İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Erdoğan: Bakanlıkla birlikte planlama yapabilseydik gönüllü hekimleri yönlendirebilirdik

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Erdoğan: Bakanlıkla birlikte planlama yapabilseydik gönüllü hekimleri yönlendirebilirdik
İstanbul Tabip Odası Başkanı, Prof. Dr. Nergis Erdoğan, "Sağlık Bakanlığıyla birlikte bir planlama yapabilseydik, ortak bir havuz oluşturabilseydik, gönüllü hekimleri ihtiyaç doğrultusunda bölgelere yönlendirebilirdik" dedi. Erdoğan salgın uyarısı yaptı.

Esra ÇİFTÇİ


İSTANBUL - Maraş'taki iki büyük depremin yol açtığı yıkımda arama kurtarma çalışmaları sürerken, bir yandan da sağlık hizmetleri konusunda sorunlar yaşanıyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları deprem bölgesinde sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinde Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleriyle koordinasyon içinde olmaları gerektiği yönünde açıklama yaptı. Açıklamada, deprem bölgesine malzeme ve insan gücü ulaştırma konusunda yetkili sayılmaları, engellenmemeleri gerektiği belirtildi.

'SAĞLIK ÖRGÜTLERİ DEPREM SAĞLIK HİZMETİNDE RESMİ OLARAK YER ALMALI'

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, bu konuda Artı Gerçek'e bilgi verdi.

Erdoğan, bütün doğal afetlerin insan sağlığını doğrudan tehdit ettiğini, bunun için de en başta hekim ve sağlık örgütlerinin deprem sağlık hizmeti planlamasında resmi olarak yer almaları gerektiğini söyledi:

“Sağlık örgütleri, tıbbi işleyişi iyi biliyorlar. Korucuyu sağlıktan, sağlık hizmetinin planlamasına kadar her konuda gelişmiş uzmanlara sahipler. Hem eğitimliler hem sahada ihtiyacın ne olduğunu biliyorlar, hem de planlamalara hâkim insanlar. Depremin yaşandığı andan itibaren koruyucu sağlık hizmetleri planlarının içinde söz ve karar sahibi olmaları gerekiyor."

'ÜÇ GÜNDE 1200 HEKİM BAŞVURDU'

Deprem yaşanan bölgelere gitmek için İstanbul Tabip Odası’na 1200 hekimin gönüllü başvurduğunu söyleyen Prof. Dr. Nergis Erdoğan, bu hekimleri doğrudan deprem bölgesine gönderemediklerini anlattı:

“Gönüllü başvuru yapan hekimleri önce Sağlık Müdürlüğüne iletmek zorundayız. Halbuki Sağlık Müdürlükleriyle, Sağlık Bakanlığıyla birlikte bir planlama yapabilseydik, ortak bir havuz oluşturabilseydik, gönüllü hekimleri ihtiyaç doğrultusunda bölgelere yönlendirebilirdik. Durum böyle olunca gecikmelere ve hizmetin aksamasına neden oluyor. Çünkü hekimler Sağlık Müdürlüklerine değil, direk bize müracaat ediyorlar. Yine bölgedeki meslektaşlarımız yaşanan eksikleri bize iletiyorlar. Dolayısıyla yetkimiz olsa, doğrudan hekimleri bir merkezden birlikte yönlendirebilirdik.

'GÖNDERDİĞİMİZ TIBBİ MALZEME VE İNSAN GÜCÜ ENGELLENEBİLİYOR'

Erdoğan, gönüllü hekimlerin deprem bölgesine gitmek istemelerine rağmen bir yetkilerinin olmadığı için engellendiğini de aktardı:

“Bizim bir yetkimiz yok. Ellerine en fazla “bu hekim Tabip Odası tarafından gönüllü olarak gelmektedir” diye bir yazı veriyoruz ama bunun da hiçbir geçerliliği yok. Halbuki bizim gönderdiğimiz insanlar hekim ve yanı sıra tıbbi malzeme desteği de gönderiyoruz. Bunların sorgusuz sualsiz geçmesi gerekiyor. Bizi engelleyebiliyorlar. Afat ve benzeri kurumlar tarafından. Geçişte de engelleyebiliyorlar. Oysa birlikte hareket etsek, ortak hareket etsek daha etkili olur."

'AYLAR BELKİ DE YILLAR SÜRECEK BİR ONARIM GEREKİYOR'

Deprem de yaşanan felakette yapılacak tüm hizmetlerin uzun vadeli olacağını söyleyen Erdoğan, uzun soluklu düşünmek gerektiğinin altını çiziyor:

“İnsanlar şimdi duygusal, her türlü yardımda, her türlü girişimlerde bulunurlar ama aradan bir ay geçer insanlar dönüp işlerine bakarlar. Fakat bölgedeki sorun çözülmez. Dünyanın gördüğü en nadir bir o kadar vahim felaketlerden birisini yaşıyoruz. Bu aylar belki de yıllar sürecek bir onarım. Gerek yardım bakımından gerekse de sağlık hizmeti planlaması bakımından. Yine önemli olan bir sorun da bir sürü giden malzeme telef oluyor. Deprem bölgelerinde geniş depoların tutulması, gerekirse de yenisinin yapılması gerekiyor. Oraya yığınak yapmak ve bunları uzun vadede planlayarak dağıtmak gerekiyor. Aynı zamanda insan gücünü de iyi planlamak gerekiyor. Bu ağır süreci aylar belki de yıllara yaymak gerekiyor."

'İSTANBUL TABİP ODASI OLARAK GÖNÜLLÜ HAVUZU OLUŞTURDUK'

Prof. Dr. Nergis Erdoğan, İstanbul Tabip Odası olarak gönüllü hekim havuzu oluşturduklarını, Sağlık Müdürü ve Vali ile görüştüklerini de anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Enteresan bir şey oldu. İlk kez Sağlık Müdürü ve Vali tarafından çağrıldık, çığlımıza cevap gibiydi bu çağrı. Vali bey birlikte çalışabileceğimizi, konteyner kentler kurulabileceğini söyledi. Biz de insan gücü olarak her türlü destekte bulunabileceğimizi belirttik.

Biz nakdi yardım toplayamıyoruz. Valilik hiçbir şekilde izin vermiyor buna. Meslektaşlara bağış çağrısı yaptık. Beklediğimiz çok üstünde bir bağış geldi. Bölgedeki meslektaşlarımızın barınması için, ayrıca gönderdiğimiz tıbbi malzemeleri koymak için konteynır alalım dedik ve önce bunu planladık. 16 tane konteynır aldık, ayrıca 4 tane de karavan kiraladık. Bunlardan ikisi Adıyaman’a, ikisi Hatay’a tıbbi malzemeler ve hekimlerle birlikte yola çıktı. Araçlar kiraladık yerlerinde tespit ve eksiklikleri tamamlamak için. Şunu da söyleyeyim, tuvalet çok büyük bir sorun. Konteynırlarla birlikte 4 tane tuvalet de gönderiyoruz. Tabi bir de en önemli sorunlardan birisi de konteynırlara yer bulmak."

'SALGIN HASTALIKLAR HER TÜRLÜ AFET DURUMUNDA BEKLENİR'

Deprem sonrası yaşanacak salgın hastalıklara da değinen Erdoğan, enfeksiyon ve halk sağlığı uzmanlarının önerileri doğrultusunda davranılması gerektiğini önemle vurguluyor.

“Enkazın bir an önce kaldırılması gerekiyor. Oradan salgın riskinin yayılması çok fazla. Kemirici hayvanların olması ve salgının içme suyuna yayılması gibi tehlike var. Yine ishal başta olmak üzere enfeksiyonlar ortaya çıkacak. İçme suyunun dezenfekte edilmesi şart. Ayrıca hijyenik önlemlerin insanlara anlatılması gerekiyor ve bunlara da uyulmasının sağlanması, destek olunması gerekiyor. Salgın hastalıklar her türlü afette beklenen durumlar. Son olarak şunu da ekleyeyim, bütün inşaat faaliyetleri durmalı ülkede. Bütün güç deprem bölgesine yönlendirilmeli. Birlerce ev yıkık ve onların altında yüzlerce insan var, oralardan yayılacak enfeksiyon da devasa olabilir."

Öne Çıkanlar