'İnsanların, hasta değilse bile hastaymış algısı oluşturulup, hastaneye başvurmaları sağlanıyor'

'İnsanların, hasta değilse bile hastaymış algısı oluşturulup, hastaneye başvurmaları sağlanıyor'
Nazan Karacabey: Bir hekim ne kadar çok hastaya bakarsa, ne kadar çok işlem yaparsa o hastaya, o kadar çok ek ödeme alıyor. Bu insanları sağlık talebi almaya teşvik etmek demek.

ARTI GERÇEK- Ses Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey, ARTI TV'de ekrana gelen Nazım Alpman'la Gün Başlıyor programına konuk oldu.

Karacabey, sağlık emekçilerinin yüzde 3'lük "kuru ekmek zammı"nı kabul etmediği için bordro yakma eylemi gerçekleştirdiklerini söyledi.

'İKİNCİ DOZ AŞI PLANIYLA İLGİLİ KAYGILARIMIZ VAR'

İkinci doz aşılarla ilgili kaygılarını dile getiren Karacabey, "Biz alanda kendi arkadaşlarımızdan bile çok zor geri dönüş alabiliyoruz. Bunun da en büyük nedeni şeffaflıktan uzak bir yönetimin sergilenmesi. İkinci doz aşıların 28. günde mutlaka olunması gerekiyor. Buna dair de çalışma yapılmıştır diye umuyor ve güvenmek istiyoruz. Sadece sağlık çalışanları açısından değil, toplum sağlığı açısından da ok önemli. Bir de bu aşıların dağıtım ve uygulama süreci var, bu sürecin nasıl işleyeceğine dair net bir bilgi yok. Yine aile hekimleri aracılığıyla yapılacaksa gerçekten sıkıntı olacak çünkü filyasyon sürecinde de gördük ki aile hekimliklerine pandemi boyunca çok iş yüklendi. Böyle kaygılarımız var açıkçası" dedi. 

'EKİPMAN SORUNU NEDENİYLE TUVALET İHTİYACINI GİDEREMEYEN ARKADAŞLARIMIZ OLDU'

"Koruyucu ekipman meselesi pandeminin ilk döneminde bizler için en can yakıcı meseleydi. Ve sağlık meslek örgütlerinin, SES'in çok ciddi girişimleriyle bunun bir miktar önüne geçilebildi. Bugün hâlâ birçok yerde nitelikli malzemeye erişim sıkıntısı var" diyerek sağlık çalışanlarının sorunlarına değinen Karacabey, "Evet, belki koruyucu ekipman meselesi zamanla giderildi ama 24 saatlik uzun mesailer, zaten yorgun olan sağlık emekçileri yetersz sayıda pandemiyi karşıladılar. İnsanüstü bir gayretle, sadece ekipman kıtlığı değil, artan iş yükü ve mobbingle de mücadele etmek zorunda kaldılar. Bir de şunu altını çizmek lazım, bu koruyucu ekipmalar erkek çalışanlar için tasarlandığından çoğu yerde kadın sağlık çalışanlarının ekipman uyumluluğu konusunda sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Maskeleri, tulumları bantlayarak kullandıklarını biliyoruz. Bazı sağlık çalışanları sırf bu yüzden su içmeden çalışıyordu ki tuvalet ihtiyacı doğmasın. Koruyucu ekipman dahilinde çalışma alanına yansıyan sıkıntılar bunlar aynı zamanda" diye konuştu.

'İNSANLAR HASTA DEĞİLKEN HASTAYMIŞ ALGISI OLUŞTURALARAK HASTANEYE BAŞVURMALARI SAĞLANIYOR'

Karacabey, "Özellikle 'Sağlık'ta Dönüşüm Programı'yla birlikte çok ciddi bir kışkırtılmış sağlık talebiyle karşı karşıya kaldık. Bu program, bir performans sistemini beraberinde getirdi. Performans sistemi bir puanlama sistemi" diyerek sağlık hizmetinin geldiği noktayı şu sözlerle aktardı:

"Bu da şu demek: Bir hekim, hekim üzerinden yürüyor bu sistem, ne kadar çok hastaya bakarsa, ne kadar çok işlem yaparsa o hastaya o kadar çok ek ödeme alıyor, döner sermayesine o kadar çok para yatıyor. Bu insanları sağlık talebi almaya teşvik etmek demek. Yani hastalığın tanımını, sağlıklı kalmanın tanımını değiştirerek yaşadığı her durumun hastalık değilken hastalık gibi algılanmasını sağlayarak hastaneye başvurmasını sağlıyor bu sistem. Kısa sürede bitmesini beklediğiniz tetkik süreci günlerce uzayabiliyor. Yani bir tetkik isteniyor, sonra onun ileri tetkiki, onun ileri tetkiki isteniyor. İşte bu kışkırtılmış sağlık talebi demek. Ve bu işler yürürken sağlık ocakları sistemi aile hekimliği merkezlerine dönüştürülerek, koruyucu sağlık hizmeti neredeyse yok sayıldı. Pandeminin bu kadar kontrolsüz ilerlemesinin, halk sağlığının bu kadar ötelenmesinin en büyük sebebi de bu kışkırtıcı sağlık talebine sadece tedavi edici sağlık hizmetiyle cevap verme çabası ve koruyucu sağlık hizmetlerinin görmezden gelinmesidir." 

Öne Çıkanlar