Üçlü danışma kurulu acilen toplanmalıdır

Üçlü danışma kurulu acilen toplanmalıdır
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu DİSK Genel Sekreteri Adana Serdaroğlu oldu.

Adnan SERDAROĞLU


ARTI GERÇEK- DİSK olarak bu hafta içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bir mektup göndererek pandemiyle ilgili zaten yetersiz olan sosyal ödemelerin sona ermesiyle ortaya çıkan sorunların görüşülmesi için üçlü danışma kurulunun toplanması gerektiği çağrısını yaptık. Yıllardır toplanmayan üçlü danışma kurulunun özellikle bu kadar yoğun sorunların yaşandığı bir dönemde toplanması gerekir dedik. Bu konuda bir yanıt bekliyoruz. 

Mektupta yaşanan sorunlara ve üçlü danışma kurulunda dile getireceğimiz çözüm önerilerine yönelik de bir takım düşüncelerimizi şimdiden paylaştık. 

Bilindiği gibi Mart 2020'den bu yana ğlkemizi olduğu gibi dünyayı da etkisi altına alan Covid-19 pandemisi halk sağlığı yanında çalışma yaşamında da ciddi olumsuz sonuçlar yaratmıştır ve hâlâ yaratmaya devam etmektedir. Milyonlarca çalışan pandemi nedeniyle iş ve büyük gelir kayıplarına uğramıştır. Konfederasyonumuz DİSK, başında bu yana pandemiye ilişkin olarak sosyal politika önlemlerinin sosyal politika mekanizmalarının işletilerek ve sosyal tarafların katılımıyla ele alması yanında olmuştur. 

Pandemi sürecinde üçlü danışma kurulunun toplanması gerektiğini sık sık dile getirdik ve bu yönde çokça taleplerimiz oldu. Ne yazık ki bugün pandeminin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen üçlü danışma kurulu bir kez bile toplanmadı. Oysa ilgili yönetmelik gereği bu kurulun yılda üç kez toplanması gerekiyor. Kaldı ki pandemi gibi olağanüstü bir durumda kurulun daha sık ve bu olağanüstü kurula uygun olarak daha fazla toplanmasının önemli yararları olduğu açıktır. 

Üçlü danışma kurulu, bildiğiniz gibi, işveren, işçi ve hükümet örgütlerinin bir araya gelerek oluşturmuş olduğu bir kuruldur. İşçiler açısından pandemi döneminde alınan önlemler, bilindiği gibi, 1 Temmuz 2021 itibariyle sona ermiştir. Çalışma yaşamını ve işçilerin haklarını son derece yakından etkileyen bu uygulamaların sona ermesi ve sonrasında ortaya çıkabilecek sorunlar, taraflarla müzakere edilmemiştir. 

Başlatılırken olduğu gibi önlemler sonlandırılırken de sosyal diyalog mekanizmaları işletilmemiştir. Bu büyük bir eksikliktir ve bu durum bir an önce telafi edilmelidir. Üçlü danışma kurulu mutlaka bu süreci telafi edecek şekilde başlatılmalı ve kısa aralıklarla toplantılarını sürdürmelidir. Hiçbir şekilde bu süreç halının altına süpürülerek yok sayılıyor diye düşünülecek bir süreç değildir. 

Salgına ilişkin sosyal politika önlemlerinin 1 Temmuz itibariyle sona ermesi sonrasında çalışma hayatında çok yeni ve derin sorunlar ortaya çıkmıştır. Günlerdir bunları bizler anlatmaya çalışıyoruz. Fesih yasağının sona ermesiyle birlikte işten çıkarmaların yaygınlaştığı artık aşikardır. Çoğu işyerinde bununla karşılaşılmıştır. Çok ciddi bir işsizlik tehlikesiyle karşı karşıyayız. Pandemi döneminde çok sınırlı da olsa İŞ-KUR destekleri alan işçilerin önemli bir bölümü, işten çıkarmalar karşısında gelir desteğinden yoksun kalmışlardır. 

İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarını ağırlığı nedeniyle işten çıkartılan işçilerin önemli bir bölümü risk altındadır. Pandemi döneminde işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının gözden geçirilmesi ve ön koşulların kaldırılması acilen gündeme alınmalıdır. 15 aya yaklaşan kısa çalışma ödeneği ve bunun yanında fesih yasağıyla paralel yürütülen zorunlu ücretsiz izin uygulaması yeni sorunları gündeme getirmiştir. 

Örneğin, kısa çalışma ödeneğinin ve tek taraflı ücretsiz izin uygulamasının kıdem süresine etkisi konusundaki belirsizlikler ciddi uyuşmazlıklara ve işçi aleyhi uygulamalara yol açabilmektedir. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamalarında geçen sürelerin işçilerin kıdemine sayılması konusundaki belirsizliklerin giderilmesi gerekir. Bunun için yasal düzenleme iş hukukunun o evrensel ilkesi olan işçiyi koruma esasına dayalı bir yaklaşım benimsenerek sürelerin işçinin kıdeminde sayılması için idari ve yasal önlemlerin bugünlerde alınması artık zorunlu hale gelmiştir. Aksi halde büyük kayıplar gündeme gelecektir. Hem kıdem tazminatında hem de emeklilikte bunlar işçilerin yaşayacağı sorunlardır. 

Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasının diğer yarattığı sorun ise bu sürelerin sosyal güvenlik haklarına etkisidir. Yaklaşık 15 aylık sürenin emeklilik açısından büyük kayıplar yaratması söz konusudur. Pandemi döneminde işçilerin kendi iradeleri dışında fiilen çalışmadıkları bu sürenin sosyal güvenlik açısından bir kayıp yaratmaması için acilen düzenleme yapılmasının ve bu sürelere ilişkin sosyal güvenlik primlerinin hazine tarafından, hiç değilse bu sefer hazinenin işçiler için açılması ve işçilerin bu kayıplarının ortadan kalkması için hazineden karşılanması gerekmektedir. 

Diğer taraftan, pandemi döneminde bu ödemelerden yararlanamayan ve kayıt dışı çalışırken işsiz kalanların korunmasını sağlayacak önlemlerin de acilen alınması gerekiyor. Tekrar ediyoruz, üçlü danışma kurulu mutlaka çalışma yaşamı içerisinde birçok sorunun görüşülmesi için acilen toplanmalıdır. 

Öne Çıkanlar