İstanbul Boğazı'nda büyüyen sektör: 'Her şey dahil' evlilik teklifi şovu
Ezgi YILDIZ
İSTANBUL - İstanbul Boğazı son dönemde yükselen yeni bir 'romantizm sektörüne' ev sahipliği yapmaya başladı. Özellikle hafta sonları akşam saatlerinde Boğaz Köprüsü, (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) Beşiktaş Ortaköy sahilinden rahatlıkla görülen lazer ışıklarıyla yansıtılmış evlenme tekliflerine sahne oluyor.
Birçok firmanın yasal olarak pek de bir sakınca görmeden paket halinde ‘size özel’ diyerek sattığı evlilik teklifi performansları arttıkça şikayetler de yükseliyor. Çiftler bu lüks ve ‘masal’ sunumlu satın alınan evlilik tekliflerini neden tercih ediyor? Bu sorunun tam yanıtını bulamasak da bu sektör nasıl işliyor, çiftler nasıl ritüeller tercih ediyor, kamusal alandaki etkisi nedir? Bu sorulara yanıt aradık.
'LÜKS, GOLD, SÜPER LÜKS, SÜRPRİZLİ...'
Önce paket içeriklerine, ardından da akşam saatlerinde etkinlikleri yerinde izlemek için gittiğimiz Ortaköy’de tekliflerin ışığı ve gürültüsünün etraftakilerde nasıl bir ilgi uyandırdığına baktık.
Organizasyon şirketlerinin hafta içi ve hafta sonu farklı fiyat tarifeleriyle ‘her bütçeye uygun’ diyerek pazara sunduğu; Lüks, Gold, Süper Lüks, Sürprizli Organizasyon Akışı ve ‘ek hizmetler’ başlıkları adı altında sattığı hazır evlilik teklifi paketleri mevcut.
KAMU ÖNÜNDE ÖZEL ANLAR ŞÖLENİ!
‘Sürprizli Organizasyon Akışı’ olarak düzenlenen paketi alan çift, firmanın belirlediği bir noktadan yat ile alınıyor. Yolculuk bu haliyle başlamış oluyor. İçerideki masa ise şirket tarafından çiftin isteğine göre şamdanlar, mumlar, kristaller ve taş objeler ile süsleniyor. Elbette tüm gecenin görüntülerini kayıt altına alacak kadın fotoğrafçı gecenin başından sonuna kadar bu ‘özel’ ana şahitlik ediyor.
Havanın kararmasıyla birlikte 30 watt gücünde yeşil lazer veya 20 watt gücünde renkli lazer ile boğaz köprüsünün üstünde evlilik teklifi ve diğer mesajlar görülmeye başlanıyor. Önceden cevabının alındığını düşündüren “x kişisi evet dedi” yazısı, teklifin hemen ardından köprüye yansıtılıyor. Her bir yazı maksimum 2 dakika köprüde tutuluyor. Sahildeki çoğu kişinin telefon kamerası bu ışığa yöneliyor. Seçilen müziğin sesinin yüksekliği bakışları üzerinde tutmaya devam ediyor ve sosyal medya paylaşımlarına konu oluyor.
REKLAM ETKİSİ
Teklifler yapılırken hali hazırda sosyalleşmek için hafta sonu sahile gelen yoğun kalabalık ‘özel hissettiren’ teklifin hazır izleyicileri haline gelmiş görünüyor. Balonlarla süslenmiş yat bol ışıklı haliyle, meşaleli, havai fişekli ve bol gürültülü bu gösteri topluluğun ister istemez ilgisini çekiyor ve onların da çektiği fotoğraflarla sosyal medyada daha fazla paylaşıma neden oluyor.
Bu haliyle çiftler ‘ötekinin’ ilgisini çekecek kuvvette bir ışıkta ve yüksek bir sese ve lüks paketlere yönelirken firmaların özellikle fiyatlarını buradan yükselttiği çıkarımında bulunmak çok da zor olmuyor. Bu pakette dikkat çeken bir diğer husus ise ek paketlerde 'kadın kemancı', 'kadın oryantal' gibi hizmetlere yer verilmesi ve müşterilerin bunları ek ücret karşılığında satın alması…
GELİN HAMAMI, KINA GECESİ GİBİ ADETLER DE SOSYAL MEDYAYLA CANLANDI
Sosyolog Feyza Akınerdem bu tarz evlilik ritüellerinin tercih edilmesinde dizi sektörünün toplumdaki ‘romantiklik algısına’ olan etkisine dikkat çekti. Bu evlilik tekliflerinin bir sosyal medya tasarımı haline geldiğini dile getiren Akınerdem, şunları söyledi:
“Günümüzde etkisini yitirmiş olan gelin hamamı, kına gecesi vb. adetlerin de sosyal medyada paylaşılabilecek şekilde süslenerek tekrar gündeme geldiğini görüyoruz. Bu performanslardan gelir elde eden kişilerin yanında aynı pazarı canlı tutan influencerlar da var. Çok takipçili ve şöhretini internetten oluşturan kişilerin paylaşımları kendisini takip eden diğer sosyal medya kullanıcılarının onları taklit edip geliştirmeleriyle hep güncel bir davranış olarak kalırken daha çok yayılmasına da sebep oluyor."
‘TOPLUMDA ADALETSİZLİK DUYGUSUNA SEBEP OLABİLİR’
Türk Psikolog Derneği’nden Prof. Dr. Gökhan Malkoç, gösterişli evlenme tekliflerinin neden tercih edildiğine dair de şunları söyledi:
“‘Başkası ne der’ diyerek büyüyen insanların genel davranışıdır bu. Bireyin, başkaları tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde kendini gerçekleştirmesi ve buradan mutluluk duymasıyla ilgilidir. Buna ben ‘sağlıksız mutluluk’ diyorum. Başlarda heyecanla karşılanan eylem daha sonra birçok sorunu beraberinde getirebilir. Çünkü bu yüksek ilgi aniden ortadan kalktığında birey yoksunluk hissedebilir ve depresyona girebilir. Çiftler biraz daha yaratıcı olabilir ve bunu maddi bir harcama yapmadan da gerçekleştirebilir."
Gökhan Malkoç, maliyeti yüksek bu eylemlerin çiftlerde süreklilik beklentisine de sebep olabileceğini ve yine maliyetinin fazla olması nedeniyle sürekliliğinin pek mümkün olamayacağına işaret ederek bu eylemlerin seyircisi olan toplumda da belli sorunları doğurabileceğine şu sözlerle dikkat çekti:
“Büyük çoğunluğu yoksulluk sınırında, önemli bir kısmı açlık sınırında yaşayan bir toplumda gizli bir öfkeye de sebep olabilir. Sosyal medya paylaşımlarıyla beraber daha fazla görünür olan bu şatafatlı davranışlar yüksek maliyetleri sebebiyle seyircisi haline gelen toplumda ‘adaletsizlik’ duygusuna sebep olabilir” dedi.
'RİTÜELLER GERÇEKÇİ OLMAYAN BOYUTLARA ERİŞTİ'
Evlilik Danışmanı ve Terapisti Uzman Psikolog Nazım Serin de “Bu davranış bireyin ’ben önemliyim, benimle ilgili olan tüm konularda her şeyi en muhteşem seviyede yapmam gerekir’ dediği, narsizmin daha çok yükseldiği bir dönem eğilimidir. Bu eğilim bazı açılardan sağlıklı değildir” sözleriyle ifade etti.
Nazım Serin, kamusal alanda gösterişli bir biçimde sunulan evlilik teklifinin sosyal medyada daha geniş kitlelere ulaşarak paylaşılmasını, ‘bireyin, toplumu kendisi için sarf edilen çabaya şahit tutma’ isteğinden doğduğunu belirtti.
Bu davranış tarzıyla başlayan evlilikleri değerlendirmesini istediğimiz Nazım Serin; ritüellerin tarihler boyunca insan hayatında var olduğuna fakat günümüzde ritüellerin gerçekçi olmayan boyutlara eriştiğine dikkat çekti. Sevim, sözlerine şöyle devam etti:
“Hele ki imkânı olmadığı halde trende uymak zorunda hissederek bu tarz eylemlerin yapılması kişilerde bir stres kaynağına sebep olabilir. İyi bir ilişkinin ölçütü bu ritüellerden ziyade, çiftlerin kişilik ve psikolojik uyuma elverişli olmasıdır. Söylediklerimizin hiçbiri bireyin kendine değer vermemesi gerektiği anlamına gelmemeli ama bireyin kendine değer verme şeklinin bu tarz ritüellere indirgenmesinin ilişkiyi iyi bir hale getirmediğini açıkça ifade etmek gerekir."
KAMUSAL ALANDA YAPILMASININ AKLA GETİRDİĞİ ‘YASAL MI?’ SORUSU
Kamuya açık alanda yapılan bu uygulamalar tartışmalara sebep olurken akıllara ‘yasal olarak bir sakınca taşıyıp taşımadığı’ sorusunu beraberinde getiriyor.
Telefonla ulaştığımız bir firma buna dair soruya “Eğer genel bir denetim olmazsa cezai işlem olmuyor” cevabını verdi.
İLGİLİ KANUN NE DİYOR?
4/7/1934 tarihli 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu 8'inci maddeyi incelediğimizde kamuya açık alanlarda yapılan organizasyonun ruhsatsız yapılması halinde cezai işleme tabi tutulabileceği yorumunu sağlıyor.
Kanunda geçen madde şu şekilde;
“Kişilerin tek tek veya toplu olarak eğlenmesi, dinlenmesi veya konaklaması için açılan otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri; gazino, pavyon, meyhane, bar, birahane, içkili lokanta, taverna ve benzeri içkili yerler; sinema, kahvehane ve kıraathane; kumar ve kazanç kastı olmamak şartıyla adı ne olursa olsun bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun alet ve makinelerinin, video ve televizyon oyunlarının içerisinde bulunduğu elektronik oyun yerleri; internet kafeler ve benzeri yerler umuma açık istirahat ve eğlence yeri sayılır.
Sabit veya seyyar olarak kullanılan kara, deniz, hava ve her çeşit taşıma araçlarında, birinci fıkrada belirtilen faaliyetlerin icrası durumunda, bu yerler de umuma açık istirahat ve eğlence yeri sayılır.
Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatı bağlı olduğu kolluk kuvvetinin görüşü alındıktan sonra belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; bu alanların dışında il özel idareleri tarafından verilir.”
Ruhsat alınmadan yapılan bu ticari faaliyetleri yapan eğlence mekanları kapatılır. Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin bulunacağı alanların tespiti ve bu yerlerin ruhsatlandırılmasında uygulanacak usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Bu iş yerleri için düzenlenen iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının bir örneği yetkili kolluk kuvvetine gönderilir. Bu iş yerleri genel güvenlik ve asayiş yönünden genel kolluk tarafından denetlenir.