Özgür Özel'den özeleştiri: Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz

Özgür Özel'den özeleştiri: Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz
İzmir'de konuşan CHP lideri Özgür Özel, özeleştiri yaptı. Özel, "Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz" dedi.

Artı Gerçek - İzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir seçimlerine dair özeleştiri yaptı. Özel, "'Tabii İzmir’de kendi içimizde özeleştiri de yapıyoruz. Çünkü Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz" dedi. Özel müfredat eleştirisinde de bulundu. "AKP’li kadın seçmenin milli eğitim politikalarından memnuniyeti yüzde 18" diyen Özel, "AKP’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız'' dedi.

İZMİR ÖZELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İzmir İl Başkanlığını ziyaretinin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı makamında ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de CHP’ye karşı yürütülen karşı çalışmalara rağmen önemli bir başarıya imza attıklarını belirterek, şöyle konuştu:

İzmir özelinde seçimlere yönelik özeleştiri de yapan Özel, şunları kaydetti:

''Tabii İzmir’de kendi içimizde özeleştiri de yapıyoruz. Çünkü Manisa’da yüzde 60 oy alınan bir yerde İzmir’de alınan oy oranını konuşuyoruz. Elbette doğru bir stratejiyle neredeyse tüm belediyeleri kazandık. Bir başarısızlıktan söz etmek değil ama İzmir’in çok daha bu rakamların fevkinde rakamlara ulaşabilmesi için gayret göstereceğiz. Tabii şöyle bir haksızlık da yapmayalım. Geçen seçim yüzde 10’un üzerinde oyları olan partinin olduğu gerçeğini de görelim. CHP’ye karşı aday göstermeyip bu seçimde aday gösterdiklerini de görelim. CHP’ye karşı yürütülen sert ve acımasız kampanyaları görelim. Ama sonuçta yetki bundan sonra Cemil Tugay’da. Yetki diğer 28 belediye başkanımızda. Onlardan sadece kentte güzel işler yapmalarını beklemiyoruz. Elbette ki İzmir’in beklediği yüksek beklentilerine en iyi derede cevap verilmesi gerekiyor. Vatandaşımız belediye başkanlarımıza, ‘bunlar Türkiye’yi yönetmeye hazır mı’ diye bakıyor. Seçmen seçimde Cemil Başkan’ın cebine bir anahtar sıkıştırdı. Ona sıkıştırılan anahtar İzmir’in altın anahtarı, Büyükşehir Belediyesi’nin kapısının ya da kasasının anahtarı değildiler. O anahtar iyi, doğru, dürüst, şeffaf bir yönetimin sonucunda en geç 4 yıl sonra ya da ne zaman yapılırsa yapılacak genel seçimlerde Atatürk’ün partisinin iktidara gelmesinin anahtarıdır. Bu bilinçle çalışıyorlar, çalışmaya devam edecekler. Biz, bütün gücümüzle onları desteklemeye devam edeceğiz. SODEM ve SODEMSEN diye iki yapı çok doğru bir şekilde konumlandırıldı. Sosyal demokrat belediyelerin iş birliğini, güç birliğini, eşgüdümünü, eğitimini ve birliğini oradan yönetiyoruz. Çok önemli bir yapı var. Yapının başında Yılmaz Büyükerşen hocamız var. İçinde Türkiye’de alanının en iyileri var. Zaten bu farklılıkları hızla görmeye başlayacaksınız. CHP’de yönetim mimarisi ve CHP’nin baştan aşağıya kurumsal bir reform geçirdiğini, dijitalleştiğini ve yeni nesil siyaseti Türkiye’de değil dünyada en önde giden kuruluş haline geldiğinin şimdiden izleri var. Birkaç ay içerisinde heyecan ve dikkatle takip edeceksiniz. Gençler bu seçimlerde CHP’yi gençlerin en çok oy verdiği parti yaptıklarına pişman olmayacaklar. Aksine memnun olacaklar.”

ÖZEL'DEN YENİ MÜFREDAT ELEŞTİRİSİ...

Yeni müfredat üzerinden ülkedeki eğitim sistemini de eleştiren Özel, şöyle devam etti:

''Maalesef Türkiye kötü bir eğitim sistemine sahip. Almanya ile Türkiye arasında ihracat ve ithalat arasında inanılmaz bir dengesizlik var. Biz onlara çok basit ve üretmeyi düşünmedikleri ürünleri genle olarak ihraç ediyorken onlardan üst düzel teknoloji ithal ediyoruz. Almanlar dünyanın en çok bilinen dört büyük araba markasına sahipler ve üretiyorlar. Onların iki tanesi bize birini BAE’ye birini Suudi Kralı’na diğerini Katar’a satıyorlar. Kendileri mütevazi minibüslere biniyorlar. Çünkü Almanya’da demokrasi var. Liderler mütevazi halk zengin. Bu tarafta liderler itibardan tasarruf etmiyorlar. Halk fakir. Alman ekonomisi ve eğitimini çok iyi bilen biri olarak şunu söylerim. Üzerinde bir ulusal mutabakat sağlanmış olan eğitim sistemleri var. Herkesin rıza gösterdiği ve içinde olduğu bir eğitim sistemi var. Bizimkiler boyacı küpü gibi ‘müfredat yaptık, yedi gün içinde görüş bildirin’ diyor. ‘Yedi gün yeter mi’ deyince ‘yüzde 50 zam yaptım, 10 gün olsun’ diyen bir anlayışla yönetiliyor Türkiye Milli Eğitim’i. ÇEDES kapsamında yedi yaşındaki çocukların sınıfına tabut getirenlerden, arkadaşlarından birine kefen giydirip başında ağlatanlardan, Kabe’yi getirip tavaf öğretiyoruz diyerek aslında o çocukların Müslümanlığı öğretmek, İslamiyet’i tanımak açısından da yanlış yönlendirildikleri, pedagojiden uzak saçma sapan işlerle uğraşılan saçma sapan bir durum var. Karne bizim tarafımızdan verilmesin. Çok güvenilir anket şirketlerinin anket kuruluşlarında. AKP seçmeninin en az memnun olduğu kesim, AKP’li kadın seçmenin milli eğitim politikalarından memnuniyeti yüzde 18. AKP’ye oy veren seçmenin bile yüzde 82’si bu eğitim sisteminden rahatsız. Maalesef Türkiye’de bilimsel, çağdaş ve kaliteli eğitime erişim sınıfsal bir problemdir artık. Çocuğunu özel okula gönderemeyenler ve iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar kendi geleneğini sürdürmeye çalışan, zorlanan okulları kazanacak kadar yetkinliği olmayanlar, maalesef bilimsel, çağdaş eğitime, iyi eğitime ulaşmaktan uzaktırlar. Bu konuda atılması gereken çok önemli adımlar var. Bundan sonraki süreçte de eğitim konusunda duyarlılığımızı, sert eleştirilerimizi, yapıcı yön göstermemizi ve geleceğe dair önerilerimizi her daim dile getireceğiz.'' (ANKA)7

Öne Çıkanlar