'Adımlar yetersiz kaldı'

Şebnem Korur FİNCANCI

ARTI GERÇEK- "Özellikle salgının yeniden yükselişe geçtiği koşullarda ve normalleşme adı altında atılan adımlarla bunun daha da derinleşeceği kaygısı ile hepinizi selamlıyor ve sağlıklı günler diliyorum. Tabi bu normalleşme adı altındaki adımları tarih vermek başlı başına ciddi bir sorun, öyle değerlendirmemiz gerekiyor. Pandemi yönetiminde tarih ile değil test sayılarıyla, vaka sayısıyla ve vaka sayısı ile test sayısı oranlarının görünümüne göre değerlendirme yapmak ve normalleşme tanımlanacaksa bu koşullarda tanımlamak gerekirdi. Ama biliyoruz başından beri pandemi yönetimiyle ilgili ciddi sorunları oldu iktidarın. Ve bu pandemi yönetimine dair verilerin şeffaf paylaşılmamasından, sahada uygulamalara, etkili bir taramanın gerçekleştirilmesine ve bu tarama sonucunda temaslıların izole edilmesiyle insanların korunmasına dair adımlar yetersiz kaldı. Toplumda çok ciddi bir beklenti ortaya çıktı. Ve zor zamanlarda sokağa çıkma yasaklarıyla alınan önlemler sonucu, insanlarda hem yaşanan ciddi ekonomik kriz ile hem de eve kapatılmanın duygusuyla isyan duygusu geliştirdiler. Bu çok beklenir bir durum. Baktığımızda böyle bir duygu durumuyla toplumun bu pandemi sürecindeki önlemlere yaklaşımını anlaşılır bulmak gerekiyor. Ancak buna özgü bir takım düzenlemeler yapılması gerekirdi.

Pandeminin birinci yılına giriyoruz Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü iddia edilen tarih itibari ile. Ve baktığımızda ilk başta kapalı alanlar açık kalmayı sürdürürken, yani AVM'ler açık kalmayı sürdürürken, parkları ve sahil kıyılarını yasakladı bu iktidar. Dolayısıyla pandemi yönetiminin anlamı konusunda kuşku uyandıran bir yaklaşım sergiledi ne yazık ki. Bütün bunlarla birlikte değerlendirmek gerekiyor koca bir yılı. Bizlerde Türk Tabipleri Birliği olarak, Türkiye'deki 65 tabip odası olarak, pandeminin birinci yılıyla birlikte 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerimizi buluşturan bir yerden pandemiye bakmaya, sağlık hakkımız ile ilgili savunumuzu güçlendirmeye ve bunun için uyarılarda bulunmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tüm odalarımızdan çok kapsamlı, çok dikkat çeken, düşündürücü etkileri olacak programları olacak. Bir uluslararası sempozyomu var Türk Tabipler Birliği'nin ve burada pandemiyi, pandemiye neden olan patriyarkal kapitalizmin etkilerini ve bundan nasıl kurtulabileceğimize dair bir öngörü geliştirmeyi hedefliyoruz. O nedenle tüm emek örgütlerinden, meslek örgütlerinden ve bilim insanlarından katılımcılarla pandemiyi, dünyayı ve yaşamı tartışacağız. Görünmez kılınanları, buharlaşan hakikati ve ayrımcılıkları pandemi ile ilişkisini her boyutuyla ele alma hedefimiz var. 11'inden 20'sine kadar pek çok etkinlikte. Onun dışında odalarımızında bu yıl neredeyse mart sonuna kadar ulaşan etkinliklerle 14 Mart Tıp Haftası'nda tüm yaşananları paylaşabilecekleri bir süreç olacak.

Hepimiz için anlamlı olmasını diliyoruz elbette ama sevgili meslektaşım Zeki Gül'ün yazısında ifade ettiği, ilk coğrafyacı olarak kabul edilen Strabon'dan, kendisinin şaşı olması nedeniyle bizim tıp kaynaklarımıza strabismus olarak giren şaşılık, dünyaya bakışımızda da bizi yanıltmasın, Türkiye'ye bakışımızda da bizi yanıltmasın dileğimiz var. Ve Strabon'un bütün o görme sıkıntısına rağmen dünyayı tanımladığı coğrafya anlayışıcı; ayrımcılıktan uzak, Türkiye'ye ve dünyaya bakabilmeyi olanaklı kılsın istiyoruz. Türkiye'nin haritasındaki renklerin ne anlama geldiğini yalnızca sağlık alanından değil, ayrımcılıklar alanından da, yoksullukla, eşitsizliklerle ve demokrasinin olmamasıyla bağdaştırarak bakmak gerekiyor. Çünkü sağlık, tek başına sağlık değil. Bunların bir bütünü. Eğer siyasi bir iyilik halini gerçekleştiremiyorsanız, sosyal bir iyilik halini mümkün kılamıyorsanız o zaman beden ve ruh sağlığınızı da onarabilme olanağınız yok. Bunların hepsinin bi arada olduğu, dolayısıyla toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet gereksinimimizi bir kez daha anımsatarak ben sizlere sağlıklı günler diliyorum."