‘YPG ve DEAŞ’a silah veriyorlar. Elimizde belgeleri var’

Batı’nın ‘Türkiye’yi DEAŞ’a destek vermekle’ suçladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşı suçlamada bulundu. POLİTİKA- Cumhurbaşkanı Tayyip...

‘YPG ve DEAŞ’a silah veriyorlar. Elimizde belgeleri var’

Batı’nın ‘Türkiye’yi DEAŞ’a destek vermekle’ suçladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşı suçlamada bulundu.

POLİTİKA- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekâtı'na ilişkin olarak, "Ne yazık ki PYD’ye, YPG’ye silah desteğini verenler bu güçlerdir. Hepsinin elimizde belgeleri var. DEAŞ’a silah desteğini verenler yine bu güçler" iddiasında bulundu. "DEAŞ’la mücadeleyi verenler biziz. Ama Batı Türkiye DEAŞ’a destek veriyor diyor" diyen Erdoğan, "Suriye’de 3000’e aşkın DEAŞ’lıyı da öldürdük. Ve buna devam edeceğiz çünkü bunlar bizim için tehdi oluşturuyor" diye konuştu.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen Ombudsmanlık Sempozyumu'ndaki konuşmasından satır başları şöyle:

"Gecikmeyle de olsa ilhamını ve köklerini kendi tarihimizden, Osmanlı’dan alan bu kurumun hizmete sunulmasından büyük memnuniyet duyuyorum.

Ancak dikkat ile ifade etmek istiyorum, kamu denetçiliğinin kuruluşu eski Türkiye alışkanlıklarında kimin nasıl konumlandırıldığının tespiti açısından çok önemli. Bu hadise Türkiye’deki yönetim şeklinin değiştirilmesi açısından kritik önemdedir. 2006’da AYM’ye gidenlerin yaklaşımı cumhurbaşkanlığı sistemiyle önüne geçmeye çalışmamızın bir ifadesidir.

Hukuk, anayasa ve yasalar tamamen statükocu ve ideolojik bir bakış açısıyla yorumlandı. Geriye doğru baktığımızda bu anlattıklarımız yıllar önce yaşanmış uzak hadiseler gibi görünüyor olabilir. Bilhassa yabancı misafirlerin anlamakta zorluk çektiğinin de farkındayım. Ancak bu yaşadıklarımız meçhul bir tarihin, uzak geçmişin değil, sadece 3-5 yıl öncesinin olaylarıdır. Emin olun, dik durmasaydık bu ülkede yapılanların onda birini dahi gerçekleştiremezdik.

‘ESKİ TÜRKİYE ARTIKLARI'

Elbette hedeflediğimize tamamen ulaştığımız iddiasında değilim. Bunun uzun bir süreç olduğunun farkındayız. 80 milyonun tamamı 15 Temmuz gecesi devletine sahip çıkmıştır. 40 yıldır devlete sızan bir çete 80 milyonun direnişi sayesinde hezimete uğramıştır. O gece milletimiz demokrasi destanını kanıyla yazmıştır. İnşallah bu süreci hukuk içinde yürütmeye devam edeceğiz. Bunun yanında puslu havada avlanmaktan hoşlanan eski Türkiye artıklarıyla da uğraşıyoruz. Bu süreçte kamu denetçiliği kurumumuza önemli görevler düşüyor.

‘130 BİN GÖÇMEN BOĞULMAKTAN KURTARILDI'

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gereği hep birlikte sahip çıkmamız gerektiğine inanıyoruz. Güçlü olan ülkelerin bu konuda duyarlı olmadığını ifade etmek istiyorum. Öncelikle bu sorunu ortaya çıkaran, insanları sevdiklerini, evlerini terk etmeye zorlayan bu saikleri ortaya koymak şart. Ortada bir sebep yokken kimse kendisini, ailesini, evlatlarını azgın dalgaların arasına atmaz. Sahil Güvenlik Komutanlığı son 2 yılda 130 bin göçmeni denizlerde boğulmaktan kurtarıp ülkemize getirdi.

Varil bombalarından, silahlardan kaçan bu insanları evimizde misafir etmeye devam edeceğiz. Bunu insani bir görev telakki ediyoruz. Onlar bombalardan kaçarken, Batı tel örgülerle kapısını kaparken aynı şeyi biz yapamayız. Buna ne vicdani, ne İslami, ne insani hiçbir anlayış yer vermez. Aylan bebekleri ölüme getiren meselenin tespitini yapmadan bu meselede yapılacakları da doğru tahmin edemeyiz.

Tartışma başlıklarının belirlenmesinde, kamu kurumlarının yanında insani yardım kuruluşlarının katkılarının alınmasını da çok değerli buluyoruz. Bu kuruluşların temsilcileri çocukların umutlarını karartan uçaklara, varil bombalarına, hapishanelere ilk elden şahit oluyorlar.

Anadolu, şu topraklar bir göçmen yurdudur. Yüzyıllardır bu topraklar ülkelerinde şiddet gören mazlumlar için güvenli bir liman olmuştur. 500 yıl önce Musevilerden, Hristiyanlara, Çerkeslere tüm ezilenler bu ülkede korunaklı bir çatı bulmuştur. Belde-i emindir Türkiye, mazlumlar için güven yurdudur. Burası göze sezdirmeden gözyaşı silen dostların ülkesidir. Bizim milletimiz dil, din, etnik ayrım gözetmeden bağrına basmıştır. Biz yaşamanın, ayakta kalmanın yolunun yaşatmaktan geçtiğine inanıyoruz. Bu anlayışla 6 yıldır Suriye ve Irak’tan gelen komşularımıza sahip çıktık.

‘SURİYE'DE ÜÇ BİN DEAŞ'LIYI ÖLDÜRDÜK'

Üzülerek belirtmek istiyorum. Türkiye’nin çabalarının onda biri maalesef gelişmiş ülkeler tarafından gösterilmedi. Her fırsatta ülkemize hukuk dersi veren ülkeler Suriye gibi ülkelerde en temel insan hakkının ihlal edilmesine niye sessiz kalmıştır. Ülkemizin yıllardır ısrarla dile getirdiği güvenli bölge teklifi duymazdan gelinmiştir.

İkili yaptıkları görüşmelerde "Gayet güzel fikir" diyorlar. "Hadi yapalım" dediğimde unutturma politikası güdüldü. Ne yazık ki PYD’ye, YPG’ye silah desteğini verenler bu güçlerdir. Hepsinin elimizde belgeleri var. DEAŞ’a silah desteğini verenler yine bu güçler. DEAŞ’la mücadeleyi verenler biziz. Ama Batı Türkiye DEAŞ’a destek veriyor diyor. Mücadeleyi veren biziz. Şu anda Suriye’de şehitler verdik, ÖSO şehitler verdi. Ama bizler Suriye’de 3000’e aşkın DEAŞ’lıyı da öldürdük. Ve buna devam edeceğiz çünkü bunlar bizim için tehdi oluşturuyor."

erdoğan silah DEAŞ ypg Batı suçlama