'Uyandığımda artık İngilizce konuşamıyordum'
Hannah'nın erkek arkadaşı Andrew Wilde, Hannah'dan şaşırtıcı bir telefon mesajı aldığında, ABD'nin Montana eyaletinde bir dağa tırmanıyordu. Mesajdan sadece iki kelime anlayabildi "köpek" ve "hastane". Ama bir şeylerin iyi gitmediğini içgüdüsel olarak anlamıştı.
Hannah'ın anadili Almancaydı. Ancak Andrew bir şey anlamamıştı çünkü aralarında hep İngilizce konuşmuşlardı.
Andrew ortada bir problem olduğunu anlayınca seyahatte olduğu ABD'den döndü. Karşılaştığı Hannah, birkaç gün önce vedalaştığı kız arkadaşından çok farklıydı.
Bisikletiyle giderken başka bir bisikletle çarpışan Hannah hastanede kendine geldiğinde nerede olduğunu, neler yaşadığını, kim olduğunu bile bilmiyordu. Etrafında konuşulanlardan da herhangi bir şey anlamıyordu: "Hiçbir şey anlamıyordum. Sanki yabancı bir ülkede uyanmış gibi hissediyordum ve insanların neden benimle benim anlamadığım bir dilde konuştuğunu çözemiyordum" diyor.
Doktorların kafası da en az Hannah kadar karışıktı, çünkü bütün belgeleri İngiltere'de yaşadığını ve çalıştığını gösteriyordu. Adının Hannah Jenkins olduğunu biliyorlardı ama İngilizce anlamıyordu.
Kayıtlardaki en yakın akrabasına, kız kardeşi Margeret'e ulaştılar. O da Hannah'la konuşmak istedi. Hannah hastanedeki yatağında oturup telefonda konuşurken, sonunda biriyle iletişim kurabildiği için rahatlamıştı.
Bu durum doktorları daha da şaşırttı, çünkü daha önce sadece nadiren anlaşılamayan kelimeler söylemişti. Hannah'ın Margaret'a soracak çok sorusu vardı. Birisi de doktorların onunla neden onunla İngilizce konuşmadığıydı. Margaret "İngilizce konuşuyorlar, Hannah"dedi.
Kaza, Hannah'ın İngilizce bilgisini aklından silmiş gibi görünüyordu. Geriye sadece ana dili Almanca kalmıştı. Kız kardeşiyle de Almanca konuşmuştu.
Hannah "Doktorlar Almanca konuşabildiğimi bilmiyordu. Kızkardeşimle konuşuna dek fark edemediler" diyor.
ÇOCUKLUKTA ÖĞRENİLENLER DAHA KALICI
Kız karkardeşiyle birlikte İngiltere'de, çok dil konuşan anne ve babaları tarafından büyütülmüşlerdi. Avusturyalı anneleri dört dil konuşuyordu ve Gallerli dil öğretmeni babaları yedi dil biliyordu.
Hannah "Sözlü öğrendiğim ilk dil Almancaydı. Evde bir kuralımız vardı. Dili unutmamak için ailemizle hep Almanca konuşuyorduk. Hastanedekilerin İngilizce konuştuğunu çözemedim. Beynim İngilizce anlama yeteneğini tamamen kaybetmişti" diyor.
Beyin cerrahı Colin Shieff'e göre Hannah "ikincil dil kaybı" denilen bir şey yaşıyor. Shieff, "Beynimiz çok duyarlı ve onu etkileyen her şey ağzımızdan çıkan kelimeleri etkileme kapasitesine de sahip. Belirli bir belin yaralanması kesinlikle Almanca isimleri ya da İngilizce grameri unutturur diye bir formül yok. Ama bunlar yaşanıyor" diyor.
Shieff, böyle bir durumda büyük olasılıkla çocuklukta öğrenilen dilin - "Evet" ya da "Hayır" diyebilme kabiliyetinin, hatta çocuklukta öğrenilen şarkıların geriye kalacağını, sonradan öğrenilen kabiliyetlerin ise kaybedilecek ilk şeyler olacağını söylüyor.
KONUŞMA YETENEĞİNİ NEDEN KAYBETTİ?
- Beynin konuşma ve dil kabiliyetiyle ilgili yerleri ön tarafı ve temporal lobdadır.
- Bu bölgeleri etkileyen yaralanmalar konuşma yetisini kelimeleri hatırlamaktan, akıcı konuşma yetisine dek bir şekilde etkiler.
- Bazı insanlar iletişim yeteneğini tamemen yitirir.
- Bazen, yaralanmadan önce iki dili akıcı bir şekilde konuşan insanlar bir dili tamamen kaybedip, diğerini tamamen koruyabilir.
Kazanın fiziksel etkisi çok azdı. Sadece morarmış bir diz ve ağrıyan bir omuz. Dolayısıyla Hannah birkaç gün sonra taburcu edildi. Ancak tercüman rolünü üstlenen kızkardeşi sayesinde, beynindeki yaralanmanın önemli olduğunu ve düzelmesinin aylar değil, yıllar süreceğini öğrendi.
İNGİLİZCE İKİNCİ DİLİ OLDU
"Sabahları iyiyim, ancak öğleden sonra yorgunluk başlıyor ve Almanca düşünmeye başlıyorum. Kendime Almanca notlar yazıyorum ve beynimin iletişimle ilgili kısmını kapatıyorum ki akşam Andrew eve geldiğinde yeniden iletişim kurabileyim."
Çift, dil dışında Hannah'ın kişiliğinin de kaza sonucu değişmesi gerçeğiyle başa çıkmak zorunda kaldı. Hannah'a "kazadan sonra, kazadan önceki insan olmayabileceğini" söylemişlerdi: "Sanırım en zoru olan biteni anlayabilmeniz. Sanki, yeni kişiliğinizi tanımadan önce eski kişiliğinizle vedalaşmak için bir yas tutma sürecinden geçmek zorundasınız."
Ekim 2015'te yaşadığı kaza Hannah'ın yaşamını, dil yetisini ve kişiliğini değiştirdi. Ama bunlara adapte olmayı öğrendi.
"Zihnen, benim artık bu olduğumu görmem gerekiyor. Yeniden kendimle mutluyum. Dolayısıyla şimdiki halimle yaşamıma devam etmemem için hiç bir neden yok." (BBC Türkçe)