Özkiraz: Oy oranları işin magazinidir, biz Cumhur İttifakı'ndan kopuşu başka yerde görüyoruz
ARTI GERÇEK - Erdoğan Aydın, Fikri Sağlar ve Ahmet Faruk Ünsal ile ARTI TV'de ekrana gelen "Çetele" programında bu hafta "Tek adam rejiminin 3. yılında Cumhur İttifakı düşerken Millet İttifakı neden yükselmekte zorlanıyor?" sorusuna yanıt arandı. Programın konuğu ise Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz oldu.
Programın açılışında konuşan Erdoğan Aydın "Son dönem araştırma şirketlerinin ortaklaştığı nokta Cumhur İttifakı'nın geride kaldığı, farklı puanlarla da olsa ve HDP'nin her halükarda yüzde 10 barajını aştığı. Millet İttifakı oy oranı olarak öne geçse de başkanlık ya da meclis çoğunluğu için yeterli çoğunluk ve etkinliği de sağlayamıyor. Ancak Cumhur İttifakı'nın gerilemesi Türkiye'deki provokatif atmosferi ve yaşama imkanlarını giderek zorlaştıran bir anlam taşıyor. Bu kadar derin bir kriz, ciddi bir moral yıkım, geleceğe dair soru işaretlerinin biriktiği bir atmosferde, Cumhur İttifakı beklenenden daha yavaş düşüyor, Millet İttifakı ise beklenenden daha yavaş yükseliyor" diyerek Kemal Özkiraz'dan elde ettiği son verileri paylaşmasını istedi.
Özkiraz, son bir yıldır hiçbir parti için çalışmadıklarını ve Youtube üzerinden paralı abonelik sistemiyle bağımsız bir araştırma yoluna girdiklerini söyledi.
"Son araştırmamızda, AKP yüzde 29,5-30 gibi, MHP de yüzde 8,3 görünüyor. Diğer tarafta CHP yüzde 26 küsur, İYİ Parti de yüzde 14,7. Yani 39'a 40 gibi, aşağı yukarı hata payı içerisinde, beraberlik denilebilir aslında çünkü aradaki fark da hata payının içerisinde. Burada iki konu kritik: DEVA ve Gelecek partileri Millet İttifakı'na katılacaklar mı, öyle olursa fark çok açılıyor. İkincisi de HDP'nin pozisyonu" diyen Özkiraz, şunları söyledi:
'EVET, YÜZDE 40 HÂLÂ ÇOK BÜYÜK BİR OY ORANI AMA BAŞKANLIK SİSTEMİNDE HİÇBİR ŞEY DEĞİL'
"HDP bizim son bir yılda yaptığımız araştırmalarda birkaç kere barajın altında çıktı. Ama kapatma davası konuşulmaya başladıktan sonra da barajın çok üstünde çıkmaya başladı. Ben hep şöyle söylüyorum: HDP'yi anketlerde çıkan sonuçlardan 1-1,5 fazla hesaplamak lazım. O yüzden HDP'yi yüzde 12-12,5 bandında görüyorum. Millet İttifakı'ndaki yükseliş yavaş oluyordu ama özellikle son iki ay içerisinde İYİ Parti'de çok ciddi bir sıçrama oldu. DEVA Partisi de yüzde 2,5'tan 4,1'lere geldi. Ama ben kendi firmamızdan daha çok bütün firmaların ortalamasını önemsiyorum çünkü o hiç yanılmıyor. Burada gördüğüm şu: 2018'den sonra sadece AKP'yi yüzde 50'nin üzerinde bulan 3 araştırma çıkmış. Ama bugün AKP'yi yüzde 40'ın üzerinde bulan sadece bir, 35'in üzerinde bulan iki firma var. Ortalamalara baktığımızda cumhur İttifakı'nda çok ciddi bir düşüş gözüküyor. Sistem yavaş yavaş iki kutuplu bir sisteme zorlanıyor. Evet, hâlâ yüzde 40'lar çok büyük bir oy oranı olarak görünüyor çünkü daha önce yüzde 18'le, yüzde 24'le iktidar olanları gördük. Ama hiçbir şeye benzemeyen bu başkanlık sisteminde yüzde 40 hiçbir şey değil. Totalde yüzde 25 bir oy kaybı yaşadılar ki bu çok ciddi bir oy kaybıdır."
'ARAŞTIRMACILAR İÇİN EN ÖNEMSİZ SORU 'HANGİ PARTİYE OY VERECEKSİNİZ' SORUSUDUR'
"Son seçim anketimizde kararsızım diyenlere şu soruyu sorduk: Hangi ittifaka daha yakın hissediyorsunuz? Muhalefete yakın hissedenlerin toplamı yüzde 75. Muhalefetle Cumhur İttifakı arasında kalıyorum diyenler ise kararsızların sadece yüzde 7'si" diyen Özkiraz, "Araştırmacılar için en önemsiz soru 'Hangi partiye oy vereceksiniz?' sorusudur. Çünkü en çok yanıldığımız kısım o olur" diyerek araştırmalarında hem muhalefetin hem de iktidarın argümanlarını ayrı ayrı sorduklarını ve AKP seçmenlerinin yüzde 25'i, MHP seçmenlerinin de yüzde 35'inin Cumhur İttifakı ve Erdoğan'ın hiçbir argümanını desteklemediğini söyledi.
'ÇOK ŞOK EDİCİ BİR SEÇİM SONUCU BEKLİYORUM'
Özkiraz, "Diğer şirketlerin araştırmalarında da sonuç bu yönde çıkıyor. Biz kopuşu aslında burada görüyoruz. Oy oranları açıkçası işin magazinidir. Araştırmayı daha çok insana duyurmak için ön plana çıkardığımız kısımdır. Bugün durum şöyle: Muhalefet partilerinin seçmeni motomot ve blok halde muhalefetin argümanlarını destekliyor ama diğer tarafta öyle değil. Seçmen parti tercihini saklıyor ama buradaki görüşlerini saklamıyor. Kopuş buradan olacak ve bence anketlerimiz elimizde başka bir metot olmadığı için Erdoğan ve Cumhur İttifakı için fazla iyimser. Çok şok edici bir seçim sonucu bekliyorum. Türkiye'de bu seçimin sonucunu tahmin edebilecek araştırma firması çıkmayabilir, o derece yanılabiliriz." dedi.
'ERDOĞAN KAYBETME PSİKİLOJİSİNE GİRDİ'
Fikri Sağlar, bunun üzerine, kendisinin insanlarla konuştuktan sonraki gözlemini "Millet İttifakı'nın büyümesi yavaş oluyor ama Cumhur İttifakı'nın dağılması çok hızlı olacak" diye özetledi. Sağlar, Erdoğan'ın kaybetme psikolojisine girdiğini ve özgüvenini yitirdiğini ise Kanal İstanbul temel atma törenindeki "söke söke alırlar" ifadesinden belli olduğunu, "Demek ki gitmeyi kafasına koymuş, kalacak olan birisi bunu demez. 'Biz gideceğiz ama onlar söke söke alacaklar' demek istiyor. Bendan daha açık bir gösterge olabilir mi" diye vurguladı. Sağlar, Cumhur İttifakı'nın MHP kanadında hızlı bir çözülmenin olduğunu sözlerine ekledi.
'MİLLİYETÇİ PARTİ, MİLLİYETÇİ PARTİDEN OY ALAMAYACAK'
Özkiraz ise bu noktada, "İYİ Parti de CHP de MHP'den daha çok AKP'den oy alıyorlar" diyerek şöyle devam etti:
"Oy tercihini değiştiren seçmen ideolojik oy kullanmayan seçmen. MHP'nin kalan seçmeni ideolojik tabanı ve İYİ Parti'yi hain olarak görüyor. Yani milliyetçi parti, milliyetçi partiden oy almayacak. AKP'nin daralan kitlesi daha seküler, bize benzer yaşam tarzları olan daha liberal yaşayan, hayatı liberal okuyan, biraz daha yüksek gelirli ve yüksek eğitimli kitlesi. Bunlar da merkez partilere yöneliyorlar. Zaten seçimlerin kaderini belirleyen kesim de bu kesim. Ben bu süreci 7 Haziran öncesine benzetiyorum. O zaman AKP seçmeninin çoğu sandığa gitmeyerek cezalandırmıştı. Bu seçimde sandığa gelip AKP'nin muadili olan ve merkezde duran partilere oy verecekler."
Ahmet Faruk Ünsal ise "AKP'den kopan Gelecek ve DEVA Partisi neden alması gereken havuzdan oy alamıyor ve İYİ Parti bu oyları alıyor? Bu konuda çalışmaları gerekir" yorumunu yaptı.
Programın ikinci bölümünde başkanlık sisteminin üçüncü yılı değerlendirildi. Bu bölümde öne çıkan görüşler şöyle oldu:
-Kürt seçmenin desteklemediği hiçbir parti iktidar olamıyor.
-Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptıklarını anlatarak muhalefet yapılmalı.
-CHP, içtenliğini seçmene de kendi üyesine de geçiremiyor.
-Türkiye'yi yönetenler hukuku ve demokrasiyi kendilerine ayak bağı olarak görüyor.
-Katar ne büyük sevgiymiş ki, Katar Türkiye'nin su yönetimi komisyonunda bile paydaş. Bir günde verdiler. Kimse durup da "ya ne oluyor" demiyor.