Pervin Buldan: Biri kara kış diğeri sonbahar olan iki kutupla bahar gelmez
Artı Gerçek - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, cumhurbaşkanı adayı çıkaracaklarını yinelerken, muhalefeti de eleştirdi. "Seçimlerin ikinci turu kesinlikle hazirandadır. Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda müjdeleyeceğiz" diyen Buldan, adaylarının kadın olacağı mesajını verdi.
Partisinin Meclis grubu toplantısında konuşan Buldan, şunları söyledi:
'SİS DALGASI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR'
"Buradan özellikle şunu vurgulamak istiyorum. AKP-MHP bloğu, kapatma davasıyla, Hazine yardımı gaspıyla özellikle seçim sürecinde bir belirsizlik ortamı, karamsarlık ve umutsuzluk havası yaratabilmek için çırpınıp durmaktadır. HDP’siz bir seçim süreci algısı yaratabilmek için sis dalgası oluşturmaya çalıştıklarını görüyoruz. Buradan çok net olarak diyorum ki; tüm bunlar boşuna, nafile çabalardır. HDP için de halkımız için de asla bir belirsizlik ortamı yoktur, olmayacaktır. Karamsarlığa ve umutsuzluğa asla yer yoktur. Bizim için sisli ortam asla yoktur, olmayacaktır.
'SİZİ SANDIKTA YENECEĞİZ'
HDP’nin de halkımızın da odaklandığı nokta; bu iktidar düzenini bir an önce değiştirmektir ve onları göndermektir. HDP’nin gündemini sadece ve sadece HDP ve halkımız belirler. Bizim gündemimiz mücadele hedefimiz, siyasete, topluma, ekonomiye, ekmeğe darbe yapanlara karşı bu ülkeyi demokratik bir geleceğe, huzura taşımaktır. Bu gündemi hiç kimse değiştiremeyecektir. Bizim için her şey çok o kadar açık ve nettir. Sizi sandıkta yeneceğiz. Nokta. Bu kadar! Dostlarımızı çoğaltarak, ittifaklarımızı büyüterek, hedefimize kilitlenmiş olarak yolumuzda kararlı adımlarla ilerliyoruz. Umudumuz bir çocuğun gülüşü gibi canlıdır, sokak kadar direngendir, gençlik kadar dinamiktir, kadınların görkemli direnişi kadar cesur ve nettir.
'SEÇİMLERİN BELİRLEYENİ HDP OLACAKTIR'
Asıl belirsizlik varlık yokluk telaşı içindeki AKP-MHP için vardır diyeceğim ama onların da durumu aslında nettir. İktidar için de bir belirsizlik ortamı aslında yoktur. Çünkü kaybedecekler, kaybedecekler, kaybedecekler. Ama söz veriyorum onlara biz kaybettireceğiz. Emek ve Özgürlük İttifakı bu düzeni değiştirecek. Öyle talimatını verdiğiniz kapatma davasına umut bağlamayın. HDP’siz bir seçim hayaline asla ve asla kapılmayın. Mühendislikleriniz halktan, meydanlardan geri döner, elbette ki dönecektir de. Seçimlerin sürükleyici gücü ve esas belirleyeni HDP olacaktır. Emek ve Özgürlük İttifakı olacaktır. Sandıklar HDP’yle mutlaka buluşacaktır. Biz bunca bedeli boşuna ödemedik. Demokratik siyaseti tüm darbelerinize rağmen daha da büyüterek bugünlere getirmeyi başardık. Elbette bedeller ödedik büyük mücadeleler verdik asla boyun eğmedik, bundan sonra da size rejiminize, baskılarınıza, rejiminize boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. Meydanı size mi bırakacağız? Karşınızda milyonlar var. Halk var, halklar. Direnişimiz var. Cesaretimiz ve kararlılığımız var.
'HAZİRAN’DAN KAÇAMAYACAKSINIZ'
‘Ceketimi satarım, HDP’ye her türlü desteği sunarım’ diyen bir halk iradesini durduracağınızı mı sanıyorsunuz, büyük yanılıyorsunuz. Bu mücadeleyi Türkiye halklarının ortak iradesi ve gücüyle büyük başarılarla, kazanımlarla buluşturacağız. Bu ülkeyi gerçek bir demokrasiye mutlaka kavuşturacağız. Şimdi biliyorsunuz iktidar, seçimler için takvim arayışındadır. Sürekli papatya falı açıyorlar. Kaybedecekleri günü seçmekte zorlanıyorlar. Onlar için tabi ki zor bir seçimdir. Haziran’dan korkuyorlar, çünkü 7 Haziran sendromları var. Nisan-Mayıs arasında gidip gelen bir ittifak var, AKP ve MHP ittifakı. Gidip de gelmeyeceğiniz tarihi ben söyleyeyim. Bu seçimlerin ikinci turu kesinlikle Haziran’dadır. Haziran’dan kaçamayacağınızı özellikle belirtmek istiyorum.
'TAKVİMLERE UMUT BAĞLAMAYIN'
Onun için takvimlere pek fazla umut bağlamayın derim. Sizi kurtaracak bir gün yoktur. Ya zamanında yapılacak bir seçimde kaybedeceksiniz ya da erkene alacağınız bir takvimde gideceksiniz. Bütün yollar, gidişinize çıkmaktadır. Bunu büyük bir umutla ifade etmek istiyorum. Yazı da çıksa, tura da çıksa bunlar kaybedecekler, boşuna fal bakmayı bıraksınlar. Demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin askıda olduğu, eşit yurttaşlık taleplerinin ağır baskıyla karşı karşıya bulunduğu bir ortamda seçimlere gidiyoruz. Kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere bütün haklarının her gün saldırıyla karşılaştığı, halk iradesinin kayyım darbesi altında tutulduğu, emeğin tarihin en büyük sömürüsüyle, doğanın en büyük talanlarla karşı karşıya olduğu bir iklimde seçimlere gidiyoruz.
'DEMİRTAŞ'I SUSTURABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR'
Sevgili Demirtaş’ı susturabileceklerini sanıyorlar. Demirtaş milyonların kendisidir ve milyonları susturamazsınız. Halkın sesini kesemezsiniz. Halkın sahiplendiği ve umut olarak gördüğü bir siyaseti tecritle, baskıyla, yasaklarla engelleyemezsiniz. O yüzden bir kez daha sorumlu, duyarlı herkese bu kürsüden sesleniyorum: İktidarın tecrit politikasına hep birlikte karşı çıkalım, hep birlikte itiraz edelim. İtirazlarımızı daha fazla büyütelim ki, bu ağır siyasi tecrit koşullarını kırarak, hukuksuzlukların önüne bir an önce geçelim. Bunu ısrarla vurgulamamızın nedeni, iktidarın seçim sürecini ağır siyasi tecrit koşullarında sürdürmek istemesidir. İktidar tecritten aldığı güçle bir yandan hukuksuzluğu, baskı ve yasakları büyütürken, diğer yandan da savaş çığırtkanlığıyla seçim kampanyasını yürütecektir. Bunun sinyallerini yaptıkları açıklamalardan da görüyoruz.
DEMOKRASİ GÜÇLERİNE MÜCADELE ÇAĞRISI
Son günlerde yine Suriye’ye yönelik operasyon açıklamalarına sarılmaya başlamalarının nedeni budur. Görüyorsunuz EYT’liler günlerdir yasal düzenleme beklerken, maaş vermemek için bin bir takla atan iktidarın önceliği ise, bir an önce Suriye’ye girmektir. Kaynakları halka, emekliye, emekçiye değil, iktidarlarının savaşına harcamak için plan yaptıklarını açıklamalarından okuyabiliyoruz. Tüm EYT’li kardeşlerim, emekliler, esnaflar, dar gelirliler bilsin ki, sizden esirgenen her kuruş savaş harcamalarına aktarılmaktadır. Onun için bu savaş politikalarının karşısında en güçlü itirazı yükseltmemiz gereken önemli ve kritik bir süreçten geçiyoruz. Bu seçim sürecinin en güçlü kampanyasını, en geniş demokrasi mücadelesiyle birleştirmemiz gerekir. Tecride, savaşa, talana, yolsuzluğa, hukuksuzluğa hep birlikte karşı çıkalım ki, bu ortak sesi, ortak geleceğin inşa gücüne hep birlikte çevirelim. Çağrım tüm demokrasi güçlerinedir. Tüm yurttaşlarımızadır. HDP’nin durduğu nokta ve yürüttüğü mücadele iktidarın oyun planlarını durduracak en güçlü yoldur.
'GEMİ HER TARAFTAN SU ALIYOR'
Biz bir taraftan iktidarın politikalarıyla mücadele ederken, diğer taraftan da ülkenin siyasi kaderini bizim dışımızdaki siyasal muhalefetin ürkek, çekingen, ortaklaşmaktan ve mücadeleden uzak tutum ve anlayışına da asla terk etmeme kararlığı içerisindeyiz. Her gün kriz ve çatışma üreten tekçilik sistemini kökten değiştirme iddiası yerine, restorasyonla yetinen bir anlayış ülkeyi yine aynı çıkmazlara sürükleyecektir. Mevcut gemi her tarafından su almaktadır. Bir iki yamayla geminin yeni kaptanı olma arzusunun ötesine geçemeyen bir muhalefet anlayışıyla bu gemi kıyıya ulaşmaz, ulaşamaz. Herkesin bunu görmesi gerekir. Herkesin bunu açık ve net bir şekilde görmesi gerekiyor. Şu an ülkenin içine sürüklendiği ağır tablo restorasyonu değil, köklü bir demokratik değişimi, yeni bir başlangıcı çağırmaktadır.
'BAHARI GETİRECEK OLAN ÜÇÜNCÜ YOLDUR'
Bu çağrının sorumluluğunu taşıyan temel güç de, siyaset de HDP’dir ve HDP’nin ittifaklarıdır. İki kutuplu siyasetle bu ülke bir çıkış yakalayamaz. Biri kara kış, diğeri son bahar olan bu iki kutupla bahar bu ülkeye gelmez. Baharı getirecek olan HDP’dir, HDP’nin üçüncü yoludur. Biz tarihi sorumluluğumuzu yerine getirme, tarihi rolümüzü oynama konusunda sonuna kadar kararlıyız. HDP ile aynı kareye girmekten dahi imtina eden bir siyaset, büyük resmi görmekten uzaktır. İşte o büyük resmi yaratan da HDP’dir ve HDP’nin ittifaklarıdır, bileşenleridir, en geniş demokrasi güçleridir. Bu büyük resim; 8 Mart’lardır. Newroz’lardır, 1 Mayıs’lardır. Halktır, halklardır. HDP’nin öngörülü, ilkeli, vizyonlu, gerçekçi siyaseti bugün toplumdaki umutları daha da büyütmektedir. Çünkü HDP’nin gücü de birikimi de bu toprakların mayasından süzülerek bugünlere gelmiştir. HDP bu ülkedeki tüm sorunların gerçek çözüm adresidir. Bu ülkenin can yakan bütün sorunlarını ayrımsız bir şekilde gören ve cesaretle çözüm üreten bir partidir.
'YENİ ANAYASA DÖNÜŞÜMCÜ OLACAKTIR'
Kadın özgürlükçü, eşitlikçi, sivil demokratik, kapsayıcı yeni bir anayasa en büyük dönüşüm olacaktır. Evrensel hakları gözeten, herkesin hak ve hukukunu güvence altına alan bir adalet ve bağımsız, tarafsız hukuk sistemini bu ülkeye kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Kadınlar eşit ve özgür olmadan ülke eşit ve özgür olmaz diyoruz. Onun için kadın mücadelemizi her gün daha fazla büyütüyoruz. Gençlerin yönetim sürecinde aktif rol üstlendiği bir yönetimin inşasını, yine gençlerle yürütmek istiyoruz. Emeğin hakkını teslim eden, kaynakları eşit paylaştıran, sömürmeyen, yoksullaştırmayan, paylaştıkça refahı arttıran bir emek yaşam düzeni diyoruz. Doğa üzerindeki talanı sonlandıran, rant düzenini bitiren yeni bir ekolojik yaşamın yollarını oluşturuyoruz. Bütün bunları hep beraber mücadele ederek, yeri geldiğinde bedel ödeyerek ve ödemeye devam ederek yapacağız. Bunları gerçekleştirebilirsek, yapabilirsek, ancak o zaman ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik ve siyasi kriz çözülebilir.
'BU SEÇİMLER KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞTIR'
Evet, kritik bir seçim dönemi var, bu seçimler köprüden önceki son çıkıştır, en kritik dönemeçtir. Halklarımız demokratik bir ülkede mi? Yoksa yasakçı, baskıcı bir rejimde mi yaşayacaklar? Buna bu seçimde karar verecekler. Evet, bu seçimler yeniyi kurma, güçlü bir başlangıç yapma seçimidir. Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle, barışla ve eşit yurttaşlıkla buluşturma seçimidir. Hakça, eşitçe, özgürce bir yaşamın seçimi olacaktır. Emeğimizi, ekmeğimizi, geleceğimizi çalan soygun düzenine tüm kapıları, tüm yolları kapatma seçimi olacaktır. Bizim olanı kazanma ve kazandırma seçimidir.
'CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZI YAKINDA MÜJDELEYECEĞİZ'
Daha önce de açıkladığımız üzere Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda halklarımıza müjdeleyeceğiz. Kadınların, halkımızın, Türkiye halklarının tüm renklerini, kimliklerini, inançlarını, kültürünü, ortak iradesini, emeğini ve özgürlüğünü temsil eden bir cumhurbaşkanı adayımızla seçimlere gireceğimizin altını bir kez daha kalın harflerle çizmek istiyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasi mücadelemizin tabiki kendi cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Mücadelede varız. Direnişte varız. Siyasette varız! Yarışta varız. Cumhurbaşkanlığında da varız. Ülkeyi yönetme iddiasında da biz varız. Mücadelemizden ve halkımızdan aldığımız bu güçle, yeni dönemin kapılarını bizler açacağız. İnanın ki zaman; Emek ve Özgürlük İttifakı’yla, Kürt ittifakıyla, kadın ve gençlik ittifakıyla başaracağız, HDP ve HDP fikriyatının zamanıdır. Bizim demokrasi anlayışımız, tam da bugün ülkenin ihtiyaç duyduğu bir siyaseti umut olarak halklara sunmaktadır.
'SİZİ İLK SEÇİMDE GÖNDERECEĞİZ'
Bu seçim, sadece bu düzenden kurtulma değil, aynı zamanda demokrasi ve barış içinde adaletli, özgür ve eşit bir geleceği de yeni bir düzeni de birlikte kurmanın yollarını açma seçimidir. Gelecek yıllarımızı güçlü demokrasinin teminatı altına alabilmek için şu 4-5 ayı, tüm zamanların en büyük mücadelesine dönüştürme, sesimizi, sözümüzü her yere ulaştırma zamanıdır. Tarih bizden yanadır! Meydanlar bizden yanadır! Hava bizden yanadır! Rüzgâr bizden yanadır! Umutlar bizden yanadır! Hep birlikte başarmak için çalışalım! Hep birlikte en güçlü çıkarmaya hazırlanalım! 2023’ü HDP’nin zafer yılı yapalım! Şimdi son bir şey söyleyerek konuşmamı bitireceğim. İktidarın küçük ortağı bugün bu kürsüden bize laf etti. HDP’nin kapatılması demokrasi ve adaletin onurudur diye bir söz söylemiş MHP. Genel Başkanı ve AKP’nin küçük ortağı. Ben de diyorum ki asıl sizin ve ortağınızın, Kürt düşmanı siyasetinizin bitirilmesi demokrasinin en büyük onuru olacaktır. Bu onuru da bu ülkeye ilk seçimlerde bizler yaşatacağız. HDP yaşatacak, çünkü sizleri göndereceğiz.” (MA/HABER MERKEZİ)