hizmeti için temsiliyettir. Kamu yararına olan bir meselenin kayyım atama gerekçesi olarak yapılmasını asla kabul etmiyoruz" dedi.
'10 GÜN BOYUNCA ALANLARDA OLACAĞIZ'
"Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük’ sloganıyla 10 gün boyunca alanlarda olacağız" diyen Beştaş, sözlerini şöyle sonlandırdı:
Kayyım politikası bir halkı ve değerlerini küle çevirmek için canlı duruyor. Ama bu konuda savaşa karşı bu akıl ısrarcı bizde barış konusunda ısrarcıyız. Atadığı kayyımlar Kürtçe’yi yasaklıyor ama İçişleri Bakanlığı kayyım atama gerekçesini sitesinde Kürtçe yapıyor. Biz Kürtçe gelip Diyarbakır ve Mardinlerde ‘Rojbaş’ deriz ama siz konuşamazsınız diyorlar. Kürtler buralarda hak sahibidir. Biz bu konuda tek bir adım geri atmayacağız. Belediyelerin onlara değil halka ait olduğunu ve halk iradesini asla teslim alamayacaklarını gördüler. Direnmeye devam edeceğiz. Asla kirpiğimizin kırpıştığını dahi görmeyeceksiniz. Bu ülkeye demokrasiyi hep birlikte getireceğiz. ‘Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük’ sloganıyla 10 gün boyunca alanlarda olacağız." (MA)