Alman şirketinden Ege’nin dağlarına RES: 7 bin ağaç ve 10 endemik bitki türü tehlikede
İZMİR - Alman enerji şirketi Enercon’un Aydın-Muğla sınırına yapmak istediği rüzgâr enerji santralinin (RES) proje tanıtım dosyası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından masaya yatırılacak. Projede yapılan değişikliklerle birlikte Latmos Dağları’nın bulunduğu alan proje sahasından çıkarılsa da 7 bine yakın ağaç kesilme tehdidi altında. Ayrıca RES sahası 10 ayrı endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor.
İZMİR - Almanya’nın en büyük rüzgâr türbini üreticisi olan ve Türkiye’deki pek çok santralde ürettiği türbinler kullanılan Enercon’a ait EN 2 Rüzgâr Enerjisi Yatırım Anonim Şirketi, Muğla-Aydın sınırında RES yapmak için geçtiğimiz aylarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurdu. Proje ile ilgili son kararı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme Değerlendirme Komisyonu önümüzdeki haftalarda verecek. 12 Şubat 2024'te toplanacak kurul proje ilgili kararını açıklayacak. Ya projenin son hali ilan edilecek ya da proje tanıtım dosyası şirkete iade edilecek.
18 RES TÜRBİNİ YAPILACAK
Projeye göre Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Sakarkaya bölgesinden başlayarak, Anadolu Geçidi, Kayabükü, Narhisar, Konak, Ketendere köy arazilerinde ve Aydın'ın Karpuzlu ilçesine bağlı Kızılcabölük, Yahşiler’den Tekeler’e kadar uzanan geniş bir alanda 75 MWm kapasiteli 18 adet rüzgâr enerji türbininden oluşacak santral inşaatlarının yapılması düşünülüyor.
LATMOS PROJE DIŞINA ÇIKARILDI
Projenin ilk olarak 125 MW kapasiteli 30 adet rüzgâr enerji türbininden oluşturulması planlanıyordu ancak bölge halkının tepkilerinden dolayı santralin Latmos Dağı'ndaki bölümü projeden çıkarıldı.
7 BİNE YAKIN AĞAÇ KESİLECEK
Proje alanının tamamına yakını, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre orman alanında yer alıyor. Proje bu haliyle hayata geçerse 113.75 hektarlık alandaki en az 6 bin 590 karaçam, kızılçam ve fıstıkçamı kesilecek. Bölgede yapılan arıcılık da zarar görecek.
10 ENDEMİK TÜRÜN YAŞAM ALANI
Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere ÇED sahası 10 farklı endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Sahada üçü bölgesel (Fritillaria milasense, Cyclamen mirabile, Veronica donii), yedisi geniş yayılışlı (Corydalis wendelboi subsp. wendelboi, Trifolium caudatum, Ferulago humilis, Alkanna tubulosa, Verbascum splendidum, Verbascum parviflorum, Lavandula stoechas subsp. cariensis) toplam 10 endemik bitki türü bulunuyor.
YÖRE HALKI PROJEYİ İSTEMİYOR
Projeyle ilgili hem Aydın'da hem de Muğla’da yapılan halk toplantılarına da yöre halkının tepkisi damgasını vurdu. Aydın'ın Karpuzlu ilçesine bağlı Tekeler Köyü’ndeki toplantıda Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı (EKODOSD) ve Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) temsilcileri projenin projenin hayata geçirilmek istendiği alanın doğal ve kültürel değerlerine dikkat çekti.
'BÖLGEDE KAYA RESİMLERİ VAR, SİT ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR'
Artı Gerçek’e konuşan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Latmos bölgesinin proje sahasından çıkarılmasının yeterli olmadığını, projenin tamamen iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Diğer bölgelerde de SİT çalışmalarının sürdüğüne dikkat çeken Sürücü, "Bölge kültürel anlamda ve flora açısından çalışmaları bitmemiş çok önemli bir alanda bulunuyor. Zaten Sakarkaya bölgesinde yapılan sit çalışmaları nedeniyle bu bölgenin proje kapsamından çıkarıldığını öğrendik. Ancak geri kalan bölgede de Tekeler Köyü arazilerinde bazı alanların yeni sit çalışmaları devam ediyor. Aradaki bölgenin kapsamlı araştırması yıllarca sürebilir. Çünkü bölge kaya resimleri açısından çok zengin olup, binlerce kayanın hangisinin altında tarih öncesi resim var, bakir coğrafyanın neresinde bir kültür varlığı var bunların araştırılması lazım" diye konuştu.
'ARICILIK VE HAYVANCILIK DARBE ALACAK'
RES’lerin olası etkilerine de değinen Sürücü, "Açılacak kilometrelerce yolun tahribatı sonucu yöre insanlarının ekonomisine güç katan fıstık çamı ağaçlarıyla, bölgeye has diğer ağaç türleri ve endemik bitki alanları yok olacaktır. Başta Karakulak olmak üzere zengin yaban hayatına ait habitat parçalanacaktır. Köylülerin önemli geçim kaynağı olan arıcılık ve hayvancılık darbe alacaktır. Rüzgar enerji santrali projesi bu bölgeye uygun değildir, bundan vazgeçilmelidir" dedi. (ARTI GERÇEK)
Zilan Deresi'nde yapılmak istenen HES projesi iptal edildi
İstanbul'daki Bahçeköy Yerleşim Alanı ve Çevresi doğal sit alanı olarak belirlendi
Spil Dağı'na taş ocaklarından sonra RES tehdidi
Karaburun Belediye Başkanı'ndan RES için ağaç kesimine tepki: Zeytinime dokunma, keçilerimiz yaşasın