Siirt'e kayyım atanması Diyarbakır'da protesto edildi

DEM Partili Siirt Belediyesi'ne kayyım atanması Amed Emek ve Demokrasi Platformu tarafından protesto edildi. Açıklamada, "Kayyım politikaları, çözüm sürecine duyulan güveni sarsmakta ve demokrasiye zarar vermektedir" denildi.

Siirt'e kayyım atanması Diyarbakır'da protesto edildi

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR- Amed Emek ve Demokrasi Platformu, DEM Siirt Belediyesi'ne kayyım atanmasını Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde AZC Plaza önünde düzenlediği eylemle protesto etti. Eylemde, 'Halk iradesi gasp edilemez, kayyıma geçit yok' pankartı açıldı, 'Siirt ya me ye, şaredarî ya me ye' (Siirt bizimdir, belediye bizimdir), 'Berxwedan jîyane' (yaşamak direnmektir), 'Bêdengî mirine, berxwedan jîyane' (Sessizlik ölümdür, direnmek yaşamaktır) sloganları atıldı.

'AKP HÜKÜMETİNİN YAPTIKLARI AÇIKÇA DARBEDİR'

Amed Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklamasını dönem sözcüsü Ahmet Baran okudu. Bu sabah yine bir kayyım haberi ile uyandıklarını belirten Baran, "31 Mart seçimlerinden bugüne halkın oylarıyla seçilen Hakkari, Mardin, Batman, Dersim, Halfeti, Akdeniz, Bahçesaray ve en son Siirt olmak üzere 8 DEM Parti'li belediyeye, CHP’li Esenyurt ve Ovacık belediyesine kayyım atandı. Önce halkın seçme hakkını tanımayan, hukuku bir silah olarak kullanıp seçilmişleri cezalandıran, kayyım atayan ardından da demokratik haklarını kullanmalarını engellemek adına Siirt'te 10 günlük etkinlik yasağı getiren AKP hükümetinin yaptıkları açıkça bir darbedir" dedi.

Siirt'e kayyım atanması Diyarbakır'da protesto edildi - Resim : 1
Amed Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Baran

'ÇÖZÜDEN BAHSEDERKEN KAYYIM ATANMASI BÜYÜK BİR ÇELİŞKİ'

AKP hükümetinin uzun süredir antidemokratik uygulamalarla ülkeyi yönettiğine dikkat çeken Baran, kayyım atamaları ile seçimlerin anlamsız hale getirilmeye çalışıldığını söyledi. Baran, "İsminin kayyım olması bu antidemokratik uygulamaların darbe niteliği taşıdığı gerçeğini değiştirmez. Bu sebeple AKP iktidarının uzun süredir ülkeyi darbe yöntemleriyle yönettiğini açıkça ifade etmek gerekir. Türkiye’de son dönemde yürütülen çözüm süreci ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen kayyım atamaları, hükümetin samimiyeti konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Bir yandan çözüm sürecinden ve barış ihtiyacından bahsedilirken, diğer yandan seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanması, demokratik meşruiyet açısından büyük bir çelişki doğurmaktadır. Kayyım atamaları, doğrudan halkın iradesini hedef alan bir uygulamaya dönüşmüştür" diye konuştu.

'MİLYONLARCA İNSANIN İRADESİ YOK SAYILDI'

"2016’dan bu yana 100’den fazla belediyeye kayyım atanmış ve milyonlarca seçmenin iradesi yok sayılmıştır” diyen Baran, şöyle devam etti:

"Bugün de Mardin, Dersim, Akdeniz, Siirt ve Esenyurt gibi belediyelere yapılan müdahaleler, seçimlerin anlamsız hale getirilmeye çalışıldığını göstermektedir. Bu durum, sadece Kürt seçmenlerin değil, Türkiye’de demokratik temsil ilkesine önem veren herkesin sorunu haline gelmiştir. Öte yandan, çözüm sürecinin bir demokratikleşme projesi olup olmadığı konusunda da ciddi şüpheler vardır. Sürecin demokratikleşme ve barış amacından ziyade, siyasi manevralarla belirli kesimleri kontrol altına alma çabası olduğu görüşü, Kürt halkının büyük bir çoğunluğunda karşılık bulmaya başlamıştır. Çözüm sürecine dair oluşan temkinli iyimserlik, Bahçeli’nin 'yeni dönem başlıyor' açıklamasından hemen sonra yapılan kayyım atamalarıyla zedelenmiş, iktidarın güven vermeyen tutumu barış ihtimalini daha da zora sokmuştur.”

'DARBECİ ZİHNİYETE KARŞI SES ÇIKARILMALI'

Türkiye’nin, geçmişte Oslo görüşmeleri ve 2013-2015 çözüm süreci deneyimlerinden ders çıkararak, şeffaf ve hukuki bir zeminde yürütülen bir barış süreci oluşturması gerektiğini vurgulayan Baran, "Kayyım politikaları, çözüm sürecine duyulan güveni sarsmakta ve demokrasiye zarar vermektedir. Eğer gerçekten bir barış ve çözüm süreci yürütülecekse, öncelikle halkın seçme hakkına saygı duyulmalı ve demokratik süreçler korunmalıdır. Bütün insan hakları ve demokrasi kurumlarını bu antidemokratik darbe yaklaşımına karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz. İktidar yıllardır söylendiği darbeci zihniyetin içerisinde olduğunu kabul etmeli ve bu tavrından vazgeçmelidir. Kayyımlara ve darbecilere karşı mücadelemiz devam edecektir" dedi.

Siirt Belediyesi kayyım çözüm süreci demokrasi barış