Akşener seçimini yapmalı

Akşener seçimini yapmalı
Artı TV'de yayımlanan Söz Sırası programının konuğu HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü oldu.

Ertuğrul KÜRKÇÜ


ARTI GERÇEK-Türkiye büyük bir değişimin arifesinde. Halklarımız, şiddet ve gericiliğiyle 12 Eylül rejimini fersah fersah geride bırakan bir diktatörlüğü tarihe gömme anına yaklaşıyor. İktidarın toplumsal ve politik desteği eriyor. Avrasya Araştırma'nın son anketine göre; AKP'nin oyu yüzde 35,4'e, MHP'nin ise yüzde 8,3'e düşmüş durumda. Muhalefette ise; CHP yüzde 22, İYİ Parti yüzde 16,5, HDP yüzde 11,3, DEVA yüzde 2,9, Gelecek yüzde 1,2 ve Saadet Partisi yüzde 1. Aritmetik şunu gösteriyor, yarın seçim olsa iktidar yüzde 43.7'de kalırken, muhalefet yüzde 54.9 ile Türkiye'nin yönetimini devralabilecek. 

Bu gelip geçici bir eğilim değil. Rejimin düşüşü 2019 yerel seçimlerinden beri istikrarlı bir şekilde sürüyor. Rejim partileri ekonomik ve mali krizin üzerine binen Covid-19 krizini yönetemediler, kaçınılmaz sona sürükleniyorlar. Erdoğan büyük olasılıkla 2023'ten de önce kaybetmesi kaçınılmaz bir seçime girmeyi kabullenmek zorunda kalacak. 

Toplumsal muhalefet bu hesaplaşma için tutumunu belirliyor. Seçim yolunu açık tutmak ve birinci ya da ikinci turda ortaklaşılan aday çevresinde toplanarak Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığından indirmek düşüncesi yaygın olarak paylaşılıyor. 31 Mart 2019'da Ankara, İstanbul, Adana, Mersin ve Antalya'da tecrübe edilen bu yöntem özellikle sonuçlarının ile hile ve hurdaya dayanıklılığıyla da muhalefet için önemli bir kazanımdı. 

Bugünün sorusu şu; muhalefet genel seçimlerde de aynı yoldan devam edebilir mi? İktidar, muhalefet dinamiklerinin anlamlı bir koalisyon kurmasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Hile, şiddet, yalan ve iftira kampanyaları, manipülasyonlar, provokasyonlar, şok edici saldırılar... Her yola başvurmaları, her muhalefet dinamiği için ayrı adrese teslim tertiplenerek gelişmeleri beklenir. Dil ağrıyan dişi kurcalar misali, sadece muhalefet partilerinin yöneticilerine değil, HDP örneğinde görüldüğü gibi seçmenlerini de hedef almayı tasarladıkları artık saklanamıyor. Peş peşe ağızlardan kaçıyor. Ancak toplumsal muhalefet kuru gürültüye pabuç bırakmayacak. 

Rejimin şiddeti Temmuz 2015'ten bu yana hız kesmedi ama halk da teslim olmadı. Şimdi rejimin sonuna yaklaştığının kokusu alınmışken kisme geriye adım atmayacak, direniş güç kazanacak. Rejimi yenmek gerçekleşebilir bir hayal halini aldıkça, insanlar parlayıp sönen durumlardansa uzayan bir mücadele stratejisini daha çok benimsemeye hazırlar. Bu evrede muhalefetin karşısındaki en ciddi risk, iktidarın şiddet ve hileleri değil muhalefet bloğunun zaafları. Özellikle İYİ Parti'yi içten içe kemiren Kürt ve HDP düşmanlığı. 

İYİ Parti, Türk milliyetçilerinin gelir ve eğitim düzeyi nispeten yüksek, kıyılarda ve büyük kentlerde yaşayan, nispeten daha istikrarlı toplumsal katmanlarına dayanan kesimlerin siyasi tercihlerinin ifadesiydi. Böyle doğdu ve MHP'den böyle koptu. İYİ Parti tabanı toplumsal karakterinin doğası gereği, lümpenlikten uzaklaşmış, macera ve şiddete mesafeli bir siyaset tarzı arayışında. Bu tabanın talepleri, Akşener ve partisini başkanlık rejimi ile karşı karşıya getirdi. İYİ Parti istese de istemese de, parlamentoda CHP, parlamento dışında HDP ile aynı hat üzerine düştü. Millet İttifakı'nın 2018 cumhurbaşkanlığı ve 2019 yerel seçimlerinde HDP seçmenine hava gibi su gibi muhtaç olması ve halk arasında oluşan siyasi mütareke havası İYİ Parti'yi terbiye etti. HDP'yi de Batı'nın büyük kentlerinde güttüğü AKP'ye kaybettirme taktiği gereğince İYİ Parti'ye yönelik uygun bir dil benimsemeye zorladı. 

Ne var ki bu consensus bir yıldır topallıyor. Akşener'in kendisi de dahil olmak üzere, İYİ Parti sözcüleri her fırsatta HDP'ye yönelik bir karalama ve dışlama kampanyası sürdürüyor. HDP'nin meşruiyetini gölgelemek için rejim sözcüleriyle yarışa tutuşuyorlar. Bu kendisini koyvermişlik öyle tuhaf hal aldı ki Akşener 8 Mart'ta İmamoğlu'nun kendisiyle kadın ve parti lideri olarak HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ı eşitlemesine tahammülsüzlüğünü açığa vurmaktan hiç imtina etmedi. MHP bakiyesi Kürt düşmanı, ırkçı, erkek fanatiklerinin alkışları uğruna HDP seçmeni ile, Kürt halkı ile ve kadın dünyasıyla muhalefet bloğu arasına bir kama sokmayı liderlik saydığını gösterdi. 

Akşener ve İYİ Parti kurmayları unutmuş olsalar ya da hiç akıllarına getirmek istemeseler de artık hakikate uyanmanın zamanı. İktidar bloğunu alaşağı etmek, muhalefetin bütün dinamiklerini, en küçüğü ve zayıfı dahil rejim karşısında bir hizada tutmakla mümkün. HDP bu dizilişin kilididir. Bu nesnel bir hakikattir. İYİ Parti'nin kabul ya da reddine bağlı değildir. Akşener ve partisi HDP'yi dışlayarak, HDP'nin siyasi sözcülerini istiskal ederek, HDP'ye yönelik iktidar tertiplerine ortaklık seçeceğini değerlendirerek, Kürtlerle bir diyaloğu sürdürebileceklerini ya da bir diyalog olsun olmasın Kürtlerin ve HDP seçmenlerinin kendilerine mecbur olduğunu sanıyorlarsa, sadece Türkiye'nin siyasal gerçekliklerinden ve Kürtlerin politik olgunluğundan bihaber olduklarını ortaya koymuş oluyorlar. 

İYİ Parti ve Akşener'in siyaseten saçma, son tahlilde rejime hizmet eden bu taşkın anti HDP tavırlarının bir taban baskısından çok bir siyaset alışkanlığının ürünü olduğu çok açık. Bu tutum bir yandan kendi mahallesiyle konuşarak, kendi sesinin yankısından cesaret alma öte yandan iktidar saldırıları karşısında, en ırkçı en şoven en bağnaz ve en anti HDP tutumu benimsemiş göstererek kendini sağlama alma telaşını yansıtan, iptidai bir tavırdan ibaret. İYİ Parti ve Akşener muhalefet ile ilişkilerine yön verme açısından Metropoll Araştırma Kuruluşu'nun son anketini dikkatle okumalı. Hangi partiye asla oy vermezsiniz? Sorusuna, İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 47.8'i AKP, yüzde 26.8'i HDP diye karşılık vermiş. HDP seçmenlerinin ise, yüzde 64.1'i AKP, yüzde 1.5'i İYİ Parti demiş. Sayıların dili açık; İYİ Parti saflarında hatırı sayılır bir HDP karşıtlığı olsa da AKP karşıtlığı bunun iki katıdır. HDP saflarında ise kararlı bir AKP karşıtlığı vardır ama İYİ Parti karşıtlığı hemen hiç yoktur. Bu, HDP seçmeninin İYİ Parti'yi sevdiğini değil, kiminle karşıtlık kuracağına dair yüksek bir siyasal eğitime sahip olduğunu gösterir. İYİ Parti'nin HDP'den öğreneceği şey budur. Tabanının ana siyasal doğrultusunu esas alarak onu eğitmek, HDP nasıl tabanını siyasi doğrultusuna angaje etmişse, İYİ Parti tabanının da iktidar karşıtı yönelimine dayanarak, bünyesindeki MHP ve BBP kalıntısı, arkaik Kürt ve HDP karşıtı unsurlarını siyaseten eğitmesi beklenir. Akşener kendisini milliyetçi histerinin kollarına bırakarak, kolay yoldan çok uzağa gidemeyeceğini görmeli. Doğrusu HDP olmadan bir yol da yok. HDP ve kitlesi zımni muhalefet ortaklığıyla siyasal haysiyeti arasında seçime zorlandığında yepyeni seçenekler yaratma yeteceğini pek çok kez kanıtladı. Akşener MHP artığı kontra sağcılar ile demokratik kamuoyunun beklentileri arasında seçimini yapmalı. 

Öne Çıkanlar