HDP tutumunu ortaya koydu: Herkes bu ilkeler doğrultusunda çözüm önerisini ifade etmeli
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi (HDP) "Demokrasiye, Adalete, Barışa Çağrı Deklarasyonu"nu açıkladı. "Adalete çağrı, demokrasiye çağrı, barışa çağrı" sözleriyle paylaşılan deklarasyonda Kürt sorunundan, tarafsız yargıya, dış politikadan ekonomiye birçok konuya yer verildi.
Yine deklarasyonda "İster HDP’li isterse başka bir aday olsun, isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin tartışılmasının gerekli olduğu inancındayız. Çünkü demokratik dönüşüm şahıslar aracılığıyla değil, ilkeler ve yöntemler üzerinde müzakere ve mutabakat yoluyla gerçekleşebilir. Seçilecek Cumhurbaşkanı da rolünü ve işlevini ancak bu zeminde doğru bir şekilde yerine getirebilir" sözleriyle Cumhurbaşkanı adayına ilişkin kriterini ortaya koydu.
HDP açıkladığı deklarasyonla son günlerde yeniden gündeme gelen Kürt soruna ilişkin de tutumunu ortaya koydu. "Türkiye’nin çözmesi gereken en köklü sorun Kürt sorunudur" diyerek HDP’nin demokratik çözüm ve barış konusunda üzerine düşeni yapacağının da altını çizildi. HDP diyalog zemini içinde meclisi işaret etti.
‘SİYASET KISIR DÖNGÜ İÇİNDE SIKIŞTI’
Deklarasyonun hazırlanma sürecini ve ortaya çıkan mesajları HDP Batman milletvekili Ayşe Acar Başaran ile konuştuk. Artı Gerçek’e konuşan Başaran partilerine dönük kapatma davasının devam ettiği ve siyasetin kısır döngü içinde sıkışıp kaldığı bir süreçte böyle bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu söyledi. HDP olarak siyasetteki bu kısır döngüden çıkmak için uzun süredir yürüttükleri kampanyalarla tüm toplumun ihtiyaçları ve sürece yaklaşımlarını dinleyerek tartıştıklarını belirten Başaran, "Bütün bu süreci süzerek böyle bir deklarasyonu oluşturduk" dedi.
‘SİYASET DOĞRU ROTAYA GİRECEKTİR’
Sorunların çözülmeden partiler üzerinden yürütülen tartışmaların ülkeyi bir adım ileri götürmediğini söyleyen Başaran, "Biz bu ülkede temel problemleri çözebiliriz perspektifini ortaya koymaya çalıştık. İnanıyoruz ki bu deklarasyonla birlikte siyaset doğru olan rotaya girecektir. Siz Kürt sorununu tartışmadan, Kürt sonunu çözme iradesini göstermeden Türkiye’nin demokratikleşmeyeceğini, demokratik bir cumhuriyetin ortaya çıkmayacağını bilmeniz lazım. Kadınların bu ülkede toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı yok sayılıyorsa, her gün şiddete, tacize uğramalarını yok sayarak çözüm konusunda bir perspektifiniz yoksa ülkede bir yönetim taahhüt edemezsiniz" dedi.
Açıkladıkları deklarasyonun sadece seçim endeksli olmadığını belirten Başaran sözlerine şöyle devam etti:
Bu ülkede sorunların çözümü ve bu yol haritasını ne bizim sürekli de ifade ettiğimiz biz demokrasiden, özgürlükten yana olanlar ve ülkede toplumsal barışı mücadelesini verenlerin tümü bir araya geldiğinde bir üçüncü yolu çizebiliriz. Seçimlerden bağımsız da yeni bir Türkiye’nin mücadelesini hep beraber vereceğimize inanıyoruz. Biz burada da ifade ettik mesele adaylar değil, sonuçta ilkeleri ortaya koymak lazım. Yoksa siz kötü bir sisteme kimi koyarsanız koyun o sistem çarklarını döndürmeye devam edecek. Biz siyasetin bu biçimde tartışılmasını doğru bulmadığımızı en temel ilkelerle tartışmamız gerektiğini ifade ederek ilkeleri açıkladık."
‘DEMOKRATİKLEŞMENİN YÖNTEMİ MÜZAKEREDİR’
Seçimlerden öte ülkenin sorunlarının tartışılması gerektiğini belirten Başaran, "Biz Kürt sorunu yok dersek yok mu oluyor? Herkes bu sorun için nasıl bir çözüm öngörüyor. Şimdi bu meseleleri ilkeler üzerinden tartışmak aslında siyasetin de yapması gereken bir durum ama Türkiye’de maalesef siyaset böyle yürütülmüyor. Türkiye’de siyaset klasik anlamda kişilerin çıkarları, partizan yaklaşımları üzerinden şekilleniyor. Siyaseti demokratikleştirmemizin zamanı geldi de geçti bile. Demokratikleştirmenin yöntemi de her meseleyi tartışma ortamı yaratabilmek, müzakere edebilmektir. Yoksa zorla baskıyla geldiğimiz nokta bütün toplumu kaybettiği bir süreç oldu. Herkesin bu sonuçtan büyük fatura ödediği bir süreç karşımıza çıkıyor" dedi.
‘BU İLKELER ÇERÇEVİSİNDE BİRARAYA GELEREK ÇÖZÜMÜ YARATACAĞIZ’
Deklarasyonun ardından herkesin üzerine düşeni alacağını belirten Başaran, herkesin bu ilkeleri kendi cephesinden tartışmaya ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Başaran, " Biz Türkiye’nin genel fotoğrafını ortaya koyduk. Bu tabloda herkes nasıl bir çözüm olacağını bunu nasıl çözeceğini ifade etmeli. Kendi kişisel, partizan çıkarlarını, iktidar hesaplarını değil toplum için demokratik siyaset üretmeyi nasıl tartışacağız bunu konuşmalıyız. Bunu sadece partiler değil toplum da tartışacaktır. Ülkede demokrasiden yana olanlar bunu tartışacaktır. Biz bu kesimlerle bu ilkeler çerçevesinde bir araya geldiğimizde demokratik bir cumhuriyeti, Kürt sorunun demokratik yollarla çözümünü, kadınların özgür yaşamını yaratabileceğimize inanıyoruz" dedi.