Yücel'den Şimşek'e 'locals' eleştirisi: AKP'nin kaymak tabakası hariç herkesi kastediyor
Artı Gerçek - CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kullandığı 'yerel halk' ifadesini sert sözlerle eleştirdi. "Bu 'Yerel halk' ne demek değerli arkadaşlar? AKP'nin ekonomiyi düzeltmesini beklediği Mehmet Şimşek adeta sömürge valisi gibi konuşuyor" diyen Yücel, "Herhalde; 22 yıldır iktidar olmanın nimetlerinden faydalanan AKP’nin Creme de la Creme - kaymak tabakası hariç geri kalan herkesi kastediyor. Yerel halk değil, Sayın Şimşek Türk Halkı, Türk milleti. 100 yıllık Cumhuriyet ve vatansever Türk milleti bu tavrı hak etmiyor" ifadelerini kullandı.
Yücel, genel merkezde Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığında Merkez Yönetim Kurulu toplantısı devam ederken düzenlediği basın açıklamasında şunları söyledi:
BAZI BELEDİYELER GİDERAYAK YAĞMALANMIŞ, TALAN EDİLMİŞ: Yerel seçimlerin sonunda 14 büyükşehir, 21 il merkezi olmak üzere toplam 35 ilde belediyeleri kazandık. 314 ilçeyi CHP’li belediye başkanları yönetecek. Yüzde 38 oy oranına ulaşarak partimizi hep birlikte birinci parti yaptık. CHP artık toplumun her kesiminden oy alabilen bir siyasi partidir. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Göreceksiniz, iktidar yolunda ilerleyen CHP ve CHP’li belediyeler önümüzdeki 5 yıl boyunca halkımıza en güzel hizmetleri götürecek. Ancak kazandığımız belediyelerde inanılmaz bir israf tablosu ortaya çıktığını da bilmenizi isterim. Bazı belediyeler giderayak yağmalanmış, talan edilmiş. Hemen hemen tüm belediyelerin milyonlarca liralık borcu yeni belediye başkanlarının sırtına yüklendi. Bu kadar para nerelere harcandı? Hangi vakıf, hangi dernek, hangi medya gruplarına ne kadar kaynak aktarıldı? Kaç paralık çerez, kuru yemiş alındı? Kimlere hangi ballı ihaleler verildi. Bunların hepsi yeri ve zamanı geldiğinde kamuoyuyla paylaşılacak.
AKP İKTİDARI VE YÖNETİM KADROSU İSRAİL KONUSUNDA KONUŞTUKÇA BATIYOR: Bir söylediği bir söylediğini tutmayan AKP iktidarı ve yönetim kadrosu İsrail konusunda konuştukça batıyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 27 Mart'ta bir televizyon programında İsrail ile ticaret yapılmadığını savundu, bunu eleştirenleri de 'MOSSAD ajanı' olmakla suçladı. Aynı Ömer Bolat 28 Mart’ta yani bir gün sonra katıldığı bir başka programda 'Hükümet olarak kamu kurumları, devlet şirketleri asla İsrail firmaları ile ticaret yapmıyor' dedi, hatta baş yandaş bir gazetede 8 Nisan 2024 tarihinde 'İsrail ile ticaret koca bir yalan' başlığıyla haber yapıldı. Sonra ne oldu? Ticaret Bakanlığı 9 Nisan’da bir açıklama yaptı ve İsrail ile 'olmadığını iddia ettikleri' ticarete kısıtlama getirdi. Tarih 20 Nisan 2024’ü gösterdiğinde; AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi katıldığı bir programda, İsrail'le yapılan ticareti 'zarar veren' ve 'vermeyen' diye ayırarak yaptıklarına iki yüzlülüğe kılıf bulmaya çalıştı. Şu sözlere bakın. İsrail'in Müslümanlara yaptığı bebek katliamını nefretle kınıyorlarmış ama İsrail serbest ticaret anlaşmasından da vazgeçemezlermiş. Neden? Çünkü; altı satıp bir alıyorlarmış. Ayıptır, günahtır. Bir taraftan Gazze mitingi yap bir taraftan gelsin yeşil dolarlar. Bir taraftan büyük Filistin mitingi yap. Diğer taraftan altı sat, bir al. AKP zihniyetine göre, masum insanlar ölebilir, çocuklar, siviller ölebilir ama ticaret devam eder. 'Meydanlarda insanları toplarız, iki nutuk atarız, kitlelerin, insani ve vicdani duygularını okşarız, biraz inanç ve din sömürüsü yaparız ama ticaret devam eder, dolarlar akmaya devam eder.' Neden? Çünkü altı satıp, bir alıyorlar. İsrail Uluslararası Adalet Divanında soykırım suçlamasıyla yargılanıyor. Nihat Zeybekçi ise soykırım suçu için 'Eyvallah ama...' diyor. Yalnız AKP'lilere söyleyelim. Artık herkes bu yalanların, bu riyakarlıkların ve iki yüzlülüğün farkında. AKP’li yetkililerin, Saraydaki Göbels özentisi danışmanların, medyadaki trollerin bu çelişkili ve manipülatif açıklamalarına artık kimse inanmıyor.
CEMEVİ KÜLTÜR SANAT KURUMU YA DA TANITIM OFİSİ DEĞİLDİR, İBADETHANEDİR: Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bir yönetmelik yayımlandı. Cemevlerinin aydınlatma giderlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden ödenmesinde uygulanacak usul ve esaslar düzenlenmiş. Cemevlerini hala Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesi altında tutarak alevi yurttaşlarımızın ibadetlerine ve alevilik inancına bir kültürel değer muamelesi yapan zihniyet, lütfetmiş ve cemevlerinden -eğer şartları sağlarsa- aydınlatma gideri almayacakmış. Bir kere Cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde işi ne? Cemevi kültür sanat kurumu ya da tanıtım ofisi değildir, ibadethanedir. Tekrarlayalım, cemevleri ibadethanedir. Alevilik de kültürel bir etkinlik değil, inançtır. Cem ve semah da birer kültürel aktivite değil, ibadettir. Şatafatlı sofralara, makam araçlarına, yurtdışı toplantılarına akıttığınız Diyanet bütçesi ne güne duruyor? Aleviler vergilerini ödüyor ama Diyanetten haklarını alamıyor. CHP iktidarında, hiç kimse inançları ve etnik kimlik kökeni nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ötekileştirmeye son vereceğiz. Toplumdaki her kesim, bu ülkeye aidiyet duygusunu sonuna kadar hissedecek.
KENT LOKANTASI PROJEMİZİ AKPLİ BELEDİYELER UYGULAMAYA BAŞLADI: AKP iktidarı seçim şokunu hala atlatamadı. 'Kent lokantası oy mu kaybettirir' diyen bir genel başkanla, daha çok şok yaşarlar. CHP olarak her konuda öncü olmaktan mutluluk duyuyoruz. CHP'nin ısrarlarıyla emeklilere bayram ikramiyesi geldi, taşeron işçilerimizin kadro sorunu büyük ölçüde çözüldü, EYT sorununu gündemden düşürmedik, kısmen çözüldü. Şimdi de kent lokantası projemizi AKP'li belediyeler uygulamaya başladı. Gaziantepli vatandaşlarımız da 'Kent Lokantası Projesi' sayesinde dört kap yemeği 40 liraya yiyebilecek. Fatma Şahin gibi diğer AKP’li belediye başkanlarını da bizi takip etmeye çağırıyoruz. CHP'yi ve CHPli Belediyeleri takip etmeye devam edin. Çünkü; her şey çok güzel oluyor.
BAKANINIZİN TABİRİNİZLE SİZ BU 'YEREL HALK'A YENİLDİNİZ SAYIN ERDOĞAN: AKP’nin her bir şeyi çok bilen ekonomist genel başkanı Kent Lokantaları’na yenik düştü. 10 bin lirayla geçinin dediniz. Emekli vatandaşlarımızla dalga geçtiniz, açlığa mahkûm ettiniz, emeklilere yenildiniz Sayın Erdoğan. Asgari ücretin altında kira kalmadı. Ev demeye bin şahit isteyen, dört duvarı olan üstü kapalı bir bina bile, durduğu yerde asgari ücretli bir işçiden daha fazla para kazanır oldu. Bir işçinin ödeyemediği ev kirasına yenildiniz. Ekonomik darboğazın huzur bırakmadığı ailelere, buzdolapları bomboş, tencere kaynamayan evlere, geleceğinden umudu kesmiş gençlere, yarınını göremeyen annelere, babalara, parasızlığın, mutsuzluğun, kapana kısılmışlığın sebep olduğu asık suratlara, çaresiz bakışlara yenildiniz Sayın Erdoğan. Bakanınızın tabirinizle siz bu 'Yerel halk'a yenildiniz Sayın Erdoğan. Bu 'Yerel halk' ne demek değerli arkadaşlar? AKP'nin ekonomiyi düzeltmesini beklediği Mehmet Şimşek adeta sömürge valisi gibi konuşuyor. Herhalde; 22 yıldır iktidar olmanın nimetlerinden faydalanan AKP’nin Creme de la Creme - kaymak tabakası hariç geri kalan herkesi kastediyor. Yerel halk değil Sayın Şimşek Türk Halkı, Türk milleti. 100 yıllık Cumhuriyet ve vatansever Türk milleti bu tavrı hak etmiyor.
ŞİMŞEK'İN BAHSETTİĞİ ZORUNLU TASARRUF KİMİN CEBİNDEN YAPILACAK?: Aynı Hazine ve Maliye Bakanı geçtiğimiz günlerde 'Harcamaları mümkün olduğu ölçüde kontrol edip kesintiye gideceğiz' dedi biliyorsunuz. Peki biz de soralım. Bu zorunlu tasarruf kimin cebinden yapılacak? Ortada yıllarca borcu ödenecek, dolarla avroyla ödeme garantisi verilmiş plansız projeler var. Holdingler için sürekli vergi afları çıkarılıyor. Onlar anladığımız kadarıyla tasarruf kapsamında değil. Peki kim ödeyecek bu faturayı? Mehmet Şimşek’in deyimiyle 'Yerel Halk.' Yani mahallenin bakkalı, okulun yanındaki kırtasiye sahibi, gençlerin kahve içmek için gittiği kafenin sahibi ödeyecek hesabı. Menüyü hükümet hazırladı, yemeği yandaşlar yedi, sömürge valisi gibi konuşan Mehmet Şimşek de hesabı halka ödetecek. Kamuda tasarruf sağlanacak mı? diye sorsak onun da yanıtı belli. 'İtibardan tasarruf olmaz' diyecekler. Saatlerini, yemeklerini, pahalı çantalarını gösterecekler.
AKP SEBEP, HUKUKSUZ UYGULAMALAR SONUÇTUR: İtibardan tasarruf olmaz diyen, Mehmet Şimşek birkaç gün önce IMF Başkan Yardımcısı ve Avrupa Direktörüyle görüştü. Görüşmenin ardından IMF Avrupa Direktörü Alfred Kammer 'Türkiye'deki yürürlükte olan programı destekliyoruz' dedi. Buradan görüyoruz ve anlıyoruz ki; Türkiye IMF'siz IMF programı uygulanıyor. AKP genel başkanından bakanlarına kadar hepsi kendileri dışında bir sorumlu bulma ve yanlış politikalarının bedelini başkalarına ödetme derdinde. Hazine Bakanı, ekonomik buhranın acı faturasını halka ödetmek istiyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan da, ekonomideki kendi başarısızlıklarının faturasını başkalarından çıkarmaya çalışıyor. Ona göre sorumlu, kimi zaman marketler, kimi zaman büyük şirketler. Utanmasalar, kiraların emlakçılar yüzünden, altın fiyatlarının da kuyumcular yüzünden arttığını iddia edecekler. Serbest piyasa ekonomisi dediler, CHP’li belediyelerin sosyal devlete yönelik hizmetlerini kendilerince küçümsediler. 'Kent lokantası da neymiş' dediler ama kendileri market kurdu. AKP’nin Genel Başkanının 'Kâr amaçlı kurulmadı' dediği Tarım Kredi Marketleri meğer fahiş fiyatları bayağı seviyormuş. market 2023‘te bir hayli kar elde ettiği gibi, yöneticilerine de 5 milyon liralık menfaat sağlamış. Neyse ki ülkede namuslu, işinin ehli, bağımsız denetim firmaları var da biz de gerçekleri öğrenebiliyoruz. AKP, istediği kadar hedef şaşırtmak istesin bu halk, derinleşen yoksulluğun sebebinin, ayyuka çıkan yolsuzluğun, artan işsizliğin, bir avuç yandaşı zenginleştirip, yaşadıkları şatafatlı hayatın, bu talan düzeninin sebebinin AKP olduğunu biliyor. Halk şunu artık çok iyi biliyor. AKP sebep, hayat pahalılığı sonuçtur. AKP sebep, yolsuzluk ve yoksulluk sonuçtur. AKP sebep, ekonomik buhran sonuçtur. AKP sebep, liyakatsizlik sonuçtur. AKP sebep, hukuksuz tüm uygulamalar sonuçtur."
ŞİMŞEK NE DEMİŞTİ?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu'nda yaptığı konuşmada, "Türk varlıklarına çok güçlü bir ilgi var. Yerel halkı (locals) enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor" dediği aktarılmıştı.
'Yerel halk' ifadesi ise tartışmalara neden olmuş, bazı ekonomistler bunun, uluslararası yatırım analistlerinin yine uluslararası yatırımcılara yazdıkları raporlarda yerleşik ve yerleşik olmayan mali yatırımcıları tanımlamakta kullandıkları bir ifade olduğuna dikkat çekmişti. (HABER MERKEZİ)
Hazine Bakanlığı'ndan 'locals' açıklaması: Hayretle izliyoruz