HDP’li Sancar’dan korona açıklaması: Süreç planlı ve sistemli yürütülmüyor

ARTI GERÇEK - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Sancar, koronavirüs salgınında her türlü tedavinin ücretsiz olması ve özel hastanelerin kamu hastanesi statüsünde hizmet sunması gerektiğini belirtti.

Sancar, korona salgını nedeniyle dün yapacağı basın toplantısını iptal etmişti. Sancar’ın açıklamaları partisinin Basın Komisyonu tarafından kaydedilen video aracılığı ile iletildi. Basın mensuplarının yazılı olarak ilettiği soruları da yanıtlayan Sancar, koronavirüs konusunda önerilerde bulundu.

"Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Tüm insanlık tehdit altında" diyen Sancar, "Şimdi kavga zamanı değil ortak yanlarımızı öne çıkarma zamanı. Bu büyük tehditle hep birlikte nasıl baş edeceğimizi düşünme zamanı" ifadelerini kullandı.

HDP’nin bir Kriz Koordinasyonu oluşturduğunu ve koordinasyonun TTB ve SES başta olmak üzere sağlık kuruluşlarıyla sürekli istişare halinde olduğunu söyleyen Sancar, "Bu salgına karşı en çok önerilen tedbir toplu yerlerde bulunmamaktır. Tabii ki bu tedbirlere mutlaka uymamız lazım. Fakat evlere kapanmamız, yalnızlaşmamız ve birbirimizden kopmamız anlamına gelmemelidir. Tam tersine birbirimizle bağımızı ve iletişimimizi sürdürebilirsek ancak bu tehlikeyi atlatabiliriz" dedi.

Mahallelerde HDP’li gençlerin yaşlılara ve hastalara yardım etmek için özel bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Sancar, tüm gençlere dayanışma ağlarına dahil olma çağrısı yaptı.
Sancar, "Yaşlılar, hastalar, yalnız yaşayanlar, evsizler, göçmenler, sığınmacılar özel risk gruplarını oluşturuyorlar. Yoksulluk başı başına bir risktir zaten. Çünkü bu hastalık bağışıklık sistemi zayıf insanlara büyük bir zarar verebiliyor. O nedenle risk gruplarına nasıl yardım edebileceğimizi hep birlikte tartışmalıyız" diye konuştu.

‘TEDAVİ ÜCRETSİZ OLMALI’

Sancar, hükümetin sorumluluğu kapsamında ise şu önerilerde bulundu: "İhtiyaç sahiplerine ücretsiz gıda ve hijyen malzemeleri yardımı yapılmalıdır. Her türlü tedavi ücretsiz olmalıdır. Özel hastanelerin de kamu hastanesi statüsünde hizmet sunması sağlanmalıdır. Kamuda ve özelde çalışanlara ücretli izin hakkı tanınmalıdır. Su, elektrik, internet gibi hizmetlerin bu kriz süresince ücretsiz temin edilmesi gerekiyor."

Cezaevlerinin özel risk alanları olduğunu söyleyen Sancar, cezaevlerindeki hasta ve yaşlı tutuklu ve hükümlülerin, bebekli annelerin ve hamile kadınların derhal tahliye edilmesi gerektiğini kaydetti.

SOSYAL VE EKONOMİK KAYIPLAR TELAFİ EDİLMELİ

Hükümet tarafından ilan edilen tedbirlerin önemli olduğunu ancak sürecin planlı ve sistemli yürütülmediğini ifade eden Sancar, şöyle devam etti:

"Ayrıca tedbirler sonucu ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik durumları da telafi etmeyi planlamak lazım. Kamuoyunu bilgilendirme ve süreci şeffaf yürütme konusunda da hükümeti yetersiz buluyoruz. Hükümetin başta TTB ve SES olmak üzere ilgili kurumlarla istişare içinde olması gerekiyor. Hatta TTB ve ilgili bütün meslek örgütlerinden temsilcilerin yer alacağı ortak bir kriz merkezi oluşturmak da mümkündür. Böylece toplumun alınacak tedbirlere ve yapılacak çalışmalara katılımı da sağlanmış olur.

"Bu meselenin toplum sağlığı meselesi olduğunu hiç kimse bir an için bile aklından çıkarmamalıdır. Burada siyasi çıkar hesaplarına asla yer olmamalıdır. Kâr hırsıyla insanların ve toplumun ihtiyacını istismar yoluna gidenler en ağır şekilde cezalandırmalıdır."

‘MECLİS’TE KOMİSYON KURULSUN’

Meclis’te partilerin eşit katılımıyla bir komisyon kurulmasını ve bu komisyona Meclis adına süreci yürütme görevi verilmesini öneren Sancar, ayrıca şunları ifade etti:
"Tehlike ne kadar büyük olursa olsun yalnız olmadığımızı bilmemiz son derece önemlidir. Ancak el ele vererek, birbirimizle dayanışarak bu büyük tehdidin üstesinden gelebiliriz. Bu tehlikeyi büyük insanlığın birleştirici gücüyle hep birlikte aşacağız."

‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI DOĞRU BULMUYORUZ’

Sancar, İYİ Parti’nin sokağa çıkma yasağı getirilmesi önerisine dair ise "Sokağa çıkma yasağı gibi bir yöntemi şu anda doğru bulmuyoruz. Bu yöntem tüm dayanışma imkânlarını ortadan kaldırabilir. Bilgilendirme ve tedbir süreçlerini hükümetin tekeline sokacak ve denetimi imkânsız kılacak bir yöntem olur bu. Bunun yerine tedbirlere riayet edilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Şeffaflığı ve dayanışmayı ortadan kaldıracak yöntemlere meyledilmemelidir" dedi.