HDP ve Yeşil Sol Parti'nin ikinci turda tavrı değişmedi

Yeşil Sol Parti ve HDP, ikinci tur tutumunu açıkladı. "Erdoğan asla bir seçenek değildir. Sandığa eksiksiz gideceğiz ve tek adam rejimini değiştireceğiz" denilen açıklamada "14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta tamamlayacağız" mesajı paylaşıldı.

Artı Gerçek - HDP ve Yeşil Sol Parti, Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunda tek adam rejimini değiştireceklerini vurgulayarak ilk turdaki tavırlarının değişmediğini açıkladı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Erdoğan bizler açısında bir seçenek değildir. Ve tek seçenek; onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir" ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yaptığı protokol ardından ‘durum değerlendirmesi’ kararı alan HDP ve Yeşil Sol Parti, ikinci tura ilişkin tutumlarını açıkladı.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün ve İbrahim Akın bugün (25 Mayıs Perşembe) saat HDP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı.

Basın toplantısında açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kürtlerin politik iradesine kayyumla ipotek koyanlar, herkesin haklarına ipotek koyanlardır. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken bizler her ne koşulda olursak olalım halkın iradesini her şeyin üstünde tutacağız" dedi.

"Göçmen veya mültecileri siyasi çıkarların malzemesi haline getirmek yanlıştır" diyen Buldan, "Hiçbir siyasi hesap ve çıkar kadınların ve gençlerin geleceğinden kıymetli olamaz. Cumhur İttifakı'nın politikaları karşısında ancak demokrasi, adalet ve özgürlük ilkeleriyle duyulabilir. Bizler HDP ve YSP olarak sadece halkın eşitlik, adalet, hak, hukuk ve özgürlük mücadelesine kefiliz. Hiçbir şart altında bu duruşumuzdan geri adım atmayacağımızın sözünü tekrarlıyoruz" ifadelerini kullandı.

'ERDOĞAN BİZLER İÇİN SEÇENEK DEĞİL'

Buldan, şöyle devam etti:

"14 Mayıs seçimlerinde demokratik değişim güçlü bir şekilde sahiplenilmiştir. Bugünkü sistem karşısında birleşen oy daha çok özgürlük, demokrasi içindir. Erdoğan rejiminin taleplerin hayata geçmesindeki en büyük engel bu rejimin ta kendisidir. Erdoğan bizler açısında bir seçenek değildir. Ve tek seçenek; onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir."

'SANDIĞA EKSİKSİZ GİDECEĞİZ'

Pervin Buldan, şunları kaydetti: "Kürt halkının ve bir bütün olarak Türkiye'nin demokrasi, hukuk, adalet, eşitlik beklentisini demokratik sandık iradesini tanımak önemli ve önceliklidir. 28 Mayıs'ta başarabileceğimize, tarihin akışını çevirebileceğimize dair umudu büyütüyoruz. Sandığa eksiksiz gideceğiz ve tek adam rejimini değiştireceğiz."

'SİYASETİMİZDE DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU DEĞİL'

Buldan'dan sonra konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın ise, "14 Mayıs'ta yarım kalan işi 28 Mayıs'ta tamamlayacağız. Bu değişim talebini engellemeye çalışanlar karşısında, ısrarla mutlaka sandığa gideceğiz. Biz buradayız ve değiştirme konusunda kararlıyız. Siyasetimizde değişiklik söz konusu değildir" dedi.

'AKP-MHP İKTİDARINI GÖNDERECEĞİZ'

Yeşil Sol Partisi Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şunları ifade etti: "Bizim önceliklerimiz var seçime giderken. Birincisi, bu firavun sistemi, AKP-MHP iktidarını ve tek adam rejimini göndereceğiz. Kadın düşmanı koalisyonun kendisini göndereceğiz. Hukuku bir savaş aracı haline getiren ve bunun üzerine rakiplerine ezmeye çalışan bu sistemi göndereceğiz."

"Bu seçim, sadece Erdoğan-Kılıçdaroğlu seçimi değil" diyen Uçar, "Bu seçim bizim seçimimiz. Oyumuz yine demokrasiden, değişimden ve dönüşümden yana. 14 Mayıs seçimleri çok ciddi bir umuda dönüştü ve bu umut, 28 Mayıs'ta kazanmanın tam da adresidir."

'SARAY REJİMİNİ DEĞİŞTİRELİM'

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da açıklamasında, "Birinci turda sandığa gitmeyen yurttaşlarımıza da çağrımızdır; sandığa gidelim, sandıkları koruyalım, irademizle bu Saray rejimini değiştirelim. İrademize de sandıklarda sahip çıkalım" ifadelerini kullandı.

'BİZİ TAVİZSİZ VE BAŞ EĞMEZ KILDIRAN TEK ŞEY EZİLEN, MAZLUM HALKLARIMIZIN BU TALEBİ VE İHTİYACI'

Buldan'ın açıklaması şu şekilde:

"28 Mayıs’ta önümüzdeki yılları sonuçları itibariyle şekillendirecek bir seçime giriyoruz. 21 yıl boyunca aşama aşama tek adama bağlı bir sistem inşa eden totaliter, mutlak iktidar yanlısı bir anlayış ve yapıyla karşı karşıyayız. İşte bu yüzden 28 Mayıs seçimi sisteme yönelik demokratik değişimden yana olanlarla bu tekçi rejimi sürdürmek isteyenler arasında bir referandum olma özelliğine sahiptir.

Öncelikle şunu belirtelim ki, toplumdaki demokratik değişim direncini kıran, sömüren, sönümlendiren veya oyalayan hiçbir siyasi anlayışı doğru bulmayız. Bu tür yaklaşımlara karşı da demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz. Dün Zafer Partisi ve CHP arasında imzalanan protokolü de bu minvalde değerlendirdik ve eleştirilerimizi de kamuoyuyla paylaştık.

'ORTAK VE EŞİT BİR DEMOKRATİK GELECEK İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'

Mücadelemizin ve Üçüncü Yol politikamızın temel hedefi, devletin ve toplumun imkanlarına bir avuç rantçının çökmesini engellemek ve sistemi yurttaşların haklarını ve özgürlüklerini, toplumsal adaleti, demokrasiyi önceleyen bir evrensel standarda kavuşturmaktır. Bizi tavizsiz ve baş eğmez kıldıran tek şey ezilen, mazlum halklarımızın bu talebi ve ihtiyacıdır.

Israrla vurguluyoruz; Kürtlerin politik iradesine kayyımlar yoluyla ipotek koyanlar, aynı zamanda bütün Türkiye halklarının haklarına ve özgürlüklerine de ipotek koyanlardır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü toplumun çıkarına değildir. Bu çözümsüzlük oyunu bozulmadan, Cumhuriyet demokrasi ile bütünleşemeyecektir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, bizler, her ne koşulda olursak olalım, halkın iradesini tüm iradelerin üstünde tutacağız. Ortak ve eşit bir demokratik gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz.

'MÜLTECİ VE GÖÇMEN SORUNU ANCAK BARIŞ MÜCADELESİ VERİLEREK ÇÖZÜLÜR'

Yine belirtelim ki, göçmen veya mültecileri siyasi çıkarların malzemesi haline getirmek yanlıştır ve insani değildir. Bu tablonun sorumlusu mağdur olan göçmen ya da mülteciler değil doğrudan doğruya savaş politikalarında ısrar eden, ekonomik ve siyasi rantı için sığınmacıları araçsallaştıran iktidardır. Mülteci ve göçmen sorunu ancak savaş politikalarına karşı güçlü bir barış mücadelesi verilerek çözülür.

'HİÇBİR ŞART ALTINDA BU DURUŞUMUZDAN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'

Önemle altını çizmek isteriz ki, hiçbir siyasi hesap ve çıkar yoksul, emekçi halkların, kadınların ve gençlerin geleceğinden daha kıymetli olamaz. Biliyoruz ki, Cumhur İttifakının politikaları karşısında ancak demokrasi, adalet ve özgürlük ilkeleriyle durulabilir. Toplumun ortak çıkarları, demokratik, eşit ve özgür geleceği dışında başka hiçbir kaygısı olmayan, hiçbir gizli pazarlığı veya şartı gündemine almayan HDP/Yeşil Sol Partinin duruşunu da bu vesileyle kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunmak istiyoruz.
Bizler HDP ve Yeşil Sol Parti olarak, sadece ve sadece halkın eşitlik, adalet, hak, hukuk ve özgürlük mücadelesine kefiliz; tek ölçütümüz, şaşmaz bağlılığımız bu değerleredir. Hiçbir şart altında bu duruşumuzdan geri adım atmayacağımızın sözünü tekrarlıyoruz.

'EN BÜYÜK ENGEL YİNE ERDOĞAN VE BU REJİMİN TA KENDİSİ OLACAKTIR'

Erdoğan ve ortakları tarafından yaratılan bugünkü ucube rejim, yaşanan toplumsal sıkıntıların da temel sebebidir. 28 Mayıs seçimlerinde oylanacak olan da bu ucube rejimin devam edip etmeyeceğidir. 14 Mayıs seçimlerinde demokratik değişim ve refah talebi güçlü bir şekilde sahiplenilmiş ve bu talep sandığa da yansımıştır.

Bugünkü sistem karşısında birleşen milyonlarca oy, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok refah talebi içindir. Hedef: ayrımcılıktan arınmış, halkların yönetime katılabildiği, özgür, demokratik ve adaletli bir rejim inşa etmektir. Bir kez daha belirtmeliyiz ki Erdoğan rejiminin bu beklentileri ve talepleri karşılayamayacağı açıktır. Gelecekte de bu taleplerin hayata geçmesinin önündeki en büyük engel yine Erdoğan ve bu rejimin ta kendisi olacaktır.

'DEMOKRATİK SANDIK İRADESİNİ TANIMAK SON DERECE ÖNEMLİ'

Bu yüzden Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir ve tek seçenek onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir. O nedenle bir kez daha belirtiyoruz ki; Kürt halkının ve bir bütün olarak Türkiye toplumunun demokrasi, hukuk, adalet, eşitlik ve özgürlük beklentisi ve özlemini, demokratik sandık iradesini tanımak son derece önemli ve bizler için öncelliklidir.

28 Mayıs’ta milyonlarla birlikte başarabileceğimize, tarihin akışını hep birlikte demokratik değişim yönünde çevirebileceğimize dair umudu büyütüyoruz. Bizler inanıyoruz, sizler de inanın.
Sandığa eksiksiz gideceğiz ve hep birlikte tek adam rejimini değiştireceğiz. Kendi gücümüz ve milyonların değişim arzusu en büyük ilham kaynağımızdır. Israrla ve inatla mücadelemizi sürdüreceğiz, asla ve asla pes etmeyeceğiz. Mutlaka, ama mutlaka bizler kazanacağız."

HDP ve Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulları'ndan dün gerçekleştirilen MYK toplantılarının ardından yapılan ortak yazılı açıklamada, "Demokrasi ve özgürlüğü savunan politik ilkelerimize daha sıkı ve kararlı sarılıyoruz" denmiş ve kararın bugün açıklanacağı belirtilmişti.

NE OLMUŞTU?

Kılıçdaroğlu 28 Mayıs’taki ikinci tur öncesi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la dün mutabakat imzalamıştı. Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıklamıştı.

Sığınmacılarla ilgili tutumu nedeniyle eleştirilen ve seçim öncesinde ve yaptığı kampanyalar boyunca göçmen karşıtı açıklamalarıyla tepki toplayan Özdağ’la imzalanan mutabakatın HDP’nin tutumunda değişikliğe gidip gitmeyeceği kamuoyunda tartışılmaya başlamıştı.

Dün toplanan HDP ve Yeşil Sol Parti mutabakattaki kayyım maddesi eleştirmiş ve nihai kararını bugün duyuracağın dile getirmişti.

HDP ve Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulları'ndan dün gerçekleştirilen MYK toplantılarının ardından yapılan ortak yazılı açıklamada, "Demokrasi ve özgürlüğü savunan politik ilkelerimize daha sıkı ve kararlı sarılıyoruz" denmiş ve kararın bugün açıklanacağı belirtilmişti. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar