İmamoğlu davası adli tatil sonrasına kaldı: 'Cezanın onandığı' haberleri yalanlandı

İmamoğlu davası adli tatil sonrasına kaldı: 'Cezanın onandığı' haberleri yalanlandı
İBB Başkanı İmamoğlu'nun YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı ve hapis cezası verilen davada istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki haberler yalanlandı. İmamoğlu davasının adli tatil sonrasına kaldığı öğrenildi.

Artı Gerçek - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince ele alınarak kesin hükme bağlandığı iddiasının doğru olmadığı ortaya çıktı.

Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre, istinaf mahkemelerinde onama diye bir kavram olmadığı, ceza alan kişinin istinaf başvurusunun ya kabulüne veya esastan reddine karar verilebileceği, onama kavramının sadece yüksek yargı makamı olan Yargıtay ceza ve hukuk dairelerinde olduğu bildirildi.

Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezasının görüşülerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair an itibariyle herhangi bir karar verilmediği bildirildi. Dosyanın halen UYAP bilişim sisteminde açık olduğu ve sıra ve dosya esas kayıt numarasına göre en erken adli tatil sonrasında ele alınarak kesin hükme bağlanabileceği öğrenildi.

DAVA ADLİ TATİL SONRASINA KALDI

Dosyayla ilgili delillerin incelenmediği gibi, savunma avukatlarının da dosyaya sunmuş oldukları yazılı beyanların da bir incelemeye tabi tutulmadığı belirtildi. Haziran ayı sonu itibariyle Hakimler Savcılar Kurulu'nun ilk derece ve bölge istinaf mahkemeleri ile idari yargı hakim ve savcılarını kapsayan kapsamlı kararnamesinin yayımlanması ve devamında 20 Temmuz itibariyle adli tatilin başlaması nedeniyle dosyanın adli tatil öncesinde ele alınabilmesenin mümkün olmadığı, İmamoğlu ve avukatları tarafından da dosyanın öne alınmasına dair herhangi bir talebin daire başkanlığına sunulmadığı bildirildi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı 31 Mart 2019 seçimi Yüksek Seçim Kurulu tarafından 6 Mayıs 2019’da iptal edildi. İkinci kez 23 Haziran 2019’da yapılan seçimi yeniden Ekrem İmamoğlu kazandı. İmamoğlu aynı yılın Ekim ayında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya gitti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 4 Kasım 2019’da yaptığı konuşmada Avrupa Konseyi’nde konuşan İmamoğlu’na seslenerek, “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” dedi.

İmamoğlu, gazetecilerin Soylu’nun yorumunu sormaları üzerine “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyen bakarım, adama bakarım adam mı diye derim. Seviyesine inmedim, inmeyeceğim. Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın" karşılığını vermişti. Bunun üzerine dönemin YSK başkanı Sadi Güven, kendisi ve görevdeki kurul üyeleri adına, “Seçimi iptal edenler ahmaktır” ifadesi nedeniyle bir ihbar yazısı yollamıştı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da İmamoğlu’nun hakkında geçen yıl iddianame hazırlamıştı.

İddianamede, İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’daki açıklamasının görevdeki kurul üyelerine hakaret içerdiği belirtilerek “Söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Her ne kadar şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır" denilmişti. Bu kapsamda İmamoğlu'nun Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Davanı 14 Aralık'ta görülen duruşmasında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Karar, TCK Madde 53'e dayandırılmıştı.

TCK MADDE 53 NEDİR?

"(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak (1);

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (2),

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (3)

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

(1) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;…” bölümü, aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden, yine aynı fıkrada yer alan “…hapis cezasına…” ibaresi ise (b) bendinde yer alan “Seçme ve…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.

(2) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “…ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresi ile aynı maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan “Seçme ve seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.

(3) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu fıkrada yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya…” ibaresi, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar