Venüs'ün Doğuşu'na bakarken sanattan zehirlendi
Geçen Cumartesi günü ismi açıklanmayan bir adam, Botticelli'nin 15. yüzyıl sonlarında yaptığı ve İtalyan rönesansının başyapıtlarından kabul edilen tablonun önünde yere yığıldı.
İtalyan basınındaki haberlere göre fenalaşan adama ilk müdahaleyi, müzeyi gezmekte olan Romalı bir doktor grubu yaptı. Daha sonra hastaneye kaldırılan adamın sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi.
ESERLERİN ÖNÜNDE ÇOK SAYIDA BAYILAN OLDU
Venüs'ün Doğuşu'na bakarken fenalaşan adamın Stendhal Sendromu'ndan muzdarip olduğu iddia edilirken, Uffizi Galerisi Müdürü Eike Schmidt, "Tıbbi teşhis yapmak benim alanım değil. Fakat son yıllarda galerimizdeki önemli eserlerin önünde çok sayıda fenalaşma vakası yaşandı" dedi.
Schmidt, daha önce Uffizi'de 2016'da bir kişinin yine Botticelli'ye ait olan 'İlkbahar' eserinin önünde sara nöbeti geçirdiğini söyledi. Schmidt, bu yıl da Caravaggio'nun Medusa'sının önünde bir kişinin bayılıdığını anlattı.
Schmidt bu vakaları, 'sanatın gerçekliği etkilediğinin kanıtı' olarak yorumluyor.
STENDHAL SENDROMU NEDİR?
Sanat zehirlenmesi diye de bilinen Stendhal Sendromu, ismini, 18-19. yüzyıllar arasında yaşamış olan Fransız yazar Stendhal'dan (Marie-Henri Beyle) alıyor.
1817'de Floransa'yı ziyaret eden Stendhal, Santa Croce Bazilikası'nı gezerken coşku, kalp çarpıntısı ve halsizlik hissi yaşadığını yazmıştı. Rönesansın başkenti Floransa'nın, bu belirtilerin en sık görüldüğü yerlerden biri olması nedeniyle bu rahatsızlığa Floransa Sendromu da deniliyor. Floransa'da 10 yıl içinde 100'ün üzerinde Stendhal Sendromu vakası yaşandığını belirtiliyor.
Floransa'daki Medici Riccardi Sarayı'nın ziyaretçilerini incelemeye alan bilim insanları, fresklerle süslü şapeli gezen ziyaretçilerin yüz kaslarının gevşediğini, gözbebeklerinin küçüldüğünü, kalp atış hızı, nefes alış-verişleri ve tansiyonlarında değişiklikler olduğunu belirlemişti.
Bilim insanları bu durumu "Stendhal Sendromu çoğunlukla Floransa'da yaşanıyor çünkü dünyada Rönesans sanat eserlerinin en yoğun olduğu yer burası. İnsanlar kısa sürede yüzlerce başyapıtla karşılaşıyor. Rönesans sanatı herkese hitap ediyor, hakkında fazla bilgiye sahip olmayanlara bile. Oysa modern, kavramsal sanatta durum farklı, bunlardaki mesajı anlayabilen insan sayısı çok daha az" şeklinde yorumluyorlar. (Sputnik Türkçe)